FİNAL

81.2K 6.1K 2.4K
                                    

Merhaba,

Son kez okuduğunuz saati not edebilir misiniz?

Son kez okuduğunuz saati not edebilir misiniz?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Her kadın, dünyadaki tek kadın oymuş gibi hissettiren bir erkekle yaşlanmak ister.

Bu yazıyı okuduğumda hayatımda kimse yoktu ve gülüp geçmiştim. Böyle birinin varlığına inanmamıştım. Nasıl olabilir, erkekler bu kadar sadık olabilirler mi hayatlarındaki kadına, diye düşünmüştüm. Büyük konuştuğumu Savaş'la karşılaştığımda anladım. 

Ben bu cümledeki erkekle hiç ummadığım bir anda rastlaşmıştım. Küçük bir yanlış anlaşılmanın bu kadar güzel sonuçlanacağını düşünmemiştim. Hayatımın en büyük iyikisine sahiptim. Savaş Asrın'a...

Savaş bana dünyadaki tek kadın benmişim gibi hissettiren adamdı.

Aşkın ve sevginin en güzelini yaşatıyordu bana. Daha ne kadar sevilebilirim diye düşündüğüm her gün biraz daha öteye taşıyordu sevgisini. O benim her şeyim olmuştu. Önce ailem, sonra sıcak yuvam.

Dört duvar içinde huzur olunca insana yuva olurmuş. Kapıdan girer girmez, gün boyu omuzlarına yük olan ne varsa orada öylece kalıyor. Sen sadece içini sıcacık eden yuvana ve o yuvayı o sıcaklığa kavuşturana adıyormuşsun kendini. Savaş benim için o yuvayı inşa etmiş, içini de güzelleştirmişti.

Senin olduğun yer benim memleketim Asu, dediğini dün gibi hatırlıyorum. İnsan sevince sevdiği neredeyse memleketi orası oluyormuş sahiden de. Savaş yanımdaysa tamamdım. Onun elini tutsam, gözlerinin içine baksam yeterdi bana. 

Ellerimin arasında bütün dünyam varmışcasına kalbim küt küt çarpıyordu. Avuçlarımın içi terlemiş, parmaklarım heyecandan titremeye başlamıştı. Göğüs kafesime sığmıyordu sanki kalbim. Meğer bu his hiçbir heyecanla boy ölçüşemezmiş. 

"Savaş," dudaklarımdan süzülen ismi havaya karıştığında bana dönük olan sırtını dikleştirerek geniş omuzlarını iki hana gerdi. Yönünü benim bulunduğum yöne çevirdiğinde yakışıklı yüzünü görmenin vermiş olduğu heyecanla nefesimi tuttum. 

Ben ona her defasında ilk günkü heyecanımla sırılsıklam aşık oluyordum. Yeniden ve yeniden. 

Siyah bir takım giymişti bu özel gece için. Gövdesini saran siyah ceketin içindeki bembeyaz gömleğin üstten iki düğmesi açıktı, beyaz teni yakaların arasından görünüyordu. 

Büyük adımlarıyla bana yaklaşmaya başladığında beni ayakta tutmakta zorlanmaya başlayan ayaklarımı mıhlandığım zeminde hareket ettirdim. Önümde duraksayan bedeniyle yutkunup başımı kaldırdım ve yüzüne baktım. 

Kalın dudaklarını araladı. "Bir sene geçti aradan," dedi etkileyici bakışlarıyla gözlerime bakmasını sürdürürken. "O gün de gelinliğinin içinde bu kadar güzeldin." Kalbim tepetaklak oldu güzel sesinden dökülen kelimelerle. 

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin