4

168 20 5
                                    

Telefonum çalmaya başladığında henüz yeni uyanmıştım. Dişlerimi fırçalıyordum ve barda bir kadından yumruk ile yanağımın morartılmasının üstünden 5 gün ağrı dolu geçmişti. Morluk artık çok acımıyordu rengide sararmıştı.

Telefonumu elime aldım. Alves.

"5 gündür neredesin?" Telefonu açtığım gibi kızgın sesimle onu geri püskürtmüştüm .

"Becky üzgünüm. Çok meşguldüm, grupça senin dinlenmenin iyi olacağını düşünmüştük." Aslında en çok onlara ihtiyacım vardı çünkü dondurma yiyip depresyona girmiştim 5 gün boyunca. Bu kadın barda karşıma çıktığından beri herkes garipti. "Bunun hiçbir açıklaması olmamalı. Ben sizin yanınızda olurdum! Kafamı pozitif düşüncelerle sizin doldurmanız gerekiyordu!" Stresle nefesini dışarı verdiğini duydum. Yatağımın üstüne oturdum. "Niye aradın?" Sesim bu sefer yumuşak çıkmıştı.

"Pizzacıda buluşalım dedik birlikte." Sesi, yumuşadığım için heyecanlı çıkmıştı. "Lütfen sende gel, Becky"

Kabul ediyorum ikna olma sürem çok kısaydı, 5 dakika sonra telefonu kapatmış ve kıyafetlerimi seçmiştim. Hafif bir makyaj yapıp evden aceleyle çıktım ve sokağımın az ilerisinde, köşedeki genelde her ay bir Çarşamba günü buluştuğumuz pizzacıya ilerledim. "Becky!" Rebecca ve Carla birlikte bana seslenmişlerdi ikisine de sıkıca sarıldım.

Gönlümü almak için bana büyük 3 pizza sipariş ettiklerinde yüzlerine mahcup bir şekilde baktım. "Bir daha karşına çıksın bu sefer ona ben hakaret edip yumruk atacağım Becky." Samantha ağzında pizza dilimini ısırırken konuştu. Bir anda bu konu açılınca tadım kaçmıştı, insanlarla böyle sorunlar yaşayan biri değildim. Teşekkür edercesine hafif gülümsedim ve başımı salladım. "Bizim sınıftaki çocuklardan birine sordum. Kız bizim okuldanmış, ama okula gelmiyor. Oldukça zengin ve ukala bir tip. Sevgilisinin adı Margot, kız okulda popüler biri, Freen ile sevgili olunca ikisi de daha popüler olmuş. Şımarık zengin veletler." Sona doğru söylenmeşti. Demek adı Freen.

İç çektim ve büyük pizza dilimimden kocaman ısırık aldım. "Ukala şeyler." Samahta içeceğini yudumlarken destek verdi. "Benimle derdi ne anlamadım. Sevgilisini tanımıyorum bile!" ağzım doluyken konuştum. Daha fazla bu konu devam etmedi ve başka konuya -Rebecca'nın yeni arabasına geldi konu.

İç çekip huzursuzca yerimde hareket ettim. Nedense bu konu aklımdan çıkmıyordu, kesinlikle abartıyordum ve saçma davranıyordum. Arkadaşlarımın da tadını kaçırmak istemediğimden lavaboya gitme bahanesi ile ayağa kalktım. Belki kafamı toparlardım.

Büyük kırmızı kapıdan içeri girdiğim an birisi sesli bir şekilde kapıyı açtı ve kapattı. İrkilerek arkamı döndüğümde, az önce ismini duyduğum kızı gördüm. Freen.

"Benden ne istiyorsun! çık dışarı yoksa arkadaşlarımı çağırırım!" Ufak bir kahkaha atıp az önce kapattığı büyük kapıya dayandı. "Nesin sen yılın en çok korkağı falan mı?" tek kaşını kaldırdı ve neredeyse her yüzüme baktığında yaptığı gibi kollarını göğüsünün altında birleştirip beni süzdü.

gerçekten çok seksiydi. Yanakları yüzünü sevimli yapıyordu ama bakışları ciddiyetle sabit bir şekilde duran ama parlayan dolgun dudakları onu soğuk gösteriyordu. Tatlı burnu vardı ama gözlerindeki donuk bakış tatlılığını gizliyordu.

Dudaklarımı yaladım ve aptal gibi etrafıma bakındım. İlgim onun seksiliğinde olmamalıydı. Yavaşça üstüme gelmeye başlandığında sanki nefes almak neydi ve nasıl yapılırdı unuttum.

Geri adımladığımda kalçam lavaboya dayanmıştı, yutkundum. "Ne sikim yapıyorsun sen?" sesim fısıltı gibiydi bundan keyif almış olacakki ukalaca dudaklarının bir kısmı yukarı doğru havalandı. Bir elini kaldırıp avcunu lavaboya dayarken sesli bir nefes aldı ve diğer elini dizimden pembe eteğimin geldiği noktaya kadar hafifçe bastırarak çıkardı.

Daha önce barda farklı insanlarla benzer temaslarım olmuştu ama inanın ki Freen içimden bir tuşa basmış ve hiç bilmediğim özelliğimi etkinleştirmişti sanki.

"seninle bir oyunumuz var Becky."



kimse okumasa da atıyım djsıklsjdıso

hate me जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें