1.0

261 22 28
                                    

Biraz sakinleştikten sonra Chaewon her şeyi anlatmıştı. Yunjin aptalı Han diye bir çocukla Chaewon üzerine arabasına iddiaya girmiş. Chaewon her şeyden habersiz Yunjin'le randevudayken Han masalarına gelip arabanın anahtarını Yunjin'in önüne bırakmış. Chaewon sinirle masayı terk ettikten sonra nereye gideceğini bilemeyip bana gelmiş ve şu an zar zor kendine gelebiliyor.

"Yunjin olduğunu nereden anladın Karina?" Chaewon burnunu çekerken sormuştu. Açıkçası ben de merak ediyordum. "İddia olayını biliyordum çünkü." İkimiz de şaşkın bir şekilde Karina'ya bakarken o derin bir nefes verdi. "Yeonjun'dan öğrendim meseleyi, duyduğum anda Yunjin'e gittim." Biraz bekledi büyük ihtimalle Chaewon'un incinmemesi için kelimelerini seçiyordu. "Senin oynanacak bir kız olmadığını ve hemen bu saçmalığı bitirmesi gerektiğini söyledim." Konudan biraz bağımsız ama senin kalbini yerim Jimin.

"Bana en başta olmasa da şu an deli gibi hoşlandığını söyledi. Ben de iddia mevzusunu kapatmasını söyledim. Kabul ettiğinde de bir daha karışmadım." Yani daha ilerisine gitmek haddi değildi zaten. Arkadaşı için yapması gerekeni yapmıştı. "Teşekkür ederim Rina." Chaewon sonunda gülümsediğinde ben de gülümsedim. "Yapmam gerekeni yaptım." Ortama birden sessizlik çöktüğünde artık uyusak iyi olur diye düşündüm. Hem yarın okul vardı.

— Artık uyusak iyi olur, sabah okul var.

İkisi de kafasını salladığında hızlıca misafir odasını kontrol ettim. Her şey tamam gözüküyordu. Salona geri döndüğümde Jimin'in kirli bardakları mutfağa götürdüğünü gördüm.

— Chaewon sana kalacağın odayı göstereyim.

Kafasını sallayıp peşime takıldığında tatlılığına gülümsedim. Yavru bir köpekten farkı yoktu. Ağzına sıçayım senin Yunjin. İlk önce tarih yazılısı şimdi Chaewon... Odaya girmemle içimden Yunjin'e sövmeyi kestim.

— Şu dolapta pijama takımları var istediğini giyebilirsin. Uyuyamazsan salona geçip televizyonu da açabilirsin. Kendi evindeymiş gibi takıl.

"Teşekkür ederim Winter, her şey için." Gülümsedim ve kısaca sarıldım.

— Lafı bile olmaz. Ben çıkayım sen üstünü değiş.

"Tamam." Odadan çıkıp salona geri döndüm. Karina tüm karmaşıklığı toparlamıştı. İdeal eş adayı yemin ederim. Etrafa bakındım ama onu göremedim. Birden belime sarılan kollar ile irkildim. O ise gülüyordu.

— Aptalın tekisin.

Belimdeki elleri sıkılaşmıştı. "En son bunu söylediğinde çok güzel şeyler olmuştu." Aklıma ahşap evdeki öpüşmemiz geldiğinde koluna vurdum.

— Misafir var evde.

Sıkıntıyla ofladığında bu hâline güldüm. Çocuk gibiydi. "Uyuyalım bari." Gerçekten çok yorucu bir gün olmuştu bu yüzden kafamı salladım. Tam belimdeki ellerden kurtulup odama doğru gideceğim sırada bedenimin havalanmasıyla ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı.

— Ne yapıyorsun be?

Dediğimi takmadan beni odama doğru taşımıştı. Odaya girip ayağıyla kapıyı kapatmış ve tek eliyle kitlemişti. Sırtım bugün ikinci defa onun sayesinde yatakla buluştuğunda ister istemez aklıma birkaç saat öncesi gelmişti. Bunu da bozdun Yunjin. Bi' o kalmıştı zaten anasını satayım. Bedenini yanıma atıp uzandığında ona doğru döndüm.

