_9_İlk Öpücük

63 44 21
                                    

"Yanlış kişi ile savaştın sen,
Ben senin düşmanın değildim..."

-Yazar-
Sabahın erken saatlerinde uykudan uyandım.Behiç mesaj atmıştı aynı zamanda Ateş ve Düşüm de yazmıştı.Ama hala onlara kırgın olduğum için mesajlarını açmadım.
Yeni yeni ayılmaya başlamıştım ilk başta behiç'in mesajını açtım onunla birlikte bu işi çözecektik Çünkü Ateş ve düşünme hala kırgındım gerçekten yaptıkları şeylerin ardı arkası kesilmeyecek kadar
Moral bozucu şeylerde Ama ben bunları gene affetmek için her türlü yolu deneyecektim Tabii gelip özür dilerlerse.
Behiç-" Açelya uyandın mı?"
Ben-" Uyandım uyandım Yeni ayıldım Hatta ilk Senin mesajına baktım Vallahi telefonda yetmişten fazla mesaj var."
Behiç sadece gülme emojisi koydu.
Behiç-" şimdi önce bana olayları Baştan en başından anlatman gerekiyor işte aşk hayatın ve benzeri her şey Çünkü bunu sana yapan Bunlardan biri de olabilir. Bunun için Buluşmamıza gerek var mı Yoksa buradan mı anlatmak istersin" Tabii ki buluşmayı seçecektim onunla buluşmak için her şeyi yapıyordum her ne kadar arkadaş olarak görsek de birbirimizi.
Ben-" Bence buluşmamız en mantıklısı Bugün saat 2.00 gibi Parkın orada buluşalım olur mu yanında kimsenin gelmediğinden emin ol ya da takip edilmediğinden Çünkü anlatacağım şeyler gerçekten önemli şeyler." Behiç mesajımı beğendi.
Dakikalar dakikaları Saniyeler saniyeleri kovaladı saat 1 gibiydi Ben Ayakkabılarım giydim ve çıktım o kadar heyecanlıydım ki ilk defa aşk hayatım Merak etmiş ona anlatmamı istemişti Kalbim duracak gibi hissediyordum.
Nefesim kesilircesine derin derin nefesler alıyor hiç durmayacak olan kalbimi eline sıkıştırarak bir şekilde sakin olmasını bekliyordum.
Buluşacağımız Parka geldim.
Behiç tam karşımda duruyordu.
"Hoşgeldin." Kafamla onu onayladım.
Sonradan konuşmaya başlayıp başımayacağımız sordu Ben de başlayacağımız anlamında derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.
" şimdi sana ta Yıllar öncesini anlatmak istiyorum Daha yeni üniversiteye geçmişken."

" daha yeni üniversitenin başladığı bir dönemdeydim yeni bir burs üniversite kazanmanın nasıl bir duygu olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu her şeyin o üniversitede başlayacağım Bu anda haberim yoktu birkaç gün boyunca her şey normaldi oraya gitmemizin amacı ateşin ölen ablasını kimin öldürdüğünü bulmaktı sonradan olaylar zaten karıştı oraları Sonra anlatırım.
Birkaç gün içerisinde okulda olan garip olaylar hakkında düşünceler yürüttük okulda gerçekten normal şeyler olmuyordu.
O okulun sahibi Normal bir insan değildi bizim ailemizden biriyle işbirliği kurmuş olabileceğini düşünüyorduk Benim Babam üveydi Annem de üveydi benim öz ailem yoktu o zamana kadar.
Haftalar haftaları günler günleri kovaladı her şey iyice karışık bir hal almaya başladı oraya Aytaç isminde bir çocuk gelmişti daniel'ın arkadaşıydı Daniel benim sınıftan en yakın olan kankamdı o zamanlar kanka diyorduk birbirimize nasıl bir krincilik içinde olduğunu ben de farkındayım.
Daniel O gün halalarının geldiğini söylemişti Tam hatırlayamıyorum konuşmayı ama bir işinin çıktığını söyleyip gitmişti yanımızdan Biz aytaç'la baş başa kalmıştık ben o zaman aytaç'tan hoşlanmaya başlamıştım yeni yeni böyle duygular oluşuyordu kendimi ona yakın hissetmeye başlamıştım.
O zamanlar ateşle olup ayrılmıştım Ateş Benim ta liseden beri Tanıdım kardeşim dediğim biriydi önceleri ama sonradan sevgili olduk sonra ayrıldık. Ayrıldığımız O süre zarfında ben gittim ve aytaçla oldum.
Aytaç ilk zamanlar o kadar çok hoşuna gidiyordu ki Birlikte olmamız o sanki beni değil de bizim birlikte olabilme fikrini sevmişti bunun Ben de farkındaydım ardından Sanem isminde bir kızdan hoşlandığını öğrendim biz sevgili olmadan önce hep birlikte takılıyorduk.
Ardından Ateş düşüm isminde bir kızla çıka geldi yanımıza aynı yılda yerleştik aynı odalarda kalmaya başladık topluca ilk zamanlarda hiçbir şey farkında değildim nasıl davranacağımın Onlarla nasıl yakınlaşacağımın hiçbir şey bilmiyordum ta ki Uras ismindeki bir arkadaşım polis gelip bana düşümle kardeş olduğunuzu söyleyene kadar.
Tabii bu süre zarfı içerisinde aytaç'la ayrılmıştım tekrar ateşle olmuştum sandığım kadarıyla.
Sonrasında ateşten hamile kaldım.
Her şey dağa karışık bir hal almıştı biz uras'la konuşuyorduk Meğer düşüm dışında bizim bir kardeşimiz daha varmış ismi baran'mış Onu bana getireceklerdi akşam oldu yanlarında küçük bir çocukla geldi ateşle Uras tam olarak olayların olay örgüsünü hatırlamıyorum ama bunlar gerçekten yaşandı Aslında Öz ailemin olduğunu öğrendim Hem de benim düşmanım olan bir ailemin Annem evlat hasretiyle yanıp tutuşuyor babam ise evlat gıcıklığıyla yanıp tutuşuyordu ikisi farklı karakterlerdi babam Baran'a ve anneme şiddet uyguluyormuş Annem ta benden hamileyken ondan Ayrılmak istediğini söylemiş ama nafile babam bırakmamış."
Behiç söylediklerimi dikkatle dinliyordu şok içerisindeydi nasıl bu kadar şeyi yaşadığımı o bile anlayamamıştı ve o zamanlar gerçekten yaşımın küçük olması ayrı bir meseleydi söze atladı.
"Babanın olduğunu kim gelip sana söylemişti orayı tam anlayamadım" Orayı tekrar baştan aldım.
"Benim Uras diye çok yakın bir arkadaşım vardı.İşte onunla birlikte üniversitede tanışmıştık.Polis oldu ben de onla iletişimimi kesmedim.Bunlar meğer Ateşle tanışıyorlarmış.Beni yanına çağırdılar en de gittim.Bir parka çağırmışlardı sanırım.Orada bana demişlerdi işte senin kardeşin var Düşüm de senin öz kardeşin dediler.
Neyse anladın burasını diğeri konuya geçelim en işte Aytaç la ayrıldım.Sonra Düşümle kavga ettik küstük yıllarca konuşmadık.
Ben de bu süre zarfında Aytaçın arkadaşlarıyla tanıştım.
Viran adında bir çocuk vardı.Bana yazmıştı.İlk başta onun Aytaçın arkadaşı olduğunu bilmiyordum.
Öyle işte sonra Düşümle barıştık.
Saçma sapan olaylar işte.
Ardından Ateşle ayrıldık.Gizemli bir mektup muydu neydi bana yolladılar.
