11- Gülüş

2 0 0
                                    

Günlerden Çarşamba. Gösteriye 5 gün kaldı.

Deniz hala benimle çalışmıyordu. Okul çıkışlarında benim gibi geç çıkıyor ama tek başına çalışıyordu. Ama bugün onu ikna etmem gerekiyordu.

Çantamın kollarını sıkarak emin ve hızlı adımlarla prova odasına doğru gittim. Gösteriye az bir zaman kaldığı için son beş gün için hocalar Deniz ile bana izin verdiler. Derslere girmeyip çalışıyorduk.

Salona gelince üstümü değiştirdim. Hazırlık olsun diye hafif püfür püfür bir elbise giydim.

Bu elbise ile rahat etmek çok kolaydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu elbise ile rahat etmek çok kolaydı. Ela hoca dün bize gösteride giyeceğimiz kıyafetledi denettirmişti. Bu elbise de o elbiseye benzediği için bunu giyip çalışmaya karar verdim.

Kulaklıklarımı takıp esnemeye başladım. Neden kulaklık diye sorarsanız. Daha iyi odaklanıyordum. Esneme hareketleri bitince şarkıyı açıp yavaş yavaş dans etmeye başladım. Dans edince kendimi hafiflemiş hissediyordum. Ruhum arşa çıkmış oradan dünyaya el sallıyordu. Tek kaçışım buydu galiba. Ya da öyle olmasını istiyordum.

Dans bittiğinde nefes nefese kalmıştım. Saçlarım terden suratıma yapışmıştı. Ellerim ile saçlarımı geriye atıp yere oturup soluklanmaya başladım.

Ben derin derin nefesler alırken önüme birden bir el şişe uzattı. Kafamı kaldırınca Canın su uzattığını gördüm.

"Bu ne?"

"İşedim içmez misin?" Dedi alayla ve yanıma oturdu.

"Haha." Elindeki şişeyi aşıp kafama diktim ve hepsini içtim.

"Kavurma mı yedin kızım. Çişin gelecek şimdi."

"Gelmez gelmez. 2 saattir aralıksız çalışıyorum bacaklarım koptu." Bacaklarımı ovalıyorsun.

"Bişey diyeyim mi?" Kafamı ona çevirip ne diyeceğini merak ettim.

"Çok güzel dans ediyorsun be. Benim kankamsın diye demiyorum ama öyle işte." Dedi eli ile olmayan sakalları ile oynarken.

Onun bu hareketlerine gülmüştüm.

"Güzel dans ettiğimi bilmiyordum. Teşekkür ederim bu iltifat için. Ama daha ne kadar tek çalışacağımı bilmiyorum. O dangalak aptal da gelip çalışmıyor tek başına çalışıyor.  Bende gidip Ulaşla çalışıyorum. Onu da çok yordum be. Borcum olsun bari." Bunların hepsini tek nefeste söylemiştim.

"Ulaş mı? Ulaş kim?" Dedi Can sadece ona takılmıştı.

"Ulaş okula yeni geldi. Belki 1 ay önce falan hatırlamıyorum. Ama iyi çocuk. Kafa yani sen seversin."

"Benim tanıdığım ise sevmem." Ağzının içinde gevelemiştir bunu.

"Ne dedin?"

"Hiç bir şey. Hadi gel beraber çalışalım." Dedi ayağa kalkarken.

OrkaWhere stories live. Discover now