9- kahvaltı

4 0 1
                                    

   Gözlerimi suratımdaki ıslaklık ile açtım. Islaklığın yanı sıra nefret ettiğim iPhone arama sesi ile açtım. Sesinden nefret ediyorum ama bende kullanıyorum.

Gözlerim açılmamakta yenim etmiş gibiydiler bende bunu fırsat bilerekten uyumaya devam etmeye çalıştım.

Bir süre sonra kapı çaldı ve birisinin kapıyı açtığını duydum.

"Seni sabahtan beri arıyorum neden açmıyorsun telefonlarımı?"

"O arayan sen miydin? Kayıtlı olmayan numaraları açmıyorum."

"Ne demek sende kayıtlı değilim. Ama bak sen bende Yunan'ım diye kayıtlısın."

"Gerek görmedim. Bence sen şey yapmalısın vefan yoğurtlar var mesela."

"Ayy sen ne diyorsun yaaaa."

"Şey işte numaramı sil. Yok et. İmha et. Beni tanıma ya. Valla senin için daha hayırlı."

"Olmazzz canım benim. Neyse bir ara eve uğra babacığım seni merak ediyor."

"Kimin babası?"

"Ay şapşik kimin babası olacak senin baban."

"Sen benim babama neden baba diyorsun?"

"Öyle de o yüzden."

Son derece ürkütücü gerinme hareketlerimi yaparken trex sesler çıkarıyordum. En son gerinmek bittiğinde ise ayyyhhhh diye sesimi kontrol ediyordum. Bu bana bir terapiydi.

Yine aynı şeyi yaptığımda kapının oradaki kişi cortlak sesi ile konuştu.

"Kimdi o? Evde biri mi var? Beni aldatıyor musun? Babana söylerim. Kim o? Çık bakayım kim olduğuna."

Evin içinde topuklu ayakkabı sesi yankılanıyordu. Ben ise kucağımda uyuyan kediyi seviyordum. Oturma odasında son bulan topuk sesinin yerini pick me kız sesi doldurdu.

"Kim bu varoş?" Kafamı kaldırıp bana varoş diyen koza baktım.

"Anan varoş süs köpeği." Dedim kediyi severken.

"A sen bana sen ne hakla sen aaaaa şu an bayılacağım sen ne hakla bana süs köpeği dersin seni varya-" sözünü kesip araya girdim.

"Annene mi söylersin?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Genelde böyle kızların tek savunması olurdu anneme söylerim lafı. Tahmin etmesi pekde zor değildi.

"Deniz kim bu kız?" Kapıya yaslanmış Denize baktım sadece gülüyordu eşşek.

"Deniz kalk köpeğini dışarıya sal uykumu böldünüz bunu hesabını ayrıca soracağım ayrıca karnım çok aç buzdolabında yiyecek yok madem giyiniksin git biraz alış veriş yap." Evet bunları tek nefeste söylemiştim.

Derince bir nefes alış koltuğa geri yattım. Üstümde battaniye olduğunu yeni fark etmiştim.

Deniz örtmüştür üstüme. Onun biraz iyi olduğunu düşünmeye başlamıştım. Taki hastayken öksürdüğü, hapşırdığı battaniye olduğunu anlayana dek.

Deniz süs köpeğini dışarıya çıkarmış içeriye giriyordu. Benim battaniyeye baktığımı görünce güldü ve konuşmaya başladı.

"Bu kadar sevinmene gerek yok üşümeni istemedim o yüzden örttüm üstüne iyi yapmış mıyım?" Dedi sırıtırken.

"He iyi yapmışsın salak gerizekalı. Hastayken kullandığın battaniyeyi niye üstüme örtüyon mal. Ya bende hasta olursam. Ne yapabilirsin ki Deniz ne yapabilirsin??" Dedim sinirle ona bağırarak.

OrkaWhere stories live. Discover now