5. TAHRİBAT

285 37 61
                                    

Eğer buradaysanız oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Keyifli okumalar.

⋘⋙

"İçimde tükenmiş kelimelerin bir mezarlığa sahip olduğunu bilmeden konuşmamı bekliyordu."

Çay kazanındaki sıcak suyu açıp bardağıma doldurdum

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Çay kazanındaki sıcak suyu açıp bardağıma doldurdum. Tatlı bir nane kokusu buharla beraber yükselip suratıma değmişti. Gözlerimi kırpıp çay poşetini dalgınca suyun içinde yüzdürmeye başladım.

Yan tarafta kendine çay dolduran Ebru abla "N'aber Ahsen?" diye sordu bana. Hafifçe tebessüm edip başımı aşağı yukarı salladım. "İyi... Senden?"

"İyi benden de." Burnunu kıvırıp göz yakan buharı içine çekti o da. "Bu koku ne böyle?"

"Nane." Bardağı yüzüne doğru yaklaştırıp biraz daha koklamasını sağladım. Yakından duyumsayınca ifadesi biraz değişti, hoşuna gitmemişti galiba. "Değişik bir şey daha var gibi sanki."

"Isırgan otu da var içinde, o kokuyor olabilir."

"Ay niye böyle değişik şeyler içiyorsun sen?" diye sızlandı, bense kaynar suya rağmen çayımdan bir yudum alıp gülümsedim. Bu hayatta en büyük zevklerimdendi farklı bitkiler, aromalar.

"Hoşlanıyorum çünkü, zevk veriyor."

"Başka da zevk alacak bir şey bulamamışsın..."

Ebru abla gülerek çayıma burun kıvırırken benim gibi yüksek lisanstan olan bir kız yanımıza geldi. Biraz geriye çekilip ona yer açtım ama o çay almak yerine kollarını önünde birleştirip sırtını tezgâha yaslamıştı. "İlim Ahsen Hanım," dedi fazlasıyla imalı bir sesle.

Bardağı aşağı indirip dikkat kesilerek ona baktım. Kızın ismini gerçekten bilmiyordum, burada olmamdan pek de hoşlanmayan birisiydi ve ben de onu tanımayarak kendime teselli sağlıyordum bir nebze. İstemsizce gerilip "Efendim?" diye sordum.

"Sadun Hoca odasına beklediğini haber vermemi istedi, her yerde seni aradım ben de. Eğer böyle mutfak köşelerinde çay sohbetleri yapmazsan seni arayarak yorulmamış olurum. Bilgine."

"Her yerde aradım derken?" Ebru abla benden önce söze girdi. Sıcak bardağı tezgâhın kenarına bırakıp sessizce ellerimi ceplerime soktum. "Zaten üç adımlık bir bina burası Reyhan."

"Ebru abla sen de müdürün akrabasına yaranmak için üstüme gelme, ben onların ayakçısı değilim, bunun farkındasın."

"Akrabası değilim," dedim düzeltme ihtiyacıyla. Normalde böyle konular hakkında pek konuşmazdım ama son olanlardan sonra Sadun abiyle Yasemin ablaya karşı sarsılan güvenim, belki de onlardan biraz uzaklaşmam gerektiğini söylüyordu bana. Hatta Fehim Hoca her kelimesinde haklıydı, onlara takılmamalıydım.

MAKYAVELKde žijí příběhy. Začni objevovat