_3_İnce Düşünen İncinir Mathilda!

110 93 48
                                    

"Ben her gece yıldızlara
Seni sevdiğimi söyleyeceğim
Sana asla...
Çünkü aramızda dağlar denizler
Ve benim o kahrolası gururum var..."
    
                                   - Victor Hugo

Lunaparka'ın kapısının önünde durduk.Ateş İlksuyu kucağına aldı.
"Hazır mıyız deliler gibi eğlenmeye?" İlksu sevinçle kafasını salladı."Ama önce birkaç dakika beklememiz gerekiyor." Merak dolu gözlerle Ateşin hiç taviz vermeyen yüzünü izlemeye başladım.
"Neden ki?" Soruma gizemli bir şekilde cevap verdi.
"Yakında anlarsınız gelin şuraya oturalım gelecek olan gelene kadar." Gelecek olan mı?Kim gelecek?Kim gelebilir ki?Düşümü getirirse anında gitcem.Bir saniye bile durmayı düşünmüyorum.Onunla konuşmak yüzünü görmek muhatap olmak istemiyorum.
"Düşümse o gelmeden ben gideyim.Konuşmuyoruz çünkü." Ateş hayır anlamında Kafasını salladı.
Ardından bir telefon geldi.Yanımızdan kalktı ve ona baktı.Yanımızda konuşmayacağı kadar ne önemli olabilirdi ki?
"Evet işte geliyorrr!" Karşında Dolunayı görünce şok oldum.
Hemen koştu bana sarıldı.Sonra eğildi ve İlksuyu kucakladı."Dolunay kızım hani senin sınavın vardı ona hazırlanacaktın gelemem demiştin.Ben yalvardığım hatta sana kardeşin seni istiyor diye.Sen hiç gelme fırsatım yok demiştin." Dolunay kıkırdadı Ateşe baktı.
Anladım demek oluyor ki Ateşle bana oyun kurmuşlar.
"Sakin ol karıcım bizi sonra ayarlarsın hadi eğlenelim." Dolunay gülümsedi.
"İşte benim babam be!" İlksuyu kucağında seviyordu.
"Çarpışan arabalara gidelimmm ilk Babamla ben İlksuyla sen anne meydan okuyorum." Vayyyy hamfendiye bak sen.
"Görcez bakalım kim kazanıyor Dolunay Hanım." Güldük ve koşarak çarpışan arabalara bindik.

