"Bunu neden yapıyorsunuz?" Dedi yerdeki çocuklardan birisi. "Bilmem sence neden yapıyoruz. Bir düşün bakalım. Hee ben hatırladım. Bizi sigara içerken görüp hocaya şikayet ettiğin için olabilir mi?" Diyip kafasını yana yatırdı.

"Hayır, hayır ben söylemedim gerçekten ben söylemedim. Lütfen." Diye yalvarmaya başladı yerdeki çocuk. "Çok fazla konuşmaya başladı." Dedi ayaktakilerden birisi. Bunu üzerine diğer çocuklarda yerdeki yalvaran çocuğu tekmelemeye başladılar.

Elimi ağzıma kapatıp ses çıkarmamaya çalıştım. Ben izlerken bir el ise gözlerimi kapattı. Berkenin eli olmalıydı çünkü yanımda başkası yoktu. Yerdeki çocuklar spor salonunun güneş alan yerine sürünerek geldiler ayakta olanlar ise gülerek peşlerinden gidiyorlardı.

Güneş olan alana geldiklerinde gördüğüm yüz ile şok geçirdim. Elimi ağzıma daha fazla bastırdım. Karşımda ki yüz sırıtıp yerdekilerin acı çekmesini zevkle izliyordu. Buna daha fazla müsade edemezdim.

Bir hışımla olduğum yerden kalkıp salonun ortasına gittim. Kocaman salon ayak seslerim yankılanıyordu. Yeri delecek kadar sert basıyordum. Onların yanına vardığımda hepsi bana bakıyordu. Hepsinin suratını kafama kazıdım. Kazımamak gerek olmayan kişiyi de kafama iyice yerleştirdim.

Çömelip yerdeki çocuklara kalkmaları için yardım ettim. "Ayağa kalkabilir misin?" Dedim. Kafasını evet anlamında kaldırdım. "Napıyorsun acaba?" Dedi arkamdakilerden birisi. Cevap vermedim. "Hey sana soruyoruz cevap versene." Dedi. Yine cevap vermedim. "Deli misin sen sağır mısın cevap versene?" Diyip omzumdan tuttu.

Ona dönüp bileğinden tuttum. "Bir daha bana dokunursan o elini kökünden koparırım." Diyip bileğini döndürdüm. Çocuk acı içinde bağırdı. "Vay vay bak sen bizim kıza nasıl marifetlerin varmış öyle." Dedi diğer çocuk. "Aslında biraz giderin var." Diye ekledi beni süzerek.

Kafasını yukarıya kaldırdığında iki parmağımı gözüne soktum. Acı içinde gözlerini tuttu. Diğer çocuk biraz gerilediğinde onunla göz göze geldim. Gözlerimin içine bakıyordu. Ben de onun gözlerinin içine bakıyordum. O derin okyanusta kaybolmak çok acı verici olurdu.

Arkamı dönüp gidecekken konuşmaya başladı. "Gözüme gözükmeyeceksin hani?" Dedi. Ona dönüp cevap verdim. "Böyle bir şey karşısında ne yapma mı bekliyordun?" Diye sorusuna soruyla karşılık verdim.

"Arkanı dönüp gidebilirsin hiç bir şey olmamış gibi. Buradaki herkes gibi, okuldaki herkes gibi. " diyip omuz silkti. "Belki de burada ki herkes gibi olmak istemiyorumdur." "Yada sadece cesur davranmaya çalışan küçük bir kızsındır." Dedi.

"Yada benim dikkatimi çekmeye çalışıyorsundur." Diyip baştan aşağıya beni süzdü. Rahatsız olmuştum. Yanına yaklaşıp suratına sert bir tokat attım. O şiddet ile kafası sola döndü. "Sakın bir daha aynı hatayı yapma. Ve şu anı hatırla kafana kazı çünkü bir dahakine asla acımayacağım Deniz. " Diyip salondan çıktım.

O akşam eve gittiğimde kafamı dinlemek için terasa çıktım. "Vay be yıldızlar bu gece çok güzel görünüyor." Dedim kendi kendime. "Evet bence de çok güzeller. Sanki insanlara gösteri hazırlayıp sunuyorlar. Ahenkle bir müzik eşliğinde dans ediyorlar." Dedi babam yanıma otururken.

"Evet. Evet bence de öyle." Dedim kafamı omzuna koyup. Elindeki kuplardan birisini bana uzattı. Kahvelerimizi içtikten sonra babam kalktı ve gitti. Ya da ben öyle sandım. Müzik oynatıcıdan hafif olan bir müzik açtı. Elimden tutup dans etmeye başladık.

