İkinci Bölüm

1K 35 0
                                    

Acımamıştı, acımayacaktı hem de hiçbir zaman. Çünkü o herşeyi görmüş ve duymuştu. İlyada küçüktü belki ama o değildi. Ve herşeyin Viran yüzünden olduğunu düşünüyordu. Zaten annesi de tersini söylememişti hiçbir zaman. Evde yaşanılan her kavganın Viran'ın varlığı üzerinden çıktığını görmüştü.

Mutlu ailesinin o geldikten sonra karanlığa çekildiğini görmüştü . O yüzden kıza hiçbir zaman acımamıştı. Annesi ve babası ne yaptıysa hep bir fazlasını yapmıştı. Kendince kızın çektiği acının , ödediği bedelin az geldiğini düşünüyordu. Bu yüzden bütün bu acımasızlığı . Ne yapsa, etse az geldiğini düşünüyordu. İşte bu yüzden Viran'ın bu evde en korktuğu kişi her zaman Metehan Yıldırım oldu. Ne annesi ne de babası...

Sabah ,ablasının ona seslenmesiyle uyandı. Doğrulmak istediğinde geceden kalma yaraları yüzünden bunu başaramamış, aynı zaman da canı yanmıştı ve ağzından küçük çaplı bir çığlık kaçmıştı.

Mavi gözleri ablasını bulduğunda onun korkmuş ve buruşmuş surat ifadesini görmüştü. Ablası yanına gelip hiçbir demeden kolunu tutmuş ,yerden kalkmasına ve yatağa yatmasını sağlamıştı. Ne ablası ne de Viran konuşmuyordu. Aralarında sözsüz bir anlaşma varmış gibi davranıyor ikisi de.

Her yara aldığın da ablası geliyor ona yardım ediyor, yaralarını sarıyor sonra hiçbir şey demeden odadan çıkıp gidiyordu. Zaten evde az da olsa ona insan muamelesi eden tek kişiydi ablası. Yardım etmesinden anlıyordu ablasının ondan nefret etmediğini ama evdekilerden de korktuğunu da anlayabiliyordu. Hiçbir de diyemiyordu, anlıyordu onu . Zaten anlamaktan başka bir şansı da yoktu .

İlya da küçüktü o zamanlar . Neler döndüğünü anlayamadı bir türlü. Ne zaman Viran 'ı sevmek istese ailesinden hep bir tepki gördü. Bir yerden sonra yaklaşmaya cesaret edemedi kardeşine. Neden böyle davrandıklarını defalarca sorsa da aldığı cevap her zaman öfke dolu bakışlar oldu.

Zaman içinde Viran'ın defalarca dayak yediğini gördü kapalı kapılar ardında. Engel olmaya çalışmak istediği her an hep abisi tarafından engellenmişti. O da açılan yaralara engel olamıyorum o zaman sararım ,dedi kendi kendine. Engel olmaya çalışmayı bırakıp , bulduğu her fırsatta gidiyor kızın yaralarını sarıyor sonra da hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gidiyordu.

Abisinin bu gün Viran 'a yine zarar vereceğini herkesi evden göndermesinden anlamıştı. Gitmek istemese de engel olamayacağını bildiği için uzatmamış evden çıkmıştı. Az biraz uzaklaşmış , abisinin onun gittini düşünmesi için beklemiş sonra da evin içinden görünmeyecek bir yere saklanmış beklemişti.

Kısa bir süre sonra Viran'ın koşturarak eve geldiğini görmüştü. O eve girdikten kısa bir süre sonra evden bir çığlık sesi gelmişti.

Yerinden kalkıp eve girmek istedi ama gücünün abisine yetmeyeceğini bildiği için buna cesaret edemedi ve beklemeye başladı.

Ne kadar süre bekledi bilmiyordu ama birden evden durmadan Viran'ın acı çığlıkları gelmeye başladı. Dakikalarca da durmadı. O çığlık attıkça daha fazla dayanamayan İlyada da ağlamaya başladı. Kız çığlık attıkça o daha çok ağlıyordu. Ağlamaları o kadar arttı ki sesinin duyulmaması için ağzını kapatmak zorunda kalmıştı İlyada. Bu durum ne kadar süre devam etti bilmiyordu ama kesilen sesler ile o da durmuştu.

Önce evin kapanma sesini sonra da abisinin öfke dolu bağırışını duymuştu. Çıkan sesten dolayı yerinde sıçramıştı. Abisinin Viran'a ne yaptığını bilmiyordu ama duyduğu sesler ondan korkmasına ve yerinden çıkmamasına sebep olmuştu.

Bekledi, bekledi ki abisi gitsin o da kıza yardım etsin, yaralarını sarsın ama abisi sanki onun gitmediğini hissetmiş gibi gitmedi bir türlü. Sabaha kadar saklandığı yerde durmak zorunda kalmıştı İlyada.

VİRAN Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon