⇢ 8

838 119 118
                                    

✦

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

✦ .  ⁺   . ✦ .  ⁺   . ✦

Sinema salonundan dalgın bakışlarla ve hayatı sorgulayarak çıkarken Eren de arkandan geliyordu. Çıkarken çantanı bırakmıştın, Eren onu alıp gelene kadar sen çoktan gitmiştin bile. Sana henüz yetişebilmişti genç çocuk.

Bileğini yakaladı. "Y/N, çantan." dedi ve elindeki siyah kol çantasını sana uzattı. Alıp kısık sesle bir teşekkür mırıldandın ve ilerlemeye devam ettin. Hâlâ filmin etkisinden çıkabilmiş değildin.

Eren boğazını sahte bir öksürükle temizledi. "Film nasıldı?" diye sordu. Amacı hem biraz sohbet etmek, hem de seni girdiğin bu garip transtan çıkarmaktı.

Gözlerini kırpıştırarak ona baktın. "Çok, çok güzeldi! Nolan yine yspmış yapacağını. Harikaydı." Birkaç saniyeliğine önüne döndün ve onun fikrini almak için tekrar ona baktın. "Sen beğendin mi?"

"Ben de çok beğendim. Çok iyi işlenmiş, ses ve efektler de bir o kadar profesyonelce. Geldiğimize sevindim."

Kıkırdadın. "Evet." diyerek ona katıldın. "Aslında seninle vakit geçirmek pek de sıkıcı değil."

Eren sırıttı. "Henüz bir şey yapmadık ki."

Omuz silktin. "Olsun, yine de eğlendiğimi hissediyorum." Kafanı hafifçe aşağıya eğdin ve dudağını büzdün. "Aslında seni bayıltmak çok da kötü bir şey değilmiş."

Eren sana alaycı bir bakış attı. "Sen onu bir de bana ve Armin'e sor. Çocuk korkudan küçük dilini yutuyordu neredeyse."

Kaşların hafifçe çatıldı. "Sen baygın değil miydin?"

Eren kafasını salladı. "Evet ama pek ağır bir baygınlık değildi sanırım, anlamadım." Derin bir nefes aldı ve ellerini hızlıca birleştirerek bir 'şlap' sesinin yankılanmasına sebep oldu. "Neyse, ne yapmak istersin?" diye sordu. Bu konuyu konuşmaktan rahatsız olmaya başlamıştı ve başka şeyler yapmak istiyordu.

"Bowling oynayabiliriz, yemek yiyebiliriz, mağzalara girebiliriz..." diyerek aklına gelenleri sıraladın. "Ya da istersen sadece kahve içeriz."

"Bowling oynayalım, ne dersin? Böylece intikamımı bir nebze almış olurum." dedi ve sırıtıp hafifçe sana doğru eğildi.

"Tabii." dedin kendinden emin bir tavırla. "Eminim kazanırsın." Küçümseyici bir şekilde göz devirdin ce kafanı çevirip güldün.

Eren hızlıca iki adım atıp arkasına döndü ve senin önüne geçip serçe parmağını sana uzattı. "Ben kazanacağım. İddiasına var mısın?"

Önce onun normalden büyük bir boyuttaki serçe parmağına baktın, yutkundun ve ardından yeşil gözlerine baktın. Bir elinin serçe parmağını kaldırdın ve Eren'in parmağıyla buluşturdun. "Varım tabii, nesine?"

៚ iktylmkmwyec | eren yeagerWhere stories live. Discover now