"Sen benim ne istediğimi hayli bir şekilde bilirsin." Dediği zaman geriye doğru bir adım attı.

Gözlerimin içine bakarken, alt dudağımı ısırdım.

"Hadi, git hazırlamaya başla. Evvelsi gün irandan senin için özel kokular getirtmiştim. Bir güzel kendine sür, en zarif kıyafetlerini giy." Dedi keyfile çıkan sesiyle.

~~~~

Ellerim titrerken, ellerimde tuttuğum tepside titriyordu.

Bardağa doldurulmuş vişne suyunun dokulmemesi için çaba sarf ederken diğer yandan da kalbim deli gibi atıyordu.

Saniyeler sonra ona özel olan hamam koğuşuna girdiğim zaman arkası dönük bir şekilde oturuyordu.

Benim geldiğimi görmemiş ve duymamıştı. Sakin bir şekilde yanda duran tası aldı ve üzerine döktü.

Ben heyecanla nefes alırken, tası kafasından aşağı döktü. Su boynundan akıp esmer sırtındaki kaslarının arasından akarken yavaşça kalçalarına doğru indi.

Ben alt dudağımı ısırırken, boğazımı temizledim ve "Hünkarım." Dedim.

Anında arkasına dönerken, ayağı kalktı.

Kara gözleri beni bulurken "Fatin Ağa." Dedi. Sesi koğuşta yankılanırken, yutkundum.

Ben birkez daha selam durdum ve ağır olan tepsi ile kurnaya yaklaşıp, kurnanın üzerine koydum.

O her zaman ki gibi yaptığım her hareketi izlerken, bakışlarım ona döndü.

"Bir emriniz var mı hünkarım?" Dediğim zaman bakışları bendeydi.

"Emir vermemi mi istersin?" Diye sorduğu zaman kalp atışlarım yine hızlandı.

Bakışlarımı kaçırırken "Seni buraya hizmet etmen için getirdim, yıka beni." Diye eklediği zaman bakışlarım ona döndü.

Yüzündeki ciddiyet ile kurnaya geri oturuken, yutkundum.

Yanda duran bezi elime yavaşça almamla, boynunu çıtlattı. Şimdi sırtındaki kaslarda o hareketi ile gerilmişti.

Yanına gelmemle hemen yanında duran sabunu aldım ve beze sürtmeye başladım.

Bakışlarımı kaçamak bir şekilde ona gönderdiğimde beni izlediğini gördüm.

Bez yeterince köprüdüğü zaman derin bir nefes aldım. Ellerim yaprak gibi titrerken yavaşça tenine değdirdim bezi.

Onun bakışları bendeyken birden bileğimi kavraması ile bezi bastırdı. Benim tüylerim diken diken olurken kas katı kesildim.

Sabunlu su vücundan aşağı inerken, titryen gözlerim ona döndü.

"Bastır ve yıka." Dediği zaman alt dudağım titredi.

Yapılı kolunu baştan aşağı bez ile yıkarken, diğer yandan da ellerim titriyordu.

O kafasını arkaya attı ve derin bir nefes verdi. Bende bez üstünden hissettiğim kasları ile ağlayacak seviyeye gelmiştim.

Yavaşça yukarı çıkmamla boynuna geldim. Geniş ve sert boynunu sabunla köpürtürken alt dudağımı ısırdım.

Saniyeler sonra yavaşça arkaya doğru yatması ile kaşlarım çatıldı. Daha sonrasında daha iyi temizlemem için yaptığını anlayınca kurnaya çıktım.

Onun bedeninin yanında boynunu yıkamaya devam ederken yanında durduğum için zorlanıp, uzanmak zorunda kalıyordum.

Saniyeler sonra birden beni tutup kendine çekmesi ile tamamen üzerine çıktım. Rahat bir şekilde yapmamı sağlamıştı ama şuan hiç iyi bir noktayada durmuyordum.

Bakışlarım üstten ona dönerken "Ş-şey hünkarım-" Demiştim ki "Devam et." Dedi sadece.

Ben gözlerimi kapatıp, boynundaki bezi sert göğüslerine indirdim.

Onun gözlerini kapatmış bir şekilde beklerken, titryen bir nefes aldım ve bileğimi ileri geri yapmaya başladım.

Tam bu esnada bedenimde ileri geri yaparken gözlerim irileşti. Lanet olası kalçamda ileri geri yapıyordu.

Bundan dolayı yavaş bir şekilde yapmaya başladım. Tam bu esnada "Hızlan." Diye bir ses gelince gözlerim artık tamamen doldu.

Titreyen bileğim ile bana verilen emiri yerine getirdim ve hızlı hızlı sürtmeye başladım.

Kalçamda benimle birlikte hareket ederken yavaşça sertleşen uvuzunu her geçen saniye daha fazla hissediyordum.

Saniyeler sonra kurnaya yasladığım bacak dirseğimin birden kayması ile dengemi kaybettim.

Burunlarımız birbirine değerken sıcak nefesini yüzümde hissettim.

O kara gözlerini açarken korku ile titredim. "B-Bağışlayın." Diyip tam kendimi geri çekecektim ki birden elini sırtıma atması ile beni engelledi.

"Fatin Ağa." Dediği zaman deli gibi atan kalbim ile ona bakıyordum.

"Kalbini hissedebiliyorum." Dediği zaman neyi kast ettiğini anladım. Gözlerimi kapattım esnada gözlerimden bir damla yaş yüzüne düştü.

"Fatin." Dediği zaman gözlerimi açtım. Dolu gözlerime ona bakıyordum şimdi.

"Kaçma artık." Diye ardına eklediği zaman gözlerim irileşti. "Benim ol." Dediği esnada sırtındaki elini daha fazla bastırdı.

Tam bu esnada dudaklarımız birleşirken, burnundan heyecan dolu sıcak bir nefes yüzüme vurdu.

Ben kas katı kesilirken, kollarını bana bağladı ve öpüşünü sertleştirdi.

Ben şoku bir kenara bırakıp, heyecanla kasılırken bunu beklermiş gibi daha fazla bastırdı beni kendine.

Beni ters çevirip, altına alırken dudaklarımızı ayırdı. Ben diken diken olmuş tüylerim ile ona bakarken gözleri gözlerime döndü.

"İllaki emir vermemi istiyorsun ya." Dedi birden. Başkalarım ondayken yutkundum.

"Sana tek bir emir veriyorum. Benim, tek haremim ve baş tacım ol." Diye ardına eklediği zaman tekrardan açıkla dudaklarıma kapandı.

Altın YolWhere stories live. Discover now