0.7

2.8K 222 33
                                    

İyi okumalar dilerim


Hala alfanın gözlerinin içine bakarken ve ellerimiz iç içeyken, kurdumun baskısının hafiflediğini hissettim.

Yavaşça kontrolü elime alırken kurdumu kışkırtacak bir harekette bulunmamaya dikkat ediyordum.

Mavi gözlerimin kaybolduğunu hissettim. Karşımdaki alfanın gözleriyse kırmızıydı. Kontrolü hala kurdundaydı.

Avucunun içindeki elimi elinden sakince çekmeyi denedim. Yüzündeki ifade hiç bozulmazken elimi tutan eli sıkılaştı. Elimi çekemeyeceğimi anladığımda bakışlarımı tekrardan alfanın yüzüne çevirdim.

Alfaların kurtları hep böyle mi oluyordu? Sinirden sol gözüm hafifçe seğirdiğinde sakince durmak için çokça çaba gösteriyordum. Bana kontrolünü kaybetmeyeceğini söylemesine rağmen beni baskılamayı deniyordu.

"Seni baskılamaya çalışmıyorum, Alaz. Sadece sen beni alfa'n olarak kabul etmemekte o kadar ısrarcısın ki, içgüdüsel olarak sana kendimi kabul ettirmek istiyorum." Elini elimden ayırdı. Elimden çektiği elini yüzüme doğru uzattığında geriye doğru çekildim. Kan kırmızısı gözleri göz bebeğinin orta noktasından dışarıya doğru kahverengiye dönerken elini kendine doğru çekti.

Az önce bana temas edebilmek için ısrarla bedenime uzattığı elini saçlarının arasından geçirdi. "Korkuttuysam kusuruma bakmayın, Alaz Bey. Amacım yani kurdumun ve benim amacımız bu değildi."

Gözlerini gözlerimden çektiğinde bir şey söylemeden önüme döndüm. Arabayı çalıştırmadan önce alfaya kısa bir bakış attım. "Korkutmadınız sen de... kurdun da."

Arabayı çalıştırdım, bulunduğumuz ara sokaktan çıkmak için ne tarafa gitmem gerektiğini anlamak için etrafıma bakındım. Sokağın başındaki trafiği gördüğümde direksiyonu o tarafa kırdım.

"Sen de gelecek misin?" Sokaktan çıkıp trafiğin içine girdiğimde milim milim hareket ediyorduk. Bu yüzden kafamı çevirip alfaya bakmakta zorlanmadım. Soru sorarcasına tek kaşımı kaldırdığımda kendisiyle konuştuğumu yeni anlamış gibi silkelendi.

"Anlayamadım, nereye?" Alfanın yüzüne alayla baktım.

"Bana bakarken kendini kaybettin sanırım alfa,.. babamın yanına diyorum gelecek misin?" Alfanın yüzünde sonunda dediğimi anladığına dair bir ifade belirdiğinde hafifçe gözlerimi devirdim. Bana cümlelerimi de açıklatıyordu.

"Gelmemi istemezseniz gelmem, Alaz Bey." Trafik artık akmaya başlarken önüme döndüm.

"Gelip gelmeyeceğini neden bana soruyorsun? Ev babamın, çağırdıysa gel işte." Alfaya bakmadığım halde kafasını salladığını anladım.

Yolun çatalından babamın evine doğru döndüm. Sağ elimle direksiyonu tutarken sol kolumu kapıya dayayarak kendimce radyoda çalan şarkıya ritim tutuyordum.

Alfa uzun süre sesini çıkarmadığında göz ucuyla ona baktım. Kafasını bana doğru çevirmişti, beni izliyordu.

Tekrardan önüme döndüğümde boğazını temizledi. "Alaz Bey..."

"Söyle, alfa." Yollar boş olduğu için arabayı hızla sürüyor, ondan tarafa bakamıyordum ama dinliyordum.

"Bir şey sorabilir miyim, size? Ama... iş ile ilgisi yok ve biraz kişisel. Cevap vermek istemezseniz anlarım." Omegamın, alfasının ne kadar nazik oluşuyla ilgili görüşünü duymamazlıktan geldim.

"Senin bana nasıl kişisel bir sorun olabilir ki?" Küçümseyen sesimle kurdum sinirle tepki verdi. Başıma aniden saplanan ağrıyla yüzümü buruşturdum.

Hilaf&Berceste(Gay)+18Where stories live. Discover now