— Yunjin'le konuşalım yarın.

Her ne kadar sinir bozucu bir mankafa olsa bile yalan söyleyen biri değildi. Karina'ya iddiayı bitirdim dediyse bitirmiştir. Olayı bir de ondan dinlemem gerekiyordu. "Konuşuruz güzelim." Üzerindeki tişörtü çıkarıp kenara atarken söylemişti. Ben şaşkınca suratına bakarken o belimi kavrayarak bedenimi kendisine çekti. "Bakma öyle, sıcak oldu ne yapayım?" Tanrım... sen sıcak olduysan benim suçum ne Yoo Jimin? Bir eli sırtımda dolaşırken diğer eliyle başını destekledi. "Yalnız beni bu kadar istediğini bilmiyordum." Dudaklarında aptal bir sırıtış belirdiğinde çıplak omzuna vurdum.

— Kapa çeneni.

Güldü ve sırtında gezinen elini tişörtümden içeriye soktu. "Çalan kapı umrumda değil deyip içine girmemi beklerken böyle demiyordun ama." Bana arsız diyene bakın. Hiç utanması kalmamış.

— Ahlaksızın teki oldun.

Güldü ve dudaklarımı öptü. "Tuzu biberi." Aynen Jimin aynen tuzu ve biberi. Tam bir şey söyleyeceğim sırada çalan telefonumla sustum. Yemin ediyorum şu gün bitmek bilmiyordu. Komidine uzanıp telefonu aldım. Ryujin'in aradığını gördüğümde doğruldum. Karina'da benimle birlikte doğrulmuş ve arayana bakmak için arkamdan sarılmıştı. Sırtıma değen göğüsü dikkatimi dağıtsa da boş verip aramayı açtım ve hoparlöre aldım. "Naber lan dırzo?" Duyduğum şeyle utançtan telefonun sesini kısarken Karina kafasını omzuma bırakmış sessizce gülüyordu.

— İyiyim de ne oldu Ryu akşam akşam?

"Sevgili tarihçimizle konuştum, geçiyorsun onu haber vereyim dedim." Tanrım... şaka yapıyor olmalıydı. Tamam fena bir kadın değildi ama öğretmeniyle yatan bir arkadaşım olması oldukça garip geliyordu.

— Umarım bu konuşma yatakta yapılmamıştır.

Karşı hattan kahkahasını duydum. Karina da omzumda gülmeye devam ediyordu. "Jang Wonyoung ve yüce gönlü diye düşün çok sorgulama." Zaten daha fazla sorgulamak isteyeceğimi hiç sanmıyorum. En azından bir boka yarıyordu şu ilişkisi.

— Pekâlâ, teşekkürlerimi iletirsin.

"Tamamdır, iyi geceler." Cevabımı beklemeden kapattığında sırtımda bir kahkaha duydum. "Ryujin'le günlük muhabbetiniz böyle mi?" Gülüşünün arasından konuşmuştu.

— Maalesef, onun da dediği gibi çok sorgulama.

Kafasını sallayıp kendini tekrar yatağa bıraktı. Hazır oturuyorken onun gibi tişörtümü çıkardım ve yere attım. Gözleri vücudumu süzerken sırıttım.

— Sıcak oldu ne yapayım?

Gözlerini devirip güldü. Ardından kolumdan tuttu ve bedenimi kollarının arasına doğru çekti. "Misafir durumları hariç evde tişört giyme." Dediği şeye güldüm. Kafamı göğüsüne koydum ve elimi beline sardım.

— Şortum kalacaksa bana uyar.

Elleri saçlarımın arasında geziniyordu. "Anlaştık." Oynadığı saçlarıma minik bir öpücük bıraktı. "Uyuyalım artık kelebek." Daha çok sokulup kokusunu içime çektim.

— Uyuyalım.





...





Birkaç bölüm sonra sürpriz var :)

pray for me • winrinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin