Bölüm 1

60 8 5
                                    

NOT: hikayeyi siteyi türkçeye çevirmeden okursanız yazım yanlışı olmayacaktır.

Anlamam nedenini
Üzmüşler bebeğimi, ah
AhTam yüzüne dalmışken
Çizmiş kendi resmini, ah
Ah

     Bilmem kaçıncı defa çalan şarkının sözleriyle azalan ağlamam tekrar şiddetleniyor. Kulaklık takma zahmetinde bulunmadan nakarata alınmış müziği dinlemeye devam ediyorum. Beş haftadır çıkamadığım depresyonum yüzünden pencerenin önünde oturmuş ağlıyorum. Yağmur şiddetleniyor ve şimşek çakıyor.

N'olursun kaç kurtar
Kendini bu diyardan
Yâr
Güneş'i ararken
Peşini bırakmaz Ay
Ay

     Aklıkma tekrar ablamın gelmesi bana kendimi daha kötü hissettirdi. Beş hafta önce onu kaybettik. Lanet bir arabanın alkollü lanet şoförünün ablama çarpmasıyla ablam önce komaya girmiş, bir kaç hafta sonra da bu dünyayı terk etmişti. Ben hastaneye ablamı görmeye gittiğimde ona çarpan aracın şoförünü orada görünce üstüne atlayıp onu dövmüştüm. Adam daha ne olduğunu anlamadan be onun çoktan bir kolunu kırmış, gözünü morartmış, burnunu kırarak kanatmış ve tekmelerimle her yerini morartmıştım. Tabii bunları yaparken adama bağırarak sövmeyi de unutmamıştım. Beni adamın üstünden zor almışlardı. Her ne kadar babam beni hastanede adamın üstünden zorla almış olsa da sonradan beni tebrik etmişti. 

Sar, bu şehri en başından yak
İyice yak
Kim der ki, "Bu rüyadan uyan"
Ona uzat

     Günden güne zayıflıyor, Neredeyse hiçbir şey yemiyor odamdan tuvalete gitmek dışında çıkmıyordum. Annem ve babamın beni zorla götürdüğü doktorların psikologların verdiği ilaçlar ve antidepresanlar da pek etki etmiyordu. Sinir krizleri geçirirken dağıttığım odamın içinde sadece benim ağlamamın ve açtığım şarkının sesi geliyordu. Yaklaşık yarım saat sonra kapı zilinin çaldığını ve kapının açıldığını duydum. Birkaç kişinin konuşma sesleri geliyordu. Ben ise hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordum. Biraz sonra kapım tıklatıldı ve açıldı. Ben ise kimin geldiğine bile bakmamıştım. Kafamı kendime çektiğim dizlerime sardığım kollarıma gömmüş ağlamaya devam ediyordum. Birkaç dakika sonra birinin yerdeki cam kırıklarına basarak bana doğru geldiğini duydum . Sonrasında ise beni sıkı sıkı saran bir çift kol. Kafamı hafifçe kaldırdığımda en yakın arkadaşım İlayda'yı gördüm. Hiç tereddüt etmeden kafamı göğsüne yaslayıp ağlamaya devam ettim. Bu sırada biri daha gelmiş ve o da bize sarılmıştı. Onun hemen sonrasında ise başka üç kişi. Birkaç dakika sonra ağlamam azalınca kafamı kaldırdım ve gelenlere baktım. En yakın arkadaşlarım İlayda, Naz, Ege, Çağan ve Mert. Tek tek yüzlerine baktım.

Lara:

-İyi ki varsınız.

     Fısıltı gibi çıkmıştı sesim. 

İlayda:

-Aşko neden beni daha önce haberdar etmedin. Arayıp annene sormasam haberim bile olmayacak.

Lara:

-Üzülmeni istemedim. Hem senin de bir hayatın var her üzüldüğümde işini gücünü bırakıp yanıma gelmeni isteyemem senden.

İlayda:

-O nasıl söz Lara! Aşk olsun sana, bir daha böyle şeyler duymayayım ağzından.

Lara

-Tamam anne, merak etme.

     Verdiğim cevapla herkes gülmeye başlarken İlayda bana ters ters bakıyordu. Benim ise yüzümde mimik oynamıyordu.

Ege:  

-E hadi artık, bütün gün sarılacak mıyız? Hadi buraları toplayalım.

Lara:

Depresyon/Yarı MesajlaşmaWhere stories live. Discover now