1.2

1.2K 108 9
                                    

İyi okumalar aşklarım🌟



Kendimi, ancak büyük zorlukla koltuğa atabildim. Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Koltukta uyuyakalmıştım.

Vücudumun her yeri acısa da ayaklanıp dünkü giysilerimi değiştirdim. İşe gitmem gerekiyordu. Normalden daha geç uyandığım için hızlı hareket ederek hazırlandım.

Ufak bir şeyler atıştırıp ağrı kesici içtim. Vücudumun fazlasıyla ağrısızını ve bütün gün çalışacağımı göz önünde bulundurarak kalan ağrı kesicileri ceketimin iç cebine koydum.

Şirkete vardığımda çalan telefonum ile elim cebime gitti. Babamın aradığını görünce gözlerimi devirdim.

Asansöre binmeden geri dönüp kendime girişteki kahve dükkanından kahve aldım. Telefonum çalıp çalıp duruyordu. Babamın konuşmadan beni bırakmayacağını bildiğimden köşeye bir yere kahvemle oturarak babamı aradım.

Kahvemden ufak bir yudum alırken babam telefonu açtı. Daha doğrusu ben daha açtığını fark etmeden bağırmaya başlaması anlamama yardımcı olmuştu, telefonu açtığını. "Alaz Zeval! Ruh eşini işten mi kovdun?!"

"Kendi istedi. Kısmen istifa da denebilir, bence." Kahve bardağımla oynarken babama cevap verdim. Normalde şimdiden bende bağırıyor olurdum ama o kadar enerjiyi kendimde bulamamıştım.

"Beni iyi dinle, daha ruh eşin olduğunu bilmeden önce bile onu deneyeceğini söylemiştin. Şimdi ruh eşin olduğunu bile bile onu nasıl kovarsın? Ayrıca, sen onu bıktırmasan neden gitmek istesin ki? Onun durumunda biri için oldukça iyi bir işti, bu." İçimdeki omega babamın kurduğu cümlelerin her birine ayrı ayrı takılırken başımı ovdum. Ağrı kesiciye rağmen hiç iyi hissetmiyordum. Saate usulca baktığımda henüz sadece bir buçuk, iki saat önce ağrı kesici içtiğimi fark ettim. Etki etmesine yetecek kadar çok, etkisini kaybetmesine yetmeyecek kadar az zaman geçmişti. Ve benim hala çokça ağrım vardı.

"Bende alfaya öyle söyledim, işte. Benim gibi bir omega yerine onunla mühürlenip, çocuklarını doğuracak biriyle olmasını. Hem bu alfa senin iyi bir arkadaşının çocuğu değil mi? Onun da iyiliğini düşünmüş gibi oldum. Anlayışlı biriyim, ben." Sesim ben farkında olmadan titrediğinde şokla etrafıma baktım. Kimsenin beni duymadığını fark ederek rahatladım.

"Alaz? İyi misin, oğlum?" Hafifçe boğazımı temizledim. Sesim normale dönsün, diye.

"İyiyim, neden olmayayım? Her şey çok iyi. Sana şirketle alakalı güzel haberlerim var, hatta!" Karşı taraftan bir süre ses gelmeyince telefonu kulağımdan çekip ekrana baktım. Hala aramadaydık.

"Alaz, bugün topluca yemek yiyelim mi? Abilerin, sen ve ben. Bayadır görüşemiyoruz." Konudan bu kadar sapmasına şaşırsam da uzun zamandır abilerimi görmediğim konusunda haklıydı.

"Olur, yiyelim." Babamın bir anda sinirlerinin yatışmasını neye bağlasam bilemeyerek yemek teklifini onayladım. Belki de yaşlanıyordur?

"Erken gelirsin, değil mi?" Kahvemden bir yudum daha alırken kaşlarımı çattım.

"İşim bittiğinde gelirim. Muhtemelen pek erken olmaz." Karşı taraftan ufak bir iç çekme sesi duydum.

"Tamam. İşin bitince gel!" Bir süre ses gelmeyince telefonu kulağımdan çekip kapatmaya hazırlandım.

"Kapatıyorum." Karşı taraftan bir kez daha adımın duyulmasıyla duraksadım.

"Bir şey mi oldu, baba?" Hafif hışırtılar geldiğinde tam olarak emin olamasam da babamın yürüdüğü hissine kapıldım.

"Alaz,.. pek dile getirmediğimi biliyorum ama sen benim tek omega oğlumsun, en küçük oğlumsun. Senin kırılmanı asla istemem. Annen yaşasaydı eğer gerçek-" Konunun anneme gelmesiyle ve babamın sesinin giderek kısılmasıyla sözünü kestim.

Hilaf&Berceste(Gay)+18Where stories live. Discover now