38. Bölüm -Ölümle Burun Buruna-

Start from the beginning
                                    

"Gidelim güzelim bütün genç kızları çatlat." aynı onun bazen yaptığı ses tonu ile hastelik için konuştuğumda bir anda yüz tonu değişip bıyık altından sinsice gülmeye başladı.

"En güzel gelin ben oldum, en yakışıklı damatta benim kocam." şımarıkca söylediği cümleye gülümseyip onun bana yaptığını yaparak avucumun içiyle dudaklarına vurup yanaklarını sıktığımda anında sert tutuşumdan kurtuldu.

"Makyajım bozulacak Aziz." dediğinde bu halina kahkaha atıp arabadan dışarıya bakışlar atıp çalan davulların kesilmesiyle milletin toplaştığını görüyordum.

Arif'in gözleri bana döner dönmez arabadan çıkıp milletin içine hızlı adımlar ile koşar adım gitmesiyle milleti kenara çekip bizim için giriş kısmı hazırlamıştı.

Şiyan Ağa'nın kapının önüne gelmesiyle bir konuşmaya başlamasıyla derin soluklar ardından heyecandan koluma giren kadına döndüm. Camların açık olmasından ve Ömer'in hâlâ ön koltukta olmasından dolayı parlayan dudaklarını öpemiyordum.

Kısa bir zaman süren konuşmadan sonra araçtan adımımızı atmamızla zılgıtlar atılmaya başladığında aynı anda da davullara vurulmaya başlayıp şenliğin başlaması bir olmuştu.

Arabanın etrafından döner dönmez  Suna'nın olduğu tarafa geçip hafif kabarık olan gelinliğinden dolayı kimseye belli etmeden çırpınışlarına yetişip inmesine yardım ettim.

Onlarca zılgıtın arasındaki Arif'in açtığı yolda yürümeye başladık. Suna yüzündeki kırmızı tülün ardından etrafına bakınıp kendi kendine söyleniyordu ama ne dediğini duymuyordum.

Ortaya ilerlediğimizde dans şarkısı çalmasıyla Suna'nın yüzündeki örtülü tülü açıp alnına dudaklarımı bastırdığımda etraftaki yoğun alkış sesiyle derince yutkunup sahip olduğum prensesin belini kavradım.

Bunca milletin arasında kollarını çekingence omuzlarıma çıkardığında bu haline gülümseyip başını eğen kadının yüzüne eğildim.

"İyi misin?"

"Kalbim çok hızlı atıyor Aziz." nefesi kesilmiş gibi sıklıkla konuştuğunda gülümseyip alnımı alnına sürttüm, yine makyajımı bozuyorsun diye söyleneceğini biliyordum.

"Her zaman ilk dansta gelin ve damatın ne konuştuğunu merak ediyordum." etrafta gezdirdiği kısa bakışlarını bana çevirdiğinde gülümseyip kavradığım beliyle onu biraz daha kendime çektim, ondan bir saniye bile uzak kalmak istemiyordum.

"Herkes ne konuşuyor bilmem ama ben senin güzelliğini konuşacağım." dediğimde cümlem biter bitmez sessizce kırkırdadı.

"Ben daha çok milleti çekiştiririz diye düşünmüştüm." sonunda benden kaçırdığı gözlerini gözlerime çıkardığında gülümsedim.

"Baksana şu kıza yeşil elbisesi ten rengine hiç uymamış." gözleriyle arkamdaki bir yeri işaret ettiğinde gözlerinin içine daha derin baktım.

"Beni başka kadınlar ilgilendirmiyor, baksamda görüntü kirliliği. Ömrümün sonuna kadar bu gözlere baksam olmaz mı?" alt dudağını dişlemesiyle bir gözlerini gözlerimden kaçırdığında heyecandan havalanan göğsüne baktım.

"Düşüp bayılmamı istemiyorsan böyle cümleler kurma Aziz." dediğinde sıklaşan nefesine ve sesine güldüm.

"Neden? Bu gözlere gömülmek istesem çok mu abartmış olurum?"

"Aziz..."

"Ömrüm." işkence ettiği dudakları kısa bir saniye söylediğim kelimeden dolayı bırakırken tekrar dişleyip büyüttüğü gözlerini bana çevirdi.

BERDELWhere stories live. Discover now