~Saatler Sonra Gece Saat:01.30~
"Başka neler yaptınız bitanem Nisayı neden getirmedin?" Derin bir sohbete başlamıştık.
"Çok gelmek istedi ama o bir dersten kalmak üzereydi öğretmene yalvardı yükseltti ondan dolayı ikinci dönem böyle olmak istemiyor diye oturup onu çalışacaktı." Evde Dolunay gelince şenlik oluyordu.
"İyi valla kızım senin gelmen çok iyi oldu." Kafasını salladı ardından İlksu konuşmaya girdi.Bu saate kadar oturmasın diye yalvardım ama dinlemedi sanki gözleri yavaştan uykuya bırakıyor gibiydi kendisini.
"Yarın gezer miyiz abla?" Dolunay içindeki tüm sevgisiyle konuştu.
"Tabiki gezeriz aşkım daha ben gitmeden abla kardeş gecesi yaparız.Amaaa bunları yapmamız senin şu an uyumaya bağlı hadi git uyu da sabah gene birlikteyiz." İlksu Dolunay ne derse dinliyordu ondan dolayı Ateş hemen ayaklandı.
"Gel bakalım prenses öpsün babası büyük kızını." Dolunayın saçına ufak bir öpücük kondurdu.
"Ben de yatayım artık kızım sabah beşte kalkıyorum.Nöbetim var yarın.Hem siz de anne kız oturun vakit geçirin biraz." Kabul etti.Ateş arkasını dönmüştü ki Dolunay seslendi.
"İyi geceler baba.İyi geceler İlksumm." İlksu Dolunaya el salladı.Onlar yatağa doğru uğurlanırken uzun zaman sonra birlikte kalmıştık.
"Kahve yapayım?" Evet dedi ve mutfakta önceden hazır olan suyu hemen bardaklara boşalttım.Üstlerine kahveyi koydum.Karıştırdım.Tekrar balkona çıktım."Eee anlat bakalım anne.Teyzem falan napıyo kuzenlerim?" Anlatıp anlamamakta kararsız kalmıştım.
"Teyzenle aramız pek iyi değil kızım.Kavga ettik." Kendimi anlatmak için hazırlıyordum.
"Noldu ki?anlat sabaha kadar dinlerim." Lafa başladım.
"Şimdi senin Aytaç abin vardı.İşte biz onunla ilgili bir süre konuştuk Düşümle.Sonrasında dedim ki ne yaparsa bana haber ver.Ama yani sevgili anlamında dedim bunu.Sonradan dedi ki ben yoruldum falan aldırmadım.Şey dedim hatta beni bir daha arama yorulduysan o zaman işte.İki ya da üç gün geçti geçmedi orayı tam hatırlamıyorum.Benim Üniversiteden iki tane arkadaşım vardı.Düşümün de arkadaşları.
İrem ve Eren belki tanırsın.
Sonra onlara beni kötülemeye başlamış.Ne yapacaklarını bilemedikleri için bana yazdılar onlar da ekran fotoğraflarını attılar.İremin attığını okudum işte sinir krizi geçirdim.Ereninkini daha okumadım.Sonra Aytaçın kuzeni Ayşe bana yazdı.Yok işe konuşalım mı?Sana anlatmam gereken birkaç şey var diye ben de bunu reddettim.Mesajları duruyor sana gösteririm.Düşümle konuşmuş olmalılar ki bana mesaj atıyor aylardır konuşmadığım kızın aklına şimdi mi geldim?.
Neyse sen Ayşeyi boşver biz tekrar Düşüme dönelim.Son günlerde senin bu okul meselelerini falan anlattım.İşte dedim okul değiştirdik.Dinlemek istemedi.Defneyle konuşacağım diyip kapattı." Dolunay çıt bile çıkarmadan buraya kadar dinledi.Sonra soru sordu.
"Defne Kim?" Karaktersizin arkadaşı Kim olacak.
"Bunlar dokuz senedir falan arkadaşlarmış.Bana söylüyordu da ben hiç takmıyordum.Sürekli dedikodu yapan bir tip erkeklerle uğraşıyor milletin arkasından atıyor.Öyle sonra bununla yakın olmaya başlamıştı.Sonrasında Defneyle yakın olunca otomatik olarak Aytaçla da yakın oluyorsun çünkü Aytaç defnenin bir numaralı kankası.Bunlar yakınlaştı.Beni yavaş yavaş satmaya başladı.Sonra ben dedim ki Düşüm senin tavırların bana karşı değişti.Beni umursamıyorsun." Dolunay lafa atladı.
"Ama teyzemin yaptığı iyi birşey değil.Bir arkadaş bulunca öz kardeşinin satması hoş mu bence değil." Haklıydı o da benim gibi düşünüyordu.
"Ben de kendisine bunu dile getirmeye çalıştım.Benim arkamdan demediğini bırakmamış." Sonra Dolunay bana melül bir bakış attı.
"Hala Aytaç abimi seviyor musun?" Hayır anlamında kafamı salladım.Tekrar konuşmaya başladım.
"Ben birkaç ay önce silmiştim onun numarasını fotoğraflarını flört mesajlarımızı istagramdan da engellemiştim zaten ve bunların hepsinden Düşüm Hanımın haberi vardı.Şimdi benim arkamdan der neydi o stres hep vallahi gitti rahatladım.
Birkaç arkadaşıyla kavga etti.Mesela bizim İkra diye bir arkadaşımız da vardı.Ben onun yüzünden onunla da bozuştum.Sürekli Düşümün arkasından atıyordu ben de savunuyordum.Neyse itşe ona o Aytaç süpüntüsü ve saçma sapan boş beleş arkadaşları yeter beni ne yapacak boş biriyim." Anlatırken bile burnumdan soluyordum.
