0.6

3.5K 266 37
                                    

İyi okumalar aşklar🌸



Sokak arasında hiç bilmediğim bir yerde müdür alfayla arabamda sessizce oturuyorduk. Ben onun açıklama yapmasını bekleyerek dışarıyı izliyordum. O ise sadece ellerine bakıyordu.

Sinirle derin bir iç çekip alfanın üstüne doğru eğildim. Bedeninin gerildiğini ona hiç temas etmeden bile anlayabiliyordum. Alfanın gözlerinin içine bakarak torpidoyu açtım ve ıslak mendil paketini çıkardım.

Elimdeki ıslak mendille eğildiğim yerden doğrulup alfadan uzaklaştığımda gerilen vücudu eski haline döndü.

Islak mendil paketini açıp içinden birkaç ıslak mendil çıkartıp alfanın suratına fırlattım. Alfaların hepsinin sahip olduğu iyi reflekslerinden birini sergileyip ıslak mendilleri yüzüne değmeden yakaladı.

"Sil, şu kanları yüzünden! Kurudular iyice." Yüzümü buruşturarak kırmızıya bulanmış çenesine tekrar baktım.

"Kontrolsüz vahşi bir hayvan mısın sen?!" Kurdum alfası hakkında aklımdan geçenlere bile kızarken onu böyle itham etmem ile küplere bindi. Başım çatlayacak gibi bir olurken kurdumun kontrolünü yitirdiğimi hissettim. Gözlerimi sinirle yumup kurdumu ciddi olmadığımla ilgili telkin etmeyi denedim. Bana pek inanmasa da kurdum sonunda biraz sakinleşti.

Gözlerimi araladığımda alfanın bana endişeli bakışlarıyla karşılaştım. "Alaz Bey, siz iyi misiniz?"

"İyiyim, bir şeyim yok." Yüzüne ters ters baktım.

"Vahşi bir hayvan değilim. Kontrolsüz hiç değilim. Ama Alaz Bey,.. arabadan inen o alfa kontrolünü tamamen kaybetmişti. Size saldıracaktı!" Kontrolsüz olmadığını söylemesinin ne boş olduğunu sözleri ele veriyordu. Kendi ırkından birinin kontrolü tamamen kaybettiğini benimle birlikte görmüştü, kendi ne kadar kontrollü olabilirdi ki? Onun da her alfa gibi kontrolünü kaybetmesi an meselesiydi.

"Yani? Bana saldıracaktı, sana değil. Seni niye ilgilendirsin, alfa?" Karşımdaki alfa ağzı hafifçe aralık biçimde öylece kaldığında bu sözlerimi duymayı hiç beklemediğini anladım.

"Nasıl?" Alaycı bir şekilde gülerken tamamen yan oturup sırtımı kapıya yasladım.

"Ne duyduysan, o. Basitçe, seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokma diyorum." Alfanın ağzı birkaç kez açılıp kapanırken telefonu çalmaya başladı.

Alfa cebindeki telefonu zorlukla çıkartıp ekranına baktı ve saniyeler içinde aramayı kabul edip telefonu kulağına dayadı. "Buyrun Gürkan Bey."

Babamın adını duymamla alfanın diyeceklerine kilitlendim. Babamla sürekli olarak iletişim halinde olmalarından hiç hoşnut değildim.

Babam ona bir şeyler diyor olacaktı ki alfa sessizce duruyordu. Alfanın bakışları bana kayarak yüzümde gezdi. "Evet, kendisi yanımda şimdi. Durumu da iyi..."

Babama benim hakkımda rapor vermesine sinirlenerek kuşağında duran telefonuna uzandım. Fakat müdür alfa benden önce davranıp telefonu kulağından çekti, diğer kulağına götürdü. "Telefonu Alaz Bey'e vermemi ister misiniz? Size durumu kendi izah etsin."

Telefonu bana uzatacağını düşünerek keyifle dudağımı ısırıp elimi alfadan tarafa uzattım. Ama telefonu bana uzatmak yerine babamı dinledi. "Peki, Gürkan Bey. Geliyoruz."

Telefonu kulağından çekip aramayı sonlandırdığında elimi yumruk yapıp kendime çektim. Alfanın az önce ,babamla da konuşuyor olsa, benim adıma konuşmasından hoşlanmamıştım.

"Geliyoruz, derken? Benim geleceğimi nereden çıkardın?" Alfanın bakışları bana döndüğünde bakışlarım dudakları ve çenesine kaydı. Hala kırmızı duran ve bariz şekilde kurumuş kanla gözlerimi devirdim.

Hilaf&Berceste(Gay)+18Where stories live. Discover now