18. Kavga

246 34 61
                                    

Bölüm 18 | Kavga

Ateş'le tanıştığım ilk zamanlarda bir gün birisi bana çıkıp da gelecekte bir gün kardeşlerin ve onunla birlikte ayaklarınızı uzatarak film izleyeceksiniz ve abine rağmen ona yaslanarak oturacaksın dese ona gerçekten gülerdim ancak şimdi öyle değildi.

Ateş'in bacakları üzerine koyduğum kaseden patlamış mısır alarak ağzıma atmamın ardından bir kez daha elimi kaseye daldırdım ancak bu sefer Ateş'in dudaklarına doğru yaklaştırmıştım elimi. Pür dikkat televizyondaki filmi izliyordum. Adamın içinden şeytanı çıkarma ayinini gerçekleştiriyorlardı. Gerçekleşen iğrenç bir sahne Ece kusacakmış gibi olmuştu ancak neyse ki bize böyle bir an yaşatmamıştı.

Abimle birlikte markete gidip gelmesinin ardından Ateş biraz rahatlamıştı. Hatta bu kez Akın'la samimi bir sohbet ediyorlardı. Market ve ev arasındaki o yolda ne konuştuklarını bilmesem de işe yaramıştı. Akın artık Ateş'e dövecekmiş gibi bakmak yerine ona sıcak yaklaşıyordu.

Durumumuza babam bile şaşırmıştı. Eve yarım saat önce gelmişti ve şu an mutfakta yemek yapıyordu. Yemek yapmayı hepimiz biliyorduk. Herkes ya çalışıyor ya da okuyor olduğundan eve en erken gelenimiz yemek işini üstlenmek zorunda kalıyordu. Babam bu akşam yemeğinin ondan olacağını söylemişti, bunun sebebi benim burada olmamdı. Biraz da biz dördümüzü rahat bırakmak içindi.

Adamın attığı çığlıklardan rahatsız olan Akın biraz sesini kıstı, ardından arkasına yaslanarak oturduğunda gözleri çok kısa bir an bana kaydı. Bir şey diyecek gibi olsa da bundan son anda vazgeçerek önüne döndü. Tekrar filme odaklandım. Sırasıyla birkaç ayini yapmaya devam ediyorlardı. Korku filmi izlemeyi seçen Ece'nin durumu pek iyi değildi ancak biz sanki normal bir an izliyormuşçasına izliyorduk.

Kasenin dibinde kalan birkaç patlamış mısırı da ağzıma atmamın ardından tekrar Ece'nin elinde duran kaseye elimi uzattım. Biraz daha patlamış mısır çalmamın ardından birini Ateş'e uzattım. Ateş elimden alarak ağzına attığında göz ucuyla ona baktım. Tüm dikkati filmdeydi.

Biraz sonra filmin bitmesiyle, "Midem hâlâ bulanıyor," dedi Ece. Tekrar kusacakmış gibi elini dudaklarının üzerine kapattı. "Adamın etini yedi resmen. İğrenç!"

"Sen ısrar ettin izleyelim diye."

"Başrol polis yakışıklı diye demiştim aslında ben," demesiyle Akın gözlerini devirirken Ateş gülmüştü. "Benim kardeşim televizyonda çocuk gördüğünde çok güzel çocuk diyerek onu izlemeye başlıyor. Ekrandan kaybolunca da üzülüyor."

Ece güldü. "Enişte, o daha bir çocuk. O her erkek çocuğuna güzel der. Ama yakışıklı bir oyuncu izlemek... Of! Dizileri izleyip izlemeyeceğime konusu falan değil, yakışıklı bir karakterin olup olmaması karar veriyor."

"Yakışıklın batsın."

Ece gülerek Akın'ın yanaklarını sıktı. "Oy benim yakışıklı abim! Kimde var böyle yakışıklı bir abi?"

"Bende," dedim aşırı mantıklı bir cevap olarak. Ece kısa bir an duraksamanın ardından beni duymazdan gelerek Akın'ın yanaklarını sıkmaya ve kafasını iki yana hareket ettirmeye devam etti. Akın onun elinden kurtulamaya çalışırken bağırıyordu ancak ne dediği anlaşılmıyordu.

En sonunda Ece ellerini geri çektiğinde, "Sana kaç defa yanaklarımı sıkma dedim," diye tersledi Akın. Yanakları kıpkırmızı olmuştu. Bu haline bir tebessüm ederken başımı Ateş'in omzundan kaldırdım. "Babamın el lezzetli mükemmeldir. Birazdan yiyeceğin yemeğin tadı damağında kalacaktır."

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | KIRMIZI Where stories live. Discover now