Dolunay sinirlendiğimin farkına varmış olmalıydı.
"Boşver ya Teyzemin her zamanki hali bence konuşmamanız daha iyi olmuş kısa zamanda gerçek yüzünü görmüşsün belki bu ikiniz için de en iyisidir.Boşver ne kavga edin ne başka bişi yüz yüze de gelmezsiniz.Neyse ben yatayım.Yarın İlksuyu gezdircem ya yorulurum.Sen boşver teyzemi yat uyu." Dolunay gene haklıydı.
"Tamam hadi kuşum gece gece kafanı da şişirdim." Dolunay gülümsedi.
"Yok yok iyi oldu.Uzun zamandır sohbet etmiyorduk." Ona yatacağı odayı gösterdim."Yaaa eski anılarım aklıma geldi.Duygulandım." Yüzüne baktığımda gözleri dolmuştu."Neyse iyi geceler kızım yat dinlen yol geldin o kadar." Benim uykum kaçmıştı Düşümle ilgili konuştuğumdan. Telefonumu saatler sonra elime aldım.
Ayşe yazmıştı gene."Açelya buluşabiliriz miyiz peki?" Neden yani?Ben onun hakkında konuşmak istemediğimi ikinci kere dile getirmekten yoruldum.Konuşmak istemiyorum Aytaç hakkında.Nefret ediyorum.Soğudum yakamı bırak Ayşe.
"Ayşe neden bu kadar ısrar ediyorsun?" Yazdım ve yolladım.Ayşe sanki benim yazmamı beklemiş gibi hemen yazdı ama ben biraz bekledim.Sonrasında açtım.
"Açelya sen çok değerlisin tamam mı?Aytaç bunun farkında olmayabilir.Ama gerçekten neyi kaybettiğinin farkında değil." Bu mesajdan sonra tekrar yazmaya başladı.
"Aytaç Sanemle evli olabilir.Sen de Ateşle evli olabilirsin.Bu çok önemli değil ama gelecekte kiminle olacaksınız bu önemli ben seninle olsun istiyorum.Sana yenge demek istiyorum.Lütfen bir şans ver ona ve engelleri kaldır belki yazar." Hala ikna edememişti.İyice soğuyordum.Nefret ediyorum Aytaçtan ve onun o saçma sapan arkadaşlarından nefret okey?
"Ayşe bak diğer seferlerde söylediğim gibi.Ben Aytaçı istemiyorum.Benim için sadece isimden ibaret kaldı.İçimde ona karşı gram sevgi yok!!!Nefret duyuyorum ona karşı.Seni kırmak istemiyorum ama yakamı bırakın.Zaten Aytaç yüzünden Düşümle de kavga ettik.Konuşmuyoruz." Mesajı attım.Ayşe ne diyeceğini bilmeyerek sustu.
Mesajıma sadece görüldü atmıştı.Ben de ekranda beklemekten yoruldum.Çıktım.Moralimi bozmuştu.Sonra telefonum titredi dört kişi birden mesaj atmıştı...Ateş,Düşüm,Ayşe ve her yerden engellememe rağmen Aytaç...
Mesajlar aynı anda atılmıştı...
Açıp baktım hepsinin mesajına.
Ateş-" İnce düşünen incinir Mathilda!"
Aytaç-" İnce düşünen incinir Mathilda!"
Ayşe-" İnce düşünen incinir Mathilda!"
Düşüm-" İnce düşünen incinir Mathilda!"
Hepsi aynı cümleyi yazmıştı.Evde daraldığım için dışarı çıktım.Gökyüzüne ve yıldızlarına bakıp konuştum...
İnce düşünen incinir Mahtilda...
Nefesim yıldızlara ışık olmuş gibiydi...
Tekrar ettim.
İnce düşünen incinir Mathilda .
Bunu ikinci kere söylediğimde gökyüzünden yıldız kaydı.Ben ise bunları hiç yaşamamayı diledim.Hiç aşık olmamayı,hiç kırılmamayı ve benim için en önemlisi ise hiçbir zaman hüngür hüngür ağlamamayı...
Bazen ne kadar mutlu gözüksem de sorarım bu hayata.
Neden beni seçtin tüm bunları yaşamam için?
Neden herşeyi aldın ve beni yanlız bıraktın?
Neden yaşıyorum.
Neden ölmedim?...
Son soru en hatalı sorum çünkü ona hiçbir zaman adam akıllı bir cevap bulamadım.
İnsanın hayatta yaşamak için sebepleri olurdu değil mi?Benim yoktu.Benim şimdiye kadar tek bir amacım bile olmamıştı.Ne kadar etrafıma gülümsesem de kimse içimde kopan fırtınaları anlayamazdı.Arkadaşlarımın gidişi ve aileme karşı kendimi yük gibi hissetmem artık katlanılabilecek bir duygu değildi...
Tek birazcık mutlu olmak isterdim diğerleri gibi.Birazcık yüzümde tebessüm olsun isterdim.Ama bunların hiçbiri benim için olmadı.
Hergün gece karanlığında insanlar uyurken ben ağladım.Sonra ney değişti?
Hiçbirşey...
Bu hayatta benim istemediğim hiçbirşey değişmedi hatta tam tersine benim üstüme geldi...
Her dakika daha çok ruhum öldü.Her dakika daha çok hayattan vazgeçtim.Her kim bırakırsa o kadar duygusuzlaştım...Nefret ettim kendimden.Soğudum yaşamak istemedim.Ama gidip intihar edecek kadar da cesaretim yoktu...
Koskocaman bir çıkmazın içindeyim.Düşünmekten kafayı yiyeceğim ama kimseye bunların hiçbirini anlatamadım.Yoruldum ben...YORULDUM!

