fourteen

38 3 0
                                    

"Kendinle savaşma." dedi kız bir eli oğlanın yanağına uzanırken. "Beni kabul etmek zorunda bile değilsin."

"Ama bunu istiyorum. Ve bundan şikayetçi değilim. Artık."

"Bitti mi?" dedi kız. Sarışın ona sorarca baktı. "Tedavim bitti mi?" Oğlan iç çekti ve onayladı. "Gidelim öyleyse."

Mei Chishiya'nın elini tuttu ve dışarı çıkardı. "Hey Kuina! Kıyafet almamız gerek. Buna yeterince dayandığımı düşünüyorum." Kuina gülerek onu onayladı. "Aslında rahatım ama bir pantolon fena olmaz." Mei koşar adım kıza yetişti ve Chishiya'yı gerilerinde bırakarak önden yürümeye başladılar.

"Barıştınız mı?" diye sordu Kuina. Kız ona göz kırptı ve gülümsedi. "Tanrım! Ne zamandır bunu bekliyorum." Mei kıkırdadı. "Bak sen şuna! Demek her şeyin farkındaydın?"

"Eh, Chishiya ile fazla zaman geçirince rutin tavırlarının dışına çıkması beni şüphelendirdi." Mei arkasına bir bakış attı ve yavru köpek gibi onları takip eden Chishiya'ya neredeyse gülecekti.

"Mei bak! Bu mağaza güzel gözüküyor." İkisi birlikte içeri girerken Chishiya da kendine bir şeyler bulmak için az ileride başka bir yere gitti.

Kızlar oldukları durumu unutmuşlar, resmen birbirlerine podyum gösterisi yapıyorlardı. Kuina mavi ispanyol kotunu seçerken, Mei de aynısının siyahını gözüne kestirmişti. Pantolonlarını giydiler ve birbirlerine boy gösterdiler. "Kuina, üzerine bir şey almayacak mısın?" Kuina red etti. "Bence sende böyle kal, hem daha ikonik hem de çift gibiyiz!"

"İkonluk bikini üstünde değil. Şu kemerlere bak kesinlikle takmalıyız." Mei taşlı kemerleri gösterdi heyecanla. İkisi de kendilerine beyaz taşlı kemerlerini almış birbirlerine iltifat yağdırıyorlardı. "Ah, keşke şu topuklu ayakkabıyı da giyebilsem." Kuina ona bakış attı. "Tamam sanırım şu botları giyeceğim. Terlikler bana göre değil." Kuina ise tam tersi, böyle oldukça rahattı.

Muhtemelen uzun bir zaman sonra oradan çıktıklarında, Chishiya huysuzlandı. "O kadar saattir içeridesiniz ama sadece pantolon mu aldınız?" "Birde kemer!" Mei heyecanla kemerinin gösterişini yaptı. "Yakışmış." dedi oğlan neredeyse kimsenin duyamayacağı bir sessizlikle. Fakat iki kız da duymuş ve bakışlarıyla iletişim kurarak içlerinden kıkırdıyorlardı.

Metro istasyonuna geldiklerinde, fark ettiler ki yalnız değillerdi. Burayı onlardan önce bulan Arisu ve Usagi, çoktan etrafı inceliyordu. Üçü birlikte içeri girerken Chishiya konuştu. "Burayı gerçekten bulmuşsun. Beklentimin yüksek olduğu birinden de bu beklenirdi."

"Tekrar karşılaştık." dedi Kuina. Usagi şaşkınlıkla bakmış, "Siz..." diye mırıldanmıştı.

"Sayenizde bütün sayı kartları elimde. Teşekküler." diye ekledi sarışın, elindeki desteyi havaya kaldırıp gösterirken. "Burayı nasıl keşfettiniz?" diyebildi Arisu. Ona ihanetinin hesabını soramazdı. "Bunun bir metro istasyonu haritası olduğunu anlamam zaman aldı." Chishiya bu kez de elinde yıpranmış bir kağıt parçasını tutarken.

"Bütün oyun kartlarını toplandığında ne oluyor?" devam etti oğlan. "Buraya gelince öğrenirim sandım ama... Tek bir şey öğrendim."

"Onlar oyun yöneticisi değiller." Arisu onun cümlesini tamamladı.

"Evet. Neticede onlarda insan ve onların da üstünde biri var."

"Kim olabilir ki?" diye sordu Usagi.

"Kim bilir? Uzaylı olabilirler. Ya da Tanrı'nın kendisi."

"Tanrı'nın bir avuç insanla oyun oynayacağını sanmıyorum." dedi Mei. Uzun süren sessizliğini bozmuştu.

Hepsinin dikkatini çeken ise odadaki sayısız ekranın birden açılmasıyla "özel acil yayın" yazısının ardından ekranda hepsinin sahilden tanıdığı Mira'nın belirmesi oldu.

"Resimli kart oyunları hariç, şu ana kadar bütün sayı kart oyunlarını bitirdiniz. Ve kazananlar belli oldu. Sayısız hayatı feda ederek güzel bir zafer elde ettiniz."

Mira dramasına devam ederken, kelimenin tam anlamıyla aşağılayarak oyuncuların bu ana kadar nasıl geldiklerini acımasızca anlatıyor, zaten hiçbirinin akıllarından silinmeyen o görüntüleri ekranda paylaşıyordu.

"Rika..." dedi kendi kendine. Ekranda onu görmüş ve kalbine bıçak saplandığını hissetmişti.

"Bütün oyuncular size sesleniyorum! Size bir hediye vermek istiyoruz." Mira konuşmasına devam ediyordu. Kuina alayla cevapladı. "Asıl dünyaya mı gönderiliyoruz?"

"Yeni oyunlar olacak! Gelin şimdi de resimli kart oyunlarını oynayalım!" Mira söylediklerinden resmen zevk alıyordu.

"Yeni oyunlar mı?" Kuina konuştu.

"Bu fikri sevmedim diyemem." dedi Chishiya.

"Bu kadın oyun yöneticisi mi?" dedi Usagi. Kuina ekledi, "Ekranda bir uzaylı görmeyi tercih ederdim."

Mei öyle düşünmüyordu. Şahsen kendisi yönetici olsaydı, bu kadar şeyden sonra kendisini göstermezdi. Yönetici Şah ise, Mira vezir gibi bir konuma sahip olmalıydı.

"Sonraki aşama yarın öğlen başlayacak. Birlikte eğlenelim!"

"Yani savaşmaya devam etmemiz gerekecek." ekledi Usagi. O biraz daha kötümserdi.

"Evet." dedi Arisu. "Ama bu sefer bir fark var."

"Artık hedefimizi görüyoruz."

I'll Never ForgetWhere stories live. Discover now