16. BÖLÜM

5.2K 321 305
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...

| 27 YIL ÖNCE |

"Savaş nerede?"

"Anneannesine bıraktım."

Yalandı. Milyonluk evlerinde bulunan bakıcıdaydı Savaş. Kocasının parasına dokunmak istemeyen kadın ısrarla çalışmak istediğinde bıkkın bir şekilde kabul etmişti adam. İnatçıydı, onu ikna edene dek susmayacağını biliyordu. Tek bir şartı vardı yalnızca, kendi barında, gözünün önünde çalışmasını istemişti. El mahkum kabul etmişti genç kadın. Oğluyla gündüzleri kendi ilgileniyor, geceleri o derin bir uykudayken işe geliyordu. Adamın yavaş adımlarla ona doğru geldiğini görünce kaçar gibi çıktı bar kısmından, içeri girdi. Tezgahta yerleştirilmeyi bekleyen kasa kasa içki vardı, bezle tozlarını alıp rafa dizmeye başladı. Elleri cebinde içeri giren adamı görmezden gelmeye devam etti. Ta ki belinden tutulup çekilinceye dek, ağzından küçük bir nida çıktı.

"Napıyorsun?!"

"Karıma sarılıyorum."

"Bedri... Çıkar mısın? İşim var, çalışıyorum."

"Patronun benim. Ne zaman istersem o zaman çalışırsın."

Oflayarak belindeki kocaman ellerden kurtulmaya denese de bir milim kıpırdamadığını görerek pes etti.

"Rahat dur. Özledim seni."

"Özledin?"

Kadının alaylı gülüşüyle gözlerini kıstı Bedri.

"Sinirlerimle oynama."

"Beni rahat bırak o zaman."

Küçük bir kahkaha attı adam, sinirlenmişti. Umrunda değildi kadının, bu adama boyun eğmektense yaptığı her şeye katlanmaya hazırdı. Onuru, gururu vardı; Bedri her ne kadar ikisini de çiğnemeye çalışsa da.

"Aptalsın! Duydun mu beni? Seni aldattığımdan şikayet edip beni iten yine sensin. Senin aptallığın yüzünden! Beni kendine çekmeyi deniyor musun hiç?! Aşığım ulan ben sana!"

Bağırarak üstüne yürürken elindeki bezi tezgâha fırlattı kadın. Gözlerinin içine baktı, korkmuyordu. Bedri sertçe çenesini kavradı, kırmak ister gibi sıkarken yüzüne tıslayarak sıraladı bir bir kelimelerini.

"Kime gidersem gideyim döneceğim kişi sensin. Sok bunu aklına. Yakmayayım canını."

Yüzünde tiksinti dolu bir ifadeyle baktı kadın adama.

"İğreniyorum senden!"

Bedri dudağını ısırdı sinirle, arkasından gelen sesle elini çekti kadının çenesinden. Hızla terk etti orayı.

"BEDRİ!"

Bedri' nin çıkışıyla iç çekerek kadına yaklaştı Taner.

"İyi misin?"

Başını aşağı yukarı salladı kadın. Utanması gereken kişi utanmıyorsa o da utanmayacaktı.

"İyiyim. Sağ ol."

"Bir şeye ihtiyacın olursa buradayım."

"Biliyorum. Gerek yok, iyiyim ben."

Ama yapamıyordu, ölümüne utanıyordu karşısındaki adamdan. Ağlayası geliyordu gözlerine bakarken. Yumuşacık, insanın içini ısıtan bakışları vardı, kişiliğine epey zıt olarak. Sert bir karakteri vardı Taner' in. Ama adaletliydi, merhametliydi.

ZEMHERİ (+18)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang