Kaza

14 4 0
                                    

"Dondurma mı hamburger mi?" diye sordu babam.

"Hayır," dedim, "bana bu seçimi yaptıracak kadar acımasız olamazsın!" diye ekledim gülerek.

"Hadi birini seç. Diğerine zaman yetmez yalnızca bir saat için iznim var."

"Sen kendi işini kendin yapmıyor musun baba?"

"Ama tamirciyi sadece bir saat için kapattım."

"Uff, tamam seçmeliyim."

Biraz düşündüm. Cidden çok zor bir seçimdi bu benim için. Gözüm koltuktaki yan yana iki lekeye takıldı.

"Tamam," dedim, "sağdaki leke dondurma, soldaki leke hamburger."

Gözümü kapatıp parmağımı lekelerin üzerinde döndürüp rastgele birini seçtim.

"Dondurma." dedim gülümserken.

Babamın yüzündeki hafif gülümsemeyi fark ettim. O dondurma çıktığı için sevinmişe benziyordu. Bir an bende cidden dondurma çıktığı için mutlu olduğumu fark ettim. Galiba benim de zevklerim değişiyor, dondurmayı hamburgere yeğliyorum.

"Kemerini tak Carolina, istikamet dondurmacı!"

Ben kemerimi bağlamaya çalışırken babam eski şakalarımızdan birini yapıp "Uçuşa geçiyoruz!" dedi.

Ben küçükken arabaya bindiğimizde hep bunu derdi. Bir roket yada uçakta olduğumuzu hayal ederdik. Bir gün Dondurma Gezegeni diğer gün Anne Gezegeni'ne giderdik.

Kemerin ucu bir türlü takılıyordu.

"Aman!" diye homurdandım.

Kemeri küçükten sokup bıraktım. Yoksa üç saat uğraşacağımdan emindim.

"Motoru ateşle!" diye emir verdim babama.

Babam arabanın anahtarını sokup çalıştırdı. Ardından gaza bastı ve asfalt üzerinde yol aldık.

Ben ön koltukta babamın yanında oturuyordum.

Babam telefonunda bir rota oluşturdu. Rota baya uzundu.

"Köşedeki dondurmacı?" diye sordum babama. Normalde hep oraya giderdik ama niye şimdi uzağa gittiğimizi anlamamıştım.

"O dondurmacının dondurmaya ne kattığını öğrendiğimde bir daha oraya gitmeme kararı aldım bile."

"Bu ne zamandı?"

"Geçtiğimiz salı. İnternette başka bir dondurmacı buldum, üstelik dondurmanın yanına dev milkshakeler de varmış."

"Milkshake dediğin an kabul ettim!" dedim gülerek. "Çikolatalı milkshake alır mıyız?"

"Alırız tabii!" diye yanıtladı babam, yüzünde dost canlısı bir gülümseme vardı.

Babam gözünü yoldan ayırmıyordu, arabada telefon tutucu olmadığı için telefonu ben tutuyor ve yolu babama "Sağdan ilk sokak" veya "Dümdüz ilerle ve sokağın sonunda, soldaki sokağa gir" diyordum.

Rotanın bu bölümü düz ve uzundu. Bende nasıl bir yere gelmişiz diye başımı kaldırıp yola baktım.

Yol aklıma kötü düşünceler ve anları getiriyordu. Birden kemerimi takmadığımı ve sonra neler olduğunu hatırladım. Emniyet kemerimi taksam iyi olur.

Telefonu kucağıma koyup kemeri tekrar elime aldım. Takmaya cidden çok uğraştım ama olmuyordu.

Babamın bağırdığını duymamıştım bile. Aklımda yalnızca emniyet kemeri ve küçükken geçirdiğim kaza vardı.

"Carolina hangi taraf?!" Bu sesle sonunda hayata döndüm ve telefona bakıp "Sağ!" dedim.

Babam son anda sağa döndü. O sırada sağdan çıkan otomobille karşılaşınca aynı anda çığlık attık ve arabalar çarpıştı!

Başımı radyoya çarptım ve yalnızca babamın "Carolina!" diye bağırdığını duydum. Bu ses kulağımda defalarca yankılandı...

Hiçlik KatiliWhere stories live. Discover now