Babamla geçirdiğim en güzel zamanlarım bu zamanlardı. Ne zaman üzgün olan yanımda olurdu. Akşam geç olmadan eve gidip yataklarımıza yattık.
'Yarın yeni bir gün olacak. Yarın yeni bir gün olacak.
Yarın yeni bir gün olacak. Yarın yeni bir gün olacak.
Yarın yeni bir gün olacak. Yarın yeni bir gün olacak.
Yarın yeni bir gün olacak.' Diye içimden yedi kere tekrarladım. Yedi benim uğurlu sayımdı.

Okula başladığımdan beri geçirdiğim en kötü hafta bu haftaydı. Deniz o günün acısını benden hala çıkarmaya çalışıyordu. İnsanların içinde rezil etmeden kendince komik olan şakalarına kadar.

Ama bugün yaptığı gerçekten çok kötü ve kalbimi çok kırmıştı. Sınıfa girip masama oturduğumda gözlerim kocaman olmuştu. Ben sinirden ellerimi sıkarken Deniz ve çetesinin sınıfın kapısından görünen bir yerde oturduklarını gördüm. Olduğum yere bakıp gülüyorlardı.

Sırayı kucağıma alıp önlerine fırlattım. Hepsi ayaklarını yerden hızla çekti. Üzerime doğru gelmeye başlayınca Deniz eli ile onları durdurdu. "Sence bu komik mi. Bir kişinin duyguları ile oynamak onu küçük düşürmek onun zayıflıkları ile dalga geçip eğlenmek komik mi?" Diye bağırıyordum.

Tüm okul etrafımıza toplanmıştı. "Bu kadar alçalacağım düşünmemiştim. Baktın önceki yaptıkların beni yaralamaya yetmedi en derin yerimden mi bıçaklamaya karar verdin." Öfke ile ağzıma gelen her şeyi sayıyordum.

"Ben senin en dern yaranı nereden bileyim. Ve değerli zamanı mı neden seninle harcayayım ki." Diye cevap verdi. "Belli bu bilgiyi öğrenmek için çok zaman harcamışsın o değerli dediğin zamanı çok iyi kullanmışsın. Ne yaptın sen mi takip ettin beni yoksa uşaklarından birisini mi gönderdin peşimden."

"Hooop ağır ola uşak falan." Dedi arkada duranlardan birisi. "Uşak değil misiniz lan. O zibidi ne derse yapıyorsunuz. Git şunu getir, git şunun özelini bul, git şunu takip et okulda rezil edelim. Tebrik ederim gerçekten amacınıza ulaştınız. Beni sinir ettiniz ama suç sizde değil biliyor musunuz. Size eğitiminizi tam verememiş o aptal ailelerinizde."

"Lan sen kimin ailesine aptal diyorsun sürtük." Diye üzerime yürüdü arkada olan diğer çocuk. "İşte belli. Halinden kendini nasılsa ispiyonladın. Neden ki aileniz zengin mi avukat mı tutar. Yada alışveriş mi yapıyorlar. Belki de işleri ile çok meşguller. O yüzden sizinle ilgilenemediler ve böyle ucuz aptal numaralar ile millete zorbalık yapıyorsunuz. Ama biliyor musunuz bu sıraya yazdıklarınız doğru olabilir ama en azından ben sizin gibi sokak ağzı ile üslubumu bozmadım."

Konuşmam bittikten sonra kimse konuşmadı. Arkamı dönüp sınıfa girdim ve çantamı alıp dışarıya çıktım. Kafamı acilen boşaltmam lazımdı. Bu dolu kafa ile kendime bile zarar verebilirdim. Kafam dolu olduğu zaman gittiğim yere gittim. Deniz kenarına.

İskeleye ayak bastığımda rahatlamıştım. Denizin melodisi kulaklarımı doldururken esen meltem bütün sıkıntımı uzaklara götürmüştü. Çantamı, ayakkabılarımı, hırkamı çıkarıp iskelenin ucunda durup kollarımı açtım.

Beni tamamen temizleyecek tek bir şey vardı. O da soğuk, boğucu ama sakinlik veren deniz suyuydu. Bir adım atıp kendimi denizin soğuk kollarına bıraktım.

Deniz suyu tüm vücuduma işlendikten sonra nefesimi tutup biraz daha derinlere süzülmeye başladım. İyi bir yüzücü olduğum için bu kadar derinlik beni alıkoyamazdı.

Artık nefesimin son anlarına geldiğimde hafiften yüzmeye başladım. Ama bir şey engelliyordu. Bacağıma baktığımda az çok bir balık ağı olduğunu anladım. Balık ağını çıkarmaya çalışırken nefesim artık bitmişti.

Ben balık ağı ile cebelleşirken denizde bir hareketlenme oldu. Birden vücudumu bir şey sardı ve yukarıya çekmeye başladı.

OrkaWhere stories live. Discover now