Beni aldattığına dair.
Ve bu onu ikinci suçlaması olduğu için ciddiye aldım.O zamanlar Dolunayla İlksu doğmuştu.Dolunay İlksuyu yanına almış orada okuyacağını söylemişti.Onları oraya gönderdim.
İşte buraya geldim.Senle tanıştım.Geri kalan olayların yarısından fazlasını da biliyorsun zaten.Barıştık Düşümle.
Bunlar yaşandı." Behiçe tüm hayatımı özet geçmiştim resmen.Oda beni sessizce dinlemişti.Anlatırken heyecanım kalbimden anlaşılıyordu.
Hemen oturduğum yerden doğruldum.Behiç anlattığım şeylerin sindirmişti. "Ben bu anlattığın şeylerin arasında Virandan şüphelendim.Yani seni bilemem ama gerçekten gizemli birşey." Onu onayladım.Behiç bir dedektif edasıyla konuşuyordu.
"Sende Aytaçın veya Viranın numarası var mı?Ya da ulaşabileceğim bir yer."
"Varda bunun onlara ulaşmanla ne anlamı var onu anlayamadım." Elini masanın üstüne koydu.Birleştirdi.
"Yavaş yavaş kanlarına girip ağızlarından laf almak istiyorum.Amacım bu yönde." Bu benim hiçbir düşünceme uymuyordu.
"Ama onlara yakınlaşacağını anlarlarsa bir daha hiç şansımız kalmaz." Behiç eliyle reddetti."Ben hallederim sen merak etme sadece nereden ulaşabileceğim hakkında bana bilgi ver." Telefonu açtım.İstagram hesaplarını gösterdim.
"Tamam hemen ulaşıp sana haber vereceğim." Telefonunu açtı.Ona istek attı.
"Reddedecek biliyorum.Ama gene de dene şansını."
Kafasıyla onayladı.
"İyi o zaman benim eve uğramam gerek akşam buluşuruz istersen."
"Nereye gidiyorsun?"
"Küçük bir işim varr" Göz kırptı.
"İyi o zaman akşam görüşürüz." Yanımdan ayrıldı.Hafif hafif yürümeye devam etti.Yavaş yavaş uzaklaştı benden.Sonunda gözden kayboldu.
Sonunda Ateş'in mesajlarına cevap vermeye karar verdim.
İlk yazdığı şeyi açtım.
Ateş-" Açelya biliyorum kırgınsın yaptığımız yanlış birşeydi farkındayım.Ama sen olsan sen de kendinden şüphe duyardın değil mi?Anlattığın şeyler gerçekten şüphe duyulacak birşeydi."
Haklıydı bir yandan ama o kadar küçük düşürücü davranışlardan kaçınması gerekirdi.
Hemen yazmaya başladım.
Ben-" Tamam affettim ama ben bu işi kendim çözerim.Sana ihtiyaç yok yani."
Ateş sadece mesajımı beğenmekle yetindi.
Ardından birşey yazmasını bekledim.
Yazmayacağını görünce ekranı kapattım.Eve doğru yürüyordum.
Düşüm beni aramıştı.
*Düşüm Yetkin kişisinden +20 cevapsız arama."
Onla sesli konuşmak istemiyordum.Mesaj yazmakla yetinmeyi tercih ettim.
Ben-" Noluyo?Amaç ney?Neden bu kadar arıyorsun yani?"
Düşüm anında mesajımı açtı.
*Düşüm Yetkin kişisi size mesaj yazmaktadır...*
Yaklaşık iki dakikanın ardından mesajını hemen yollamıştı.
Düşüm-" Yaptığımızda hatalı olduğumuzu biliyoruz.Farkındayım seni de kırdık ama gerçekten isteyerek dalga geçmedik.Ayrıca bu dalga bile değildi.
Sadece güldük.Anlattığın şeyler gerçekten normal değildi sen de anlarsın ki.Biz aynı şeyi sana anlatsak sen de aynı tepkiyi verirdin.Gerçekten çok ama çok özür dilerimm." Mesajı okumaya üşensem de beğenmeyi tercih ettim.
Düşüm ardından tekrar yazmaya başladı.
*Düşüm kişisi size bir mesaj yazıyor.*
O kadar yavaş yazıyordu ki anlaşılmayacak sebeplerden dolayı onu çözemiyordum.
Düşüm-" Açelya sadece beğenmekle yetineceksin?!Ben sana o kadar uzun cümle yazdım.Senin yaptığın insanlık işi değil.
O kadar yazdım ya o kadar uzattım."
Mesajını beğenmekle devam ettim.Onu sinir etmeye bayılıyordum.
Düşüm tekrar yazmaya başladı.Üç mesaj art arda beğendim diye şu an evde sinir krizi geçirdiğine emindim.Ama kanıtlayamazdım.
*Düşüm kişisi bir mesaj attı*
Mesaj ekranından çıktığımdan dolayı mesajlarını görmüyordum.Bir süre bakmak da istemiyordum.Ateş çok dalgaya almamıştı ama Düşüm için için gülmüştü.
Mutfağa doğru yürüdüm.
Düşüm hala üst üste mesaj atmaya devam ediyordu.
