12- Zalim

3 0 0
                                    

Günlerden Cuma. Gösteriye 2 gün kaldı.

    Allah belasını vermesin. Gösteriye iki gün kalmıştı. Ve heyecan damarlarımda kan daha fazla pompalanıyordu.

Sınıfımızın önünde bir ileri bir geri giderken bana arkası dönük birisinin yavaşça yürüdüğünü gördüm. Onunla aynı hızda yürüyerek önüne geçtim. O ise üstündeki montu ile yüzünü kapatıyordu.

Benimle anlaşma yaptığından beri her gün bunu yapıyordu. Ensesinden tutup prova odasına sürükledim. Kaç kilo lan bu. Camış ölüsü gibi.

Prova odasına geldiğimizde konuşmadan ona yapacağı şeyi anlattım. Elim ile giyinme odasını gösterdim ve ellerimi birbiri etrafında çevirdim. Oflayarak giyinme odasına girdi. Bende girip üstümü değiştirdim.

İkimizde odalardan çıktığımızda esneme hareketlerimizi yaptık ve şarkıyı başlattık. Önce şarkının sözleri ile dans ettik. Daha sonra melodi ile dans ettik ve en son kendimiz söyleyerek dans ettik.

Deniz ile dans etmek sıkıcıydı. Asla konuşmuyor veya bir mimik göstermiyordu. Prova bittiğinde direkt çıkıyordu.

Okuldan geç çıkmıştım ve ayaklarım kopuyordu. Yürüyecek halim yoktu. Okulun çıkış kapısına geldiğimde bacağıma kramp girdi ve olduğum yere oturdum. Acıyla bacağımı ovarken üstümde bir gölge belirdi.

Herkes ben otururken yanıma geldiği için hep kafamı kaldırmak zorunda kalıyordum. Yine kafamı kaldırdım. Sokak lambası yüzüne vurduğu için tanıyamamıştım. Eğilince Berk olduğunu gördüm.

"Selam."

"Selam."

"Yerde napıyorsun?"

"Hiç canım sıkıldı okulun çıkış kapısında oturmak nasıl bir his diye merak etmiştim."

"Üffff"

"Şaka şaka."

"Bacağıma kramp girdi ondan yere oturmak zorunda kaldım. Ve bir süre daha buradayım anlayacağın."

"Eee napıcaksın?"

"Geçmesini bekleyeceğim sonra eve gideceğim."

"Ben bırakayım mı eve?"

"Hayır teşekkürler."

"Israr etme işte. Gel bakalım." Kollarını bacaklarımdan ve belimden tutup beni kaldırdı.

"Bıraksana aslanım. "

"Hızır'dan aslana mı geçtik?"

"Hala hızırsın ama bırak işte."

"Ağırsın diyeceğim diye mi korkuyorsun?"

"Hahaha alakası yok canım."

Berk arabasının ön koltuğunu açıp beni oraya oturdu ve kendi şöför koltuğuna oturdu ve bizim eve doğru toka çıktı. Evin yolunu bilmiyordu tarif etmiştim ve evin önünde durmuştuk.

Arabadan inip çantamdan anahtarımı çıkartıp kapıyı açtım. İçeriye girip kapıyı kapatırken Berk camını indirip bana seslendi.

"İnci!"

"Efendim?"

"Hafta sonu boş musun?"

"Bu hafta ful doluyum. Pazar günü gösterim var saat 23:30 da ve 2 saat falan sürer diye düşünüyorum."

"O zaman tiyatro çıkışı biraz buluşalım mı?"

"Dereyi görmeden paçayı sıvama. Yarına sağ çıkacak mıyız belli değil. Ama panoya yazarım. Randevu aldın mı?"

OrkaWhere stories live. Discover now