17.Bölüm

367 25 11
                                    

Sıla

"Kerem bekler misin? Yavaş." arabadan indim. Koşarak Kerem'i tutmaya çalıştım. Hastaneden taburcu edilmiş ve siteye gelmiştik.

"Kafamı kırdın sevgilim ayaklarım sağlam emin ol ayrıca tüm ağırlığımı sana verirsem ölersin. Zaten varla yok arası bir şeysin." Kerem'in dediklerine sesli bir kahkaha atmıştım. Gün boyu onun kafasını yardığımı yüzüme vuruyordu ama haksız da sayılmaz yani.

"Geçmiş olsun Kerem Bey." Kerem, güvenlik görevlisine gülümseyerek teşekkür etti.

"Bu arada Sıla Hanım kardeşiniz geldi ama bir on dakika önce gitti." güvenlik görevlisine ters bir bakış attım. "Ne kardeşi ya? Benim kardeşim falan yok. Siz her geleni içeri almıyorsunuzdur umarım." dediğimde adam mahcubiyetle başını eğdi.

"Size süpriz yapmak istediğini söyledi biz de öyle söyleyince anahtarları verdik. Çok özür dileriz lütfen kusura bakmayın." ben şaşkınlıktan ne söyleyeceğimi bilemezken Kerem araya girdi.

"Ne özür dilemesi ya?! Elini kolunu sallaya sallaya girdi sizde arkasından mı baktınız?" adam mahcubiyetle bir şey söyleyememişti. Kerem'in önüne geçerek göz teması sağladım. "Tamam sevgilim, sen burada kal ben eve çıkayım." yanından geçecekken kolumdan sıkıca tuttu. "Sen burada kalıyorsun kameraları izle kimmiş neymiş gör ben eve bakarım." kafamı iki yana salladım.

"Ya beraber gideriz ya tek giderim." dediğimde Kerem bıkkınlıkla başını salladı. "Tamam sevgilim tamam güzelim."

yaaa böyle adam ederler aktürkoğlu ay ben ne diyorum neyse..

Kata çıkarken hızlanan kalp atışlarımı derin nefesler alarak sakinleştirmeye çalışıyordum ama bunun pek bir işe yaradığını söyleyemezdim.

"Sıla, Sıla'm sakinleş güzelim ben yanındayım ve ben varken sana kimse bir şey yapamaz." bir şey söylemeden iyiden iyiye Kereme sokuldum.

Çantamda anahtar ararken kapının hafif aralıklı olduğunu fark ettim. "Sıla sen burada bekliyorsun önce ben giriyorum sonra sen gelirsin." başımı salladım ve Kerem'in önden girmesine izin verdim. Tabiki onu tek bırakacak değildim. Hemen arkasından ben girdim.

Keşke bu manzarayı hiç görmemiş olsaydım. Gördüklerim karşısında istemeden hıçkırarak ağlamaya başladım. Her şey darmadağın olmuştu. Kitaplarım yerlerde ve bir çoğu paramparça durumdaydı. Kırılan biblo ve fincanlar... Her şey paramparça olmuştu.

Kerem'in getirdiği sudan zorla bir iki yudum aldım. Kerem sıkıca bana sarılmış beni balkona çıkarmıştı. Kerem'in göğsünde ağlamam biraz dinerken düşüncelerimi dile getirmeye başladım. "Neden böyle oluyor? Neden her şey yerle bir oluyor? Neden..."

"Hiçbir şeyin yerle bir olduğu yok ben varım her şeyi toparlarız tamam mı canımın içi? Hadi toparla kendini kamera kayıtlarına bakalım." başımı salladım. Şuan ağlamanın sırası değildi bir an önce kendime gelmeliydim.

....

Kerem, Yunus'a haber vermiş olmalıydı ki aşağıya indiğimde Kerem'in yanında görevli ile hararetli hararetli konuşuyorlardı.

Yunus beni fark edince sert bakışlarını görevliden çekip sıkıca bana sarıldı. "Sen iyi misin?" dediğinde başımı salladım.

"Sıla Hanım, giriş yaparken yüzü netçe görünüyor gelin bakın isterseniz." derin bir nefes alarak güvenlik kulübesinde ki monitöre odaklandım. Kerem ve Yunus da pür dikkat ekrana bakıyordu.

"Lan bu o pezevenk mi! Sıla bana çabuk söyle bu o pezevenk mi?" Kerem, Yunus'a anlamsız gözlerle bakarken Yunus'un gözlerinden ateş fışkırıyordu. Kolumu tutup sıktığında ancak kendime gelebilmiştim.

"Yunus, abartma istersen korkutmasana kızı bir sakin ol abicim." Yunus, Kerem'in ikazıyla kolumu bıraktı. Hala benden bir cevap bekliyordu. Korkuyla başımı aşağı yukarı salladım. Yunus sinirden yumruklarını sıkarken Kerem ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Ekranda tekrar tekrar dönen görüntüden başımı kaldırdım. Yunus'a bakmasam da sinirden deliye döndüğünü tahmin etmek çok zor değildi.

"Siz bana görüntünün kopyasını verebilir misiniz?" diye sordum görevliye önce görüntüleri vermeye çok gönüllü yaklaşmasada Kerem eline biraz para sıkıştırarak hem bu durumun aramızda kalmasını hemde görüntüleri almıştık.

"Hadi bana geliyorsunuz bizde şu elemanı daha yakından izleyelim." Yunus'un teklifini reddecekken Kerem araya girdi. "Yo hayır bana geliyorsunuz ve izliyoruz." ikisinin tam ortasında durdum.

"Ben hiçbiriniz ile gelmiyorum sizde benimle gelmiyorsunuz. Evime gideceğim ve ben izleyeceğim." dedim ikisini de uyarır sert bir ses tonuyla. Keremle göz göze geldiğimde gözlerinde ki kırgınlığı gördüm ama şuan buna bir şey yapamazdım.

...

Kerem: gel be
Kerem: gel nefesin nefesime karışsın
Kerem: gel de yüzüm gülsün

Bölüm Sonu
Görüş, düşünce, istek sahne🤍

Son Kadeh |Kerem Aktürkoğlu|Where stories live. Discover now