Soğuk havaya rağmen kalın olmayan üstümle ve birkaç parça kıyafet olan çantamla yoldaydım. Nereye gideceğimi biliyordum fakat tam yerini bilmiyordum. Şehirden çok uzaktaydım. Geleneksel inançlarda ve klan efsanelerinin çok olduğu yakın kasabalar vardı. Yabancı olmama rağmen geziyordum. Aradığımı nasıl bulacağımı da bilmiyordum. Kimsenin benden haberi dahi yoktu.
Avel avel dolaşırken birisine rastladım. Merhaba diye seslendim. Beni farkedip "merhaba" dedi gülümseyerek. Tam onunla konuşmaya başlayınca yüzü bembeyaz kesildi. "a-acelem var, kusura bakma!" Dedi kekeleyerek. Arkasından bakakaldım. Kuru ve hareketsiz hava birden beklenmedik şekilde esmeye başladı. Rüzgar beni köyün sonundaki dağa itekliyordu. Yolumu değiştirip oraya gitmeye başladım.
Orman yolu peri masalını andırdı bana. Mor güzel bol çiçekli bir yoldan geçtim önce. Zaman ilerledikçe ve hava karardıkça ambiyans da değişti.
Dağın sonlarına doğru ay'ı gördüm. Hayatımda gördüğüm en güzel manzara diye geçirdim içimden. Büyük bir Çınar ağacı altında yuvarlak bir göl ve suda ay yansıması vardı. Büyülenmiştim resmen. Etrafı incelerken bir tür geçit gibi bir şey gördüm. Tapınak girişlerine benziyordu. Merdivenli yol olması dikkatimi çekti. Küçük lambaları da unutmamak lazım. Tam oraya doğru ilerlerken kimono giyen bir kız gördüm. Çok küçüktü ve narin görünüyordu. Beni görünce ortadan kayboldu. Acaba rüya mı diye geçirdim içimden. Önemsemedim ve merdivenlere yöneldim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yolun sonunda oldukça görkemli ve kocaman bir yer buldum. Ne denir bilemedim. Ev desem değildi. Bina desem ne binasıydı. Tapınakları andırıyordu fakat çok büyüktü. Eski tarz bir Japon yeri olduğu belliydi. Buraya nasıl gireceğimi bilemedim. Kimin yeriydi birileri var mıydı. Çok büyük bir yerdi. Ben bunları düşünmeye dalmıştım fakat son anda arkamdan bir şeyin geldiğini hissettim. Canavar benzeri bir yaratıktı. Hangi özgünlüğü kullanacağıma karar vermek için saniyem bile yoktu. Hemen savunma yapmam lazımdı.
Birden ortadan ikiye yarılan ve ateş parçaları gibi savrulan yaratığa baktım. Ben yapmamıştım. Etrafıma baktığımda kırmızı uzun saçlı beyaz üstlü bir kız gördüm. Güzeldi. Çevikti. Elinde büyük bir silah vardı.
