55.bölüm: Bencilsin!

39 3 0
                                    

55.bölüm. #Bencilsin!

MERİÇ'DEN

Öyle zormuş ki iki taraf arasında kalmak. Kalbim de aklım da başka şey söylüyordu. Aklım Yonca'nın gitmesine izin verip onu uzaktan korumanın daha mantıklı olduğunu söylese de kalbim bas bas bağırıyordu sakın gitmesine izin verme diye. Ama şimdi çalışma odamda koltukta yatıyor öylece. Uyandığında ne kalbimi dinliycek ne de aklımı. Sadece gitmek istiycek biliyorum. Kendimi ondan uzaklaştırmak istiyordum ve bunun için artık hiçbir şey yapmama gerek kalmayacaktı.

Ben Yonca'nın başında otururken ayaklarının dibinde Damla ve Elif oturuyordu. Kerim ve Nedim ayakta durmuş bizim gibi Yonca'nın uyanmasını bekliyordu. Tam o sırada Yonca yavaş yavaş açtı gözlerini herkes başına toplanınca tek tek baktı herkese.
"Yonca iyi misin?" Kerim'in sorusuna cevap vermeden kalktı ve koltukta oturur hale geldi. Sonra gözlerini bana çevirdi dolu dolu.

"Duyduklarım... Doğru mu o adam benim aileme zarar verebilir mi?"
Gözlerinde öyle büyük bir acı vardı ki sanki kalbime ardı ardına hançer saplanıyordu.
Gözlerimi kaçırdığımda benim yerime Nedim konuştu.
"Merak etme öyle bir şey olamaz. Bizim elimizdeyken hiçbir şey yapamaz. Sen sakin ol. "

Yonca birden sinirle güldüğünde ayağa kalktı.
"Merak etmeyeyim öyle mi?! Ya o adam bize neler yaptı! Ben aylardır görmüyorum ailemi! Ne haldeler ne yaptılar öldüler mi yaşıyorlar mı?! Hiçbir halt bilmiyorum  şimdi peşlerinde bir manyak var! Ve onların hiçbir şeyden haberi yok ama ben sakin olayım!"

Sonra öfkeli gözleri beni buldu tekrar.
"Ben aileme gitmek istiyorum! Ha şimdi ha sonra zaten izin vermeyecek miydin?!"
Biliyordum. Gitmek istiyecekti. Ama yapamazdım gönderemezdim. Eğer gönderirsem hayatı daha çok tehlikeye girecekti. Keşke keşke duymamış olsaydı. O zaman bir şeklide her şeyi hallederdim.

"Konuşsana ya susma!"
Ayağa kalktığımda karşı karşıya geldik.
"Çıkın dışarı!"
Lafımı ikiletmeden herkes çıktı odadan. Yonca'yı kollarından tuttum.
"Sakin ol ben her şeyi halledicem. Ailene hiçbir zarar gelemeyecek tamam mı?"

"Ya Meriç tamam diyip oturayım mi bir köşede bunu mu istiyorsun benden! Yapamam yapamam ben onları da kaybedemem. Eğer onlarda giderse ben kimsesiz kalırım anlıyor musun!"

Tam bir şey daha söyleyecektim ki lafımı kesti.
"Burdan gittiğimde gidecek tek yerim onların yanı. Burdan kaçıp gidersem güvendiğim limanım onlar Meriç kaybedemem ben onları!"

Gözlerinden akan yaş öyle yaktı ki yüreğimi. Ben böyle acı görmedim. Daha büyük bir acı var mıydı bu dünya da? Nasıl derdim şimdi sen, ben olduğum sürece kimsesiz kalmazsın diye. Sen kimsin demez miydi bana?
" Yonca" dediğimde titreyen sesime ikimiz de şaşırmıştık. Ama Yonca kollarını benden çekip öfkeyle geriye doğru gitti.

"Ya kendi aileni düşün! Onlara bir şey olacak diye tonlarca koruma serdin önlerine. Ya benim ailem? Onlar ne olcak?"

Elime verdiği fırsatla hemen konuştum.
"Sana söz aynı korumalar ailen içinde görevde olacak. Onlara zarar gelmesine izin vermem."
Dediğim de söylediğim onu ikna etmiş gibi değildi. Başını iki yana salladı olumsuzca..

"Anlamıyorsun. Benim onları görmem, onlara sıkıca sarılmam lazım. Senin için çok basit bir şey belki de bu. Çünkü ailen hep yanında Meriç."
Ben bir adım attım ona doğru ama o bir adım geri gitti. Bu sanki hayatımızın bundan ibaret olacağının kanıtıydı. O bir adım attığında ben uzağında olacaktım. Ben bir adım attığımdaysa o uzağımda kalacaktı..

Elini kaldırdı dur demek istercesine.
"Sen beni evime götüreceksin Meriç kozcuoğlu hemen şimdi!"

"Yapamam" sesim öyle güçsüz çıkmıştı ki güçsüzlüğümün arkasında ki sırrı öğrenecek diye korkmuştum bir an ama onun kaşları çatıldı. Bu sefer sesi daha yüksek çıktı.

İntikam İle aşkın Ortasında Where stories live. Discover now