-19-

277 23 10
                                    

Karanlık , büyük ve soğuk depoda içimin titrediğini hissediyordum. Soğuktan mı? Korkudan mı? Hayır bunlardan değildi. İçimi saran garip bir his vardı, olumlu olduğunu söyleyemezdim. Canım acıyordu, çok kötü canım acıyordu.

Kocaman deponun ışıkları tek tek yavaşça açıldı. Kalınca bir direğe bağlanmıştım. Yerde oturuyordum. Ellerim çok sıkıydı. Kocaman deponun ortasında tektim. Birkaç kişi geldi. Bana yiyecek şeyler getirmişlerdi. Tabağı bana doğru bıraktılar. İkisi yanına geldi be çöktüler, birisi ise ayakta karşımda duruyordu. Bana proje ve dava yürürlüğü hakkında sorular sordular. Hiçbirisine cevap vermedim. Birisi kolumdan tutmaya çalışınca "DOKUNMAYIN BANA PİS KÖPEKLER" diye bağırdım. Onlara pis köpek demek köpeklere hakaret sayılırdı.

Mia: amacınız ne?

Cevap vermediler. Ofisteki köstebeği de henüz görmemiştim. Yanımdakilerden birisi yine bana dokunmaya çalışınca ona tekme attım ve yine bağırdım. Anlaşılan sinirlenmiş olacaklardı ki beni çözüp iki koluma da girdiler. Sürüklemeye başladılar. Bugün sanırım 2 ya da 3. Günümdü. Bacaklarım zar zor tutuyordu. Yemek, su ve diğer şeylersiz sınırıma yaklaşıyordum.

Başka bir odaya götürülürken bir grup başka kişiyle karışlaştım, ofisin köstebeği ordaydı. Diğerleri onu takip ediyordu. Üzerinde patron edası vardı. Onu görünce daha da sinirlendim.
"SENİ ŞEREFSİZ OROSPU ÇOCUĞU, BU İŞTEN BU KADAR KOLAY SIYRILAMAYACAKSIN"

X: huhh! Kıymetli misafirimiz buradaymış...

Bana yaklaştı ve eğik olan yüzümü çenemden tutup kaldırdı. Daha da dibime girip güldü. Yüzüne tükürdüm. Kolu ile yüzünü sildi yavaşça
"BENİM ADIM AİZAWA MİA İSE SENİ SÜRÜNDÜRÜCEM, HAPİS KENARLARINDA, HÜCRELERDE, ÖLMEKTEN BETER OLACAKSIN! SORGU ODASINDA DA AYNI BÖYLE YÜZÜNE TÜKÜRECEĞİM BUNU HİÇ UNUTMA SENİ OROSPU ÇOCUĞU"

Daha da sinirlenmiş olmadı. Bende öyleydim. Çok öfkeliydim. Öfke enerjimi tüketiyordu. Adam o sinir ile belki buraları tekmeyecekti ama derin bir nefes alıp durdu. Sinirli bi ses tonu ile
"Alın götürün onu burdan" dedi.

Depolar vardı ve yine depolar vardı. Bir sürü depolar koridorlarla bağlıydı. Sonunda bi tanesine götürüldüm ve sandalyeye oturtuldum. Sonunda götüm rahat görecekti. Kaç gündür aynı elbise ileydim. Bacaklarımı örtmeye çalıştım. Beton soğuktu. Üstü olduklarını düşündüğüm adam çıktı ve birazdan gelecek dedi. Kim gelecekti. Çıkan adamın peşine bir sürü koruma gelmişti. Özgünlüğümü eldivenler yüzünden kullanamıyordum. Özgünlük önleyici bir maddeden yapılmıştı.

Adamlardan birisi yaklaştı ve çenemi tutup yüzümü incelemeye başladı. "Demek sen o'sun... çok da güzelmişsin, yakından daha güzelsin"
Hiçbir şey demedim. Bağırmaya halim yoktu. Sadece ayağım ile omzuna tekme attım, bu dengesini kaybedip düşmesini sağladı. Birkaçı öfke ile geldi. İkisi omuzlarımdan tutup beni geriye yasladı. Yere düşen adam sapık bir ifade ile üzerime yürürken birden sola doğru sertçe savruldu. Herkes birden sıraya dizilip hafifçe eğildi.

"Misafire böyle mi davranıyorsunuz?"

Dedi uzun boylu, uzun bacaklı kadın. Mini bir etek ve dar bir üst vardı üzerinde. Uzun saçları beline doğru dökülüyordu. Otoriter birisi olduğu belliydi. Saygı duyulan ve üst mevkiden olduğu barizdi.

X: hanımım, dinleyin lütfen

"Neyi dinleyeyim rezilliğinizi mi?" Diye çıkıştı. Üzerime yürüyen adam bi cesaret yükseldi ve "o misafir değil, aciz bir rehine sadece!" Diye bağırdı
Kadın daha çok delirdi. Belindeki silahı önce kafasına doğrulttu. Sonra bilerek ıskaladı. Adam ölüm ile burun buruna gelmenin hissi ile nefes nefese kaldı.
"Bana bir daha karşı çıkarsan bu kurşun beynini deler"

Bakugouxreader Where stories live. Discover now