-3-

1.4K 132 88
                                    

Ertesi gün olduğunda mia hazırlandı ve babasının kapısını çaldı. Çok heyecanlı olduğunu inkar edemezdi. Aizawa kapıyı açtı. Eşyalarını aldı ve yurttan çıktılar. Arabayla gidiyorlardı ama hiç konuşmadılar. bir evin önünde durdular Aizawa indi ve mia'nın oturduğunu gördü. Eliyle gelmesini işaret etti. Müstakil şirin bir evdi. İki katlı ve yanlız yaşayan birisine göre biraz büyüktü. Mia içeriye göz gezdirdi. Aizawa ise eşyalarını salona bıraktı. Mia etrafta dolanan beyaz kediyi kucağına alıp sevmeye başladı. Aizawa üst kata çıkmasını söyledi. Mia dediğini yaptı ve onu takip etti. Bir odanın önünde durdu ve kapısını açtı.

Aizawa: burası senin odan, annenle ayrıldıktan sonra senin için yaptım

Mia içeriye göz gezdirdi. Beyaz ve ferah bir odaydı. Bir yatak, dolap, masa ve şirin bir puf vardı. Bazı peluşlar ve masa süsleri de vardı.

Aizawa: biraz odana bak, ben aşağıdayım

Mia kafa salladı ve kediyi kucağından indirip odayı incelemeye başladı. Dolabı açınca içinde bir sürü kıyafet gördü. Genç kız giysileriyle doluydu. Bir kısmı şimdiki bedenine uygunken bir kısmı ise daha küçük bir kız çocuğuna göre olduğu aşikardı. Tahminince babası onun için uzun süredir alıyordu.
Dolabı kapattı ve etrafı incelemeye devam etti.

Odadan çıktı ve yan taraftaki odaya girdi. Babasının çalışma odasıydı. Odayı inceledi ve biraz da kurcaladı. Masada ters duran bir şey farketti ve eline alıp baktı. Sağ üst çaprazından kesilmiş bir fotoğraftı. Ailesinin bir arada olduğu bir fotoğraf. Annesinin yüzü kesilmişti. Aizawa ve mia'nın bebekliği vardı. Mia dayanamadı ve yıllardır içinde biriktirdiği nefret gözyaşlarına dönüştü. Fotoğrafı bıraktı ve aşağı indi. Babası onu merdivenin başında gördü. Ağladığını anlayınca ne olduğunu sormak için ağzını açtı ama mia hızlıca gidip babasına sarıldı. İlk defa 17 yaşında olmasına rağmen babasına sarıldı. Aizawa önce şaşırsa bile sonradan o da mia'ya sarıldı ve gülümsedi. Sırtını okşayıp "geçti" dedi.

Rahatlaması için ağlamasına izin verdi. Sonra kahvelerini alıp salona oturdular. Mia'nın gözü hala doluydu. 17 senede yaptıklarını anlatıyorlardı. Mia dayanamayıp sordu

Mia: annemle neden ayrıldınız

Aizawa önce düşündü ve sonra derin bir nefes aldı

Aizawa: annenle gençken birbirimizi severdik ancak ikimizin de işlerinden dolayı yoğun olması yollarımızı ayırmamıza neden oldu

Mia: bir çocuğunuz varken işleriniz yüzünden mi ayrıldınız, bunu ben doğmadan önce neden düşünmediniz

Aizawa: her şey sonradan gelişti. Şimdi bunu aklına takma.

Mia bir şey demedi ve arkasına yaslandı. Kahvesini yudumluyordu. Aizawa telefonuna göz gezdirdi ve sonra ekranı kapatıp mia'ya döndü.

Aizawa: alışverişe gitmek ister misin

Mia anlamamış bir şekilde babasına baktı

Aizawa: genç kızlar bu günlerde alışveriş yapmayı seviyor sanırım. Senin için birkaç şey almıştım fakat istersen değiştirebiliriz

Mia: hayır sorun yok, hadi gidelim

Birlikte arabaya bindiler ve içerisinde bir sürü mağaza olan bir avm'ye gittiler. Mia ihtiyacı olan ve beğendiği şeyleri alıyordu. Aizawa ne almak istese sadece başıyla onaylıyordu. Eğer bu mu yoksa şu mu diye sorarsa fikrini belirtiyordu. mia'ya uzun süre yetecek kadar kıyafet aldılar ve saat geç oluyordu. Birden aklına kahramanlık kostümünü almadığı geldi. Arkasını döndüğünde babasını yine telefona bakarken buldu. Merak ediyordu ama kurcalayamazdı. Acaba sevgilisi mi diye düşündü

Bakugouxreader Where stories live. Discover now