Küçük olan, ona uygun kıyafetleri bulmak için uğraşırken izlemeye devam etti. Şu an bulunduğu an o kadar kıymetliydi ki, her saniyesini değerlendirmeliydi Hoseok. Jimin, Hoseok'a uygun olacağını düşündüğü kıyafetleri çıkardığında onu izleyen gözleri fark etmesi uzun sürmüştü. Kızaran yanakları daha da utanmasına sebep oldu "beni utandırmak hâlâ hoşuna gidiyor değil mi?" Genç adam başımı eğip güldü "yanakların pembeleşince çok güzel oluyor, benim suçum değil."
Verdiği cevaba göz devirdi Jimin, basbayağı utandırmak hoşuna gidiyordu. Kıyafetleri yatağın üzerine koydu.

Üzerine yapışmış olan kıyafetlere daha fazla dayanamadı Hoseok, çıkaracağı esnada yanında duran Jimin'e kısa bir bakış attı. Boğazını temizleyerek kapıya doğru yöneldi Jimin "saçlarını kurutman için havlu getireyim." önünden geçip gidecekken bileğinden tutarak durdurdu onu Hoseok "hâlâ ıslak kıyafetlerine dolanıp duruyorsun. Hasta olursan kızacağım Jimin.
"Önce seni halledelim sonra giyineceğim." dedi ve hızlı adımlarla odadan çıktı. Kalbi deli gibi atıyordu, sevdiği adamın burada olması gerçeklikle hayal arasındaki o çizgide gidip gelmesine sebep oluyordu.Banyo dolabından temiz saç havlusu alıp odasına yöneldi. Aralık olan kapıyı tıklatacağı esnada Hoseok'un, üstündeki ıslak tişörtten kurtulmasını izledi. Kusursuz sırtı, ince beli ve hafif belirgin kaslarını görünce nefesini tuttu Jimin. Bu kadar güzel olması inanılır gibi değildi. Ne yaptığını fark ederek gözlerini saniyelik kaçırdı. Gideceği esnada, genç adam uzun saçlarını eliyle karıştırıp, saçlarının gizlemiş olduğu ensesindeki dövmeyi ortaya çıkardığında durakladı.

Daha önce orada bir dövmesi olmadığına emindi Park Jimin, loş ışığın belli belirsiz aydınlattığı güneş ve ay dövmesi kalp atışlarının hızlanmasına neden oldu. Heyecanın verdiği körlükle düşünmeden içeriye girdi, bu gece mantığı devre dışı kalacak ve kalbinin esiri olacaktı. Hoseok arkasındaki hareketliliği sezerek döndü, yanına yavaş adımlarla gelen Jimin'i izledi. Kollarını esmer olanın boynuna doladı ve ardından ellerini nazikçe yeni yapıldığı belli olan hafif kabarık dövmede gezdirdi. Hoseok hiç tepki vermiyor, sadece bekliyordu; Jimin'in tepkisini deli gibi merak etse de beklemeye devam etti. Kalın dudaklar önce boynunda, sonra köprücük kemiğinde gezindi. Jimin'in, onun bedeninde bıraktığı izler sonsuzluğun izleriydi. Kapısında beliren yoğun adrenalinle bocaladı. Geri çekilen Jimin bir nefes kadar yakındı şimdi; ellerini narin bedene sarıp uzaklaşmasını engelledi Hoseok. Merak dolu bakışları küçük olanın yüzünde gezindi, Hoseok'un ıslak saçlarına parmaklarına daldırdı Jimin ve ardından ensesine doladı

"bu gece konuşamayacak derecede senin tarafından büyülendim. O yüzden izin ver, sadece kalplerimiz konuşsun."

Cümlesi son bulduğu anda dudaklarını, Hoseok'un dudaklarıyla birleştirdi Park Jimin. Zamana meydan okuyan sakinlikle ilerleyen öpüşmeleri bir süre sonra şiddetlenmişti. Ayrı kaldıkları anların özlemiyle doluydu kalpleri; bir bütün olmanın hazzına varmadan bu duygunun dinmesi neredeyse imkânsızdı. Uzun ince eller, zarif belli sardığında Jimin, kendini karşısındaki bedene daha çok bastırdı. Hoseok tek hamlede Jimin'i kucağına alıp yatağın ucuna götürdü. Yatağa oturduğunda kucağında olan Jimin'in ıslak tişörtüne gitti elleri; anın yok olacağından korkar gibi öpüşmelerini kesmemişlerdi. Esmer olanın elleri kurumakta olan tişörtün içinde geziniyor, sıcak avuçları dokunduğu soğuk bedeni ısıtıyordu.

Jimin'in de ufak yardımıyla ıslak tişörtten kurtulduklarında yarı çıplak bedenleri dolandı birbirine. Hoseok'un elleri Jimin'in ay dövmesinde yukarıdan aşağıya doğru yol aldı. Tamamen ezberinde olan dövmeleri yıllardır biliyor gibiydi. Park Jimin'e ait her detayı özenle saklıyordu Hoseok, o detaylarda yaşam alanını oluşturmuştu. Dudaklarını kısa süreliğine birbirinden ayırarak Jimin'i yatağa uzandırdı, gözleri eşsiz yüzünde gezindi. Elleri vücudunun her detayını özenle keşfediyor ve öpüşleri bunu taçlandıyordu. Tekrardan yüzlerini buluşturdu ve yavaşça Jimin'in boynuna uzanıp öptü. Yağmurla harmanlanan kendine has kokusu huzuru bahşetmişti Hoseok'a. "şimdi durmazsak, bir daha duramam" Endişeli ve tutkulu bakışları altında çağrısını yaptı Hoseok. Bu anın bitmemesini istese de, Jimin'in isteği önceliğiydi. Cevabı her ne olursa olsun kollarını ona dolamaktan vazgeçmeyecek ve sımsıkı saracaktı.

before sunrise || jihopeOù les histoires vivent. Découvrez maintenant