* Düşün Yetkin kişisinden +4 mesaj* behiç'te ardından mesaj atmıştı telefonla olan ilişkiden dolayı biraz ara vermek istiyordum En azından akşam buluşmaya kadar vakti kendime ayırmakta kararlıydım kahve yaptım yanıma da hazır kek koydum onun yanına da okuma kitabımı aldım Bu aralar takık olduğum birkaç yazar vardı Maral Atmaca da bunlardan bazlarıydı açtım okumaya başladım cümleler cümleleri sayfalar sayfaları kovaladı okurken zamanı nasıl geçtiğini anlamamıştım saate baktığımda 7'ye geldiğini gördüm kapattığım telefonu hemen açtım yetmiş'e yakın mesaj gelmişti en az 35 tanesi düşümden de Yarısı düşümden Yarısı ateşlendi beklediğim kişiden mesaj yoktu saat akşam saatleriydi demek oluyordu ki o beni kendime bırakmıştı bunu anladığında Gözlerim dolduğunu hissettim moralim bozulmuştu tüm Hayallerimi suya düşmesi işte böyle olmuştu Ondan hiç beklemezdim ona güvenmiştim onu kalbinin ortasına koymuştum ama o beni bir mesaj uğruna satmıştı bundan sonra kimse umrumda değildi Umarım açıklayacak bir bahanesi olur ve ben buna inanırım çünkü onu gerçekten bırakmak istemiyordum.
Gene bu işte yanlız başımaydım.
Hemen ayaklandım ilk olarak polise gidecektim.Ne kadar arasam da bir faydası olmamıştı bence.Hazırlanmamla kendimi dışarı atmam sadece on dakikamı almıştı.
Kalbim heyecanla çırpınıyordu.
Derken karakolda Behiçi gördüm.Hayat bizi her yerde her saniye karşılaştırmak zorunda mıydı?
Bir kere hoşlandık diye tün evren ben nereye gitsem onu bana yollamak zorunda değildin.
Behiçin önünden hemen geçtim.
Ve bir şansızlık daha karşımda Aytaç vardı.
Kahretsin bugün buraya gelmemem gerekiyordu.
Onu da atlattım derken iki kolumun da çekildiğini hissettim.Arkama döndüğümde bir de ne göreyim...
Behiç bir Kolumdan Aytaç bir Kolumdan tutmuştu.
Şimdi kavga ederler diye düşünmeye başladım.
Behiç konuşmaya başladı.
"Açelya kusura bakma güzelim.Bilerek yapmadım.Apar topar buraya gelmek zorunda kaldım." Aytaç Behiçe tip tip baktı.Ardından kendisi konuşmaya başladı.
"Sen kime güzelim diyorsun kardeşim hayırdır?" Yüzüme bile bakmayan beni adam yerine koymayan insan Aytaç Ulusoy beni Behiçin güzelim demesine mı kıskanmıştı garip Gerçekten çooook garip.
Behiç atıldı.Göysünü gerdi ve sevgilimmiş gibi bir edasıyla konuştu.
Benim yüzümden ikisi de birbirine girecekti.
"Evet derim sana mı sorcam varoş?Sana noluyo ki bu kızın kolunu tutma cesareti buluyorsun kendinde.?" Aytaç Behiçin bu sözü üzerine iyice sinirlenmişti.
"Bana sorcan kral." Dedi.Behiçi üstündeki tişörtten tuttuğu gibi duvara yasladı.
Bir yumruk atacağı sırada Behiç kafasını geri çekti.
Ani bir refleksle Aytaçı bu sefer sert bir şekilde duvara çarptı.
İkisinin de nefesleri kesilmiş.Konuşacak durumda değillerdi.Behoç yumruk çakmak yerine kafasıyla burnuna vurdu.Sertçe yer fırlattı.
Polisler hemen koşturmaya başladılar.
Aytaç yerde kıvranırken Behiç sinirle konuştu.
"Artist kimmiş sana en kısa zamanda göstermem dileğiyle Aytaç Ulusoy." İsmini söylediği an şok olmuştum...
Onu nereden tanıyordu?
Polisler Behiçi Aytaçtan uzaklaştırmaya çalıştılar.
Ama kimse Behiçin sinirine hakim olamıyordu...
Aytaç yerde kan kaybetmeye devam ediyordu.Ben de kana bakmaya korkuyordum.Burnunun kırılmış olabileceğini düşünüyordum.
Behiçin kollarından en az on kişi tuttu ancak zapt etmişlerdi.
"Beyfendi.Adınıza adli işlem gerçekleştirmemizi istemiyorsanız lütfen sakinleşiniz." Behiçin sonu hiç te iyi bir yere gitmiyordu.
"Bırakın lan kolumu.Bırakın.Yemiyoruz kimseyi burada." Polisler Behiçi yavaşça rahat bıraktılar.Baş komiser olay yerinin olduğu yere daha yeni gelmişti.
"Bu beyfendi mi?" Yardımcıları olmalıydı ki kafa salladılar.
Komiser Behiçe döndü.
"Beyfendi?isminiz nedir." Behiç sinirle konuştu.
"Behiç." Resmen burnundan soluyordu.
"Bizimle gelmeniz gerekecek Behiç Bey." Aytaçı yerden kaldırmışlar.Burnuna bir peçete sarmışlardı.
"Sonuna kadar şikayetçiyim komiserim atın böyle insanları içeri!" Aytaçın yüzüne tip tip baktım.Ne ara bu kadar kötü olmuştu?
Ne ara bana olan hisleri çoğalmıştı onu bile anlayamamıştım.

Behiç komiseri takip ederken onun peşinden koştum.
Aytaç arkamdan seslendi.
"Açelya gerçekten onu mu takip edeceksin.Gerçekten bunu bana yapacak mısın?" Aytaç bir canavara dönüşmüştü.Tabiki onun dediklerine aldırmadım.
Behiç komiserin odasına girmeden önce derin bir bakış attı bana sanki birşeyler anlatmak istiyormuş gibi...
Ağzı susuyor olabilirdi,ya da gözleri de susabiliyor olabilirdi...
Ama Behiçin gözleri her zaman birşeyler anlatırdı.

Kalbinin derinliği gözlerine yansımıştı...

Yardım et diyordu sanki...
Yada hiç bırakma...

Behiç sakince içeri girdi.Dakikalarca onu düşündüm.Yaşadığımız şeyleri düşündüm...
Aytaçı düşündüm...
Sanki hiçbir zaman beni bırakmamış gibi davranmıştı.
Bu dönekliğinin sebebi neydi acaba?

Yarım saatin ardından Behiç odadan çıktı.Hemen koştum ona sarıldım.Aytaç da lavabonun önünde bekliyordu.
Sarıldığımızı görünce mahcup bir bakış attı.
Başını öne eğerek oradan uzaklaştı.
Sanırım yıllar sonra gidip ona sarılmamı geri dönmemi falan bekliyordu.

Komikti gerçekten çok komikti.
"Behiç noldu?Ne dedilerrr."
Behiç sakin de o kadar sakindi ki hiç olmadığı kadar sakindi nefes alışverişlerini duyabilecek kadar sakindi u işte bir gariplik vardı Hemen koştu bana İyice sıkı sıkı sarıldı hiç bırakmak istemeyecek gibi ardından arkamızdan Komiser çıktı ve Behiçe baktı bir bana bir Behiçe bir bana bir Behiçe...
" Behiç Bey sizi şöyle alalım" polisin Elindekini gördüm onu nezarethaneye alacaklardı olamaz hepsi Aytaç yüzünlendi hepsi onun yüzündendi...
İçimdeki nefret her saniye daha çok büyüyordu...
Aytaç için artık hiçbir sevgim kalmamıştı...
Herşey bitmiş...
Son bulmuştu...
"Behiç seni kurtaracağım." Dedim.Ki Behiç gülümsedi.
"Nereye kurtacaksın Açelyaa" bir yere gitmiyorum.Polis beyle şuraya kadar gidip gelicez.
Şok içinde yüzüne baktım.Sırf iyice merak edeyim diye yapmış olmalıydı.Sinirle karnına vurdum.Arkamdan yaslandı.Soğuk ellerini kalbimin üzerine koydu.
"Bu atan kalp varya Açelyam bu atan kalp benim için atıyor."
İyice yaklaştı.Polise arkadan el işareti yaptı.Polis gitti.Beni duvara yasladı.
Bir kolunu omzumun hemen yanına koydu.Biraz yaklaştı...
Biraz daha...
Artık sıcak nefesini hissedebiliyordum.
Kalbi yerinde durmayacak kadar hızlı atıyordu.Sanki yankı yapıyor gibiydi...
Burnu burnumla birleşti.Eli belimi kavradı.
"Her zaman gökyüzüne bak yıldızları çağır.Kaydıklarında da beni dile...
Her zaman her saniye her gün yanında olmam dileğiyle."
Cümleyi bitirir bitirmez dudağı dudağımla birleşti.
Kalbim yerimde durmuyordu.
Ölecekmiş gibi hissediyordum.
Gözlerimi sıkı sıkı kapatmıştım.Onun bu isteğine bende istekli bir öpüş yaptım.Yaklaşık iki dakika sürdü ama bana iki saniye gibi gelmişti...
Kalbim dudakları benden koptuğunda bile atmaya heyecana devam ediyordu...
"Açelyam her geçen gün kendine aşık ediyorsun...
Ben sana iyice bağlandım sanırım." Gözleri gözlerime değdi.
Elleriyle belimi iyice kendine çekti.
"Gözlerinin ışığı kalbinin sahibi,gökyüzünün aydınlığı olmama izin verir misin?
Benimle çıkar mısın Açelya;)?"
Gözlerimin ışığı her zaman sendin de yeni fark ettin Behiç.
"Bir süre düşünmem gerekiyor.Şu anlık sevgili istediğimi düşünmüyorum." Reddederken benim bile içim gitmişti.
Kalbim onu kabul et herşeyi yapabilecek güçte yaralarını iyileştirecek kadar iyi diyordu ama beynim onu hayatıma alırsam daha fazla yara alacağımı söylüyordu...
Hangisini dinleyeceğimi ben bile bilemiyordum.
Behiçin morali hiç bozulmamıştı.
"O zaman sen kendini hazır hissedince bana söyle olur mu?Ben tekrar ederim.
" Göz kırptı.Allahım tekrar mı edermiş.
Nefesim kesilmişti sanki.
"Neyse boşver bunu da bugün mezarlığa gidiyoruz." Tamam anlamında kafamı salladım.
Yürümeye başladık.Çıkışta Aytaçı gördüm.Yüzüne bile bakmadan oradan ayrıldım.
"Behiç ben deli değilim.Eğer bu konuda bana inanmıyorsan..."
Behiç bana sonuna kadar inandığını şöylemişti...
Aşk bu muydu?
Çaresi olan bir şeyi hemen çözmek miydi?

"Karakter aşık olmaktı sevmek başın belasıdır.. "

"O gece çok ağlamıştım.Sen uyurken kimseden bu kadar nefret etmemiştim.
Ama asıl sorun sabah uyandığımda hala seni seviyor sana aşık oluşumdu."

"İyi hissettiren şeyler bağımlılık yapar tıpkı senin gibi" ~Ateş

"Bir hayalim var seninle başlayıp seninle biten yıllarımı alacak derin hayaller..."

AŞK ÇIKMAZIWhere stories live. Discover now