eleven

37 2 0
                                    

Chishiya toplantı için giderken herkes yerini almıştı. Kızlar gözetleme yerlerine giderken, Kuina'dan ayrı, Mei ve Usagi neredeyse aynı yerde gözcülük yapıyordu. Chishiya bunun sebebini, Kuina ve Mei'ye asıl amacın Usagi'ye göz kulak olmak olduğunu söylemişti. Militanlar Usagi'yi aramadan hemen önce Mei'ye haber verecek ve oradan uzaklaşmasını sağlayacaktı. Sözde. Tabi ki Chishiya'nın aklındaki bu değildi. Mei'ye haber vermeyecekti ve son zamanlarda Arisu takımında gözüken kız için Usagi ile yakalanmak ihanetin kapısını açacaktı. Chishiya neden Mei'ye ihanet etmeye karar verdi diyorsanız, oraya gelelim.

Kendi içinde verdiği savaşın içinden çıkamayan Chishiya hislerini hala kabul etmek istemiyor. Her ne kadar Mei'ye hislerini itiraf etmiş olsa da, eğer ona ihanet ederse onu da herkes gibi gördüğüne kendine inandıracak ve pişmanlık duymadığında içindeki savaşın galibi olduğunu düşünecekti. Chishiya kesinlikle birinin sorumluluğunu almak istemiyordu.

Telsizden sesler gelirken Mei etrafı izliyordu. "Hey! Chishiya kasayı buldum şifreyi söyle." Arisu'nun cızırtılı sesi geldi.

"8-0-2-2"

"Bunu nasıl gördün?"

"Aguni zarfı açtığında, yüz ifadesi neredeyse zarfın boş olduğunu söylüyordu. Öyleyse şifre başka bir yerde gizli olmalıydı. Şapkacı'nın mühründe yazan "BOSS" yazısı. Muhtemelen şifre bu."

"Düşmanın olmak istemezdim Chishiya."

Mei dinlerken harakete geçmeyi düşündü. Kız her şeyin farkındaydı. Chishiya'nın ona ihanet edeceğini biliyordu ve beklediği o işaretin asla gelmeyeceğini de biliyordu.

Tam olduğu yerden ayrılacakken Usagi'ye baktı. Sevdiği kişi için hiç düşünmeden bu riski almış ve her şeyden habersiz bekliyordu. Mei'nin aklına Haru ve Rika geldi. Eğer içerideki onlardan birisi olsaydı, bu ihanete göz yumar mıydı?

"Chishiya! Kasa açılmadı sanırım şifre yanlış."

"Chishiya?"

Arisu telsizi meşgul ederken Mei hayatının ikilemini yaşıyordu. Acele etmeliydi. "Hayır. Kötü biri olmayacağım." Usagi'nin yanına koştu ve elinden tutarak onu çekiştirmeye başladı. "Usagi gitmeliyiz." Usagi anlamazca ona bakarken Mei'nin hiç beklemediği bir şey oldu. Telsizden Chishiya'nın sesi yankılandı. "Suzuka. Şimdi."

"Usagi acele et!" ikisi de koşmaya başlamıştı ama bir tırmanıcı ve bir Mei'nin koşuşu karşılaştırıldığında... Tabi ki Mei çok geçmeden yere kapaklanmıştı. Usagi geri döndü ve onu kaldırmak için yardım etti. "Usagi kaç!" ama geç kalmıştı. Militanlar koridorun başından gözüktüğünde ikisinin de kaçacak yeri yoktu.

İkisi de yaka paça Aguni'nin yanına getirdiklerinde, zaferiyle sırıtan Chishiya'nın yüzü Mei'yi görmesiyle solmuştu. "Bırak beni!" diye bağırdı Usagi. Mei ise çok sessizdi, sadece hayal kırıklığıyla Chishiya'nın gözlerine bakıyordu.

Arisu yerde dayak yerken Usagi çığırıyordu. Mei ise artık huysuzlanmaya başlamış onu tutan kişiden kurtulmaya çalışıyordu. "Bırak işte!" diye söylendi ve çırpınırken dirseğini adamın karnına geçirmeyi başardı. Acıyla sızlanan adam sinirlenmiş olacak ki, Mei'yi bir paçavra gibi fırlattı. Duvara çarpıp yere düşen Mei bir an gözlerinin karardığını hissetti. Chishiya ne yapıyor derseniz, kelimenin tam anlamıyla sadece izliyor. Bu durumda ne yapabilirdi ki?

Niragi kızların götürülmesini emretti. Militanlar Arisu'yu başka bir odaya kapatırken, Usagi ve Mei Niragi eşliğinde başka bir odadalardı. Mei üç kişi tarafından tutuluyor ve Niragi'nin Usagi tacizini zorla izlemek durumunda bırakılıyordu. Usagi çırpınıyordu, Niragi ise dudaklarını kızınkiyle birleştirmişti. Fakat Usagi'nin ısırığıyla kanlar içinde kalan ağzını çekmek zorunda kaldı. Usagi'ye tokat atarken Mei midesinin bulandığını hissetti. "Ne kadar aşağılık bir oğlan." dedi. "Eminim bu zorbalığının sebebi geçmişte sana aynısının yapılmasından geliyordur." Niragi sert bakışlarını kıza çevirdi. Şu an kelimenin tam anlamıyla travmaları tetiklenmişti.

Niragi, Usagi'nin üzerinden kalktı ve Mei'yi saçından tutarak kendine çekti. "Ha? Ne biliyorsun da konuşuyorsun?" dedi. Mei gülümsedi. "Ama haklıyım." dedi. Niragi kıza yumruk geçirerek yere düşürdü ve üzerine çıktı. "O bakışlarından nefret ediyorum. Gözlerini morartırsam bir daha öyle bakamazsın." dedi ve yumrukları ard arda Mei'nin yüzündeki yerini aldı. "O güzel yüzünü mahvedeceğim!"

Defalarca, defalarca kez yumrukladı. Mei'nin yüzü kandan gözükmüyordu belki de. İki gözü de şişmiş, kıpkırmızı olmuştu. Burnu kanıyor, dudağı patlamıştı. Yüzünün her yeri yavaştan morarmaya başlıyor gibiydi. Usagi çaresizce durması için yalvarıyordu. Mei ise sakindi, ses çıkarmadan yumrukları kabul ediyordu.

Niragi'yi durduran şey odadaki televizyonun açılması olmuştu.

Oyun alanı.

Pekala işler şimdi karışıyordu.

I'll Never ForgetWhere stories live. Discover now