part eight

15 3 0
                                    

Ten's mouth

Gözlerimi açtığımda Taeyong yanımda telefonundan oyun oynuyordu.
Uyuyakaldığımın ve zamanın fazlasıyla geçtiğinin farkına vardım.

Taeyong'u benim yatağımda,benim yanımda gördüğümde rüya gördüğümü düşündüm
ama gerçek olduğunu anlamak zor değildi.
Taeyong kıpırdamalarımdan dolayı uyandığımı farkedip telefonu bana çevirdi ve telefonun ışığındaki yansıma sayesinde yüzümü karanlığın içinde görebilmesini sağladı.

Taeyong: "Uyanmışsın Ten."

Ten: "Saat kaç ki?"

Taeyong: "Saat 2, çok uyudun çok."

Taeyong telefonu tekrar kendine çevirdi.
Ve oyununa devam etti.
Oyuna odaklanırken sanki bir çocuk gibi görünüyordu.

Yatakta beraber yatmamıza rağmen üzerine battaniyeyi örtmemişti.
Yağmurdan dolayı hava da serindi.

Boş olan omzuna başımı yerleştirdim.
O oyununa devam ederken ben de bileğindeki bileklikleri elimle incelemeye başladım.

Ten: "Özür dilerim, aslında uyumak istememiştim. Sabah erken uyanmak beni yoruyor."

Taeyong: "Sorun değil, uyurken seni seyretmek güzeldi."

Başımı omzundan biraz daha ilerisine yerleştirdim. Kolunu, elinin birini telefonundan çekerek belime sardı, diğer eliyle de oyuna devam etti.

Ben bu şekilde sonsuza kadar durabilirdim.

Öyle güzel hissediyordum ki, omzunda uyuyakalmıştım bile tekrardan...

Sabah olduğunda Taeyong'u yanımda göremeyince, gözlerimi sonuna kadar açıp etrafıma baktım.
Yatağımdan çıkıp üst katın heryerini dolaştım.
Merdivenlerden uyku sersemi olduğum için zar zor aşağıya indim.
Aşağıdaki heryeri dolaştım, Taeyong hiçbir yerde yoktu.

Mutfaktaki masada bir kağıt görünce kağıdı elime alıp inceledim.

Kağıtta:

"Fark ettim de numaralarımız hâlâ birbirimizde yoktu.
Ty number: XX XX XXXX XXXX
Bu sabah kardeşimi hastaneye götürdüğüm için yanında olamadım.
Uyandıramadım, çünkü çok güzel uyuuordun.
Bu arada defterin bende"

Numarasını telefonuma kaydettim.
Birşeyler atıştırıp duşa girdim.
Çıktığımda üzerime rahat ve yumuşak  olan kıyafetlerimden seçerek giyindim.

Taeyong'a da beni kaydetmesi için mesaj gönderdim.

Ten: "Kardeşin olduğunu bilmiyordum, umarım o iyidir."

Kim olduğum hakkında bir şüphesi olmayacağını düşünmemle ismimi yazmadım, zaten profil fotoğrafım da vardı.
Vakit çok geçmeden mesajımı gördü.

Taeyong: "Evet evet, Mark iyi. Sadece Haechan'la oyun oynarken ayağını burkmuş.

Ten: "Ah, Mark senin kardeşin miydi? Yani hiç böyle olduğunu düşünmemiştim."

Taeyong: "Aslında sana birşey soracaktım. Bugün arkadaşlarımla beraber dışarıya çıkacağız, sende bizimle gelir misin?
Lütfen lütfeen"

Ten: "Tabii ki, bende çok sıkılıyordum!"

Taeyong: "O zaman akşam görüşürüz Ten."

Ten: "Görüşürüz Taeyong ><."







🐱🌹❤️🌻

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🐱🌹❤️🌻

Taeten | White on BlackWhere stories live. Discover now