"İNCE DÜŞÜNEN İNCİNİR MATHİLDA!"

İnsanlar neden bu kadar acımasızdı ki?Siz ona gitme dediğiniz halde unutamayacağınızı bile bile sizi terk edip gitmeleri...Ufacık bir umut beklersiniz.Biri hayatınıza girer de herşeyi değiştirir diye.Ama daha da beter eder hayatınızı kökten başınıza yıkar.Her birine güvendiğinizde ona alıştığınızda ona bağlandığınızda sonucu aynı olur.Ama siz size siktiri çekeni bile hala sevmeye devam edersiniz.Bazı davranışlardan sonra bir daha hiç kimseye onun hakkındaki düşüncelerinizi belirtmezsiniz...
İçinizde yaşamaya başlarsınız.Taki patlayana kadar.;(

------------------------------
+Bu kadar takma bence sana uyarım bu.
-Ama değer vermiştim.
+Vermeseydin seni bırakıp giden bunu böyle düşündü mü?
-Düşünseydi gitmezdi.
+İnce düşünen incinir Mathilda...
Son cümlenin verdiği çaresizlik kalbin durmasına sebep olabilecek kadar etkiliydi.Fısıltıyla konuşmaları kocaman bir çığlığa dönüşmüştü...
Her saniye iyice ölüyordu onların ruhları.Her sevenin bir dönem sonra ruhu ölür bunu aklınızdan çıkarmayın.!
--------------------------------

Resmen gece gece bunalıma girmiştim.Moralim o kadar bozuktu ki...
Kimse beni anlayamazdı.Ayşenin düşümün Ateşin ve aytaçın attığı o mesaj beni derinden etkilemişti.
Tekrar yukarı çıktım ve kendimi güvende hissettiğim o yatağıma girdim.
Gülümsedim belki biraz zaman verirsem herşey için farklılık olabilirdi.Belki herşey eski düzenine otururdu olamaz mıydı?
Neden olmasın....Kendimi uykunun kollarına bıraktım onun da beni tutmasını istedim.

"Çaresizliğin gereksinime dönüştüğü bu hayat insanların bazı dönemlerinde çökmesine sebep olabilirdi...~Açelya."

"Ben çok affedici bir insanımdır.Eğer bir gün seninle konuşmayı kesersem çok şey yapmışsındır.~Düşüm"

"Kırık kalplerin kırık hayatlardan ibaret olduğu o modsuzluk...~Ateş"

İnce düşünen incinir Mahtilda...

AŞK ÇIKMAZIWhere stories live. Discover now