64.Bölüm

21K 1.8K 599
                                    


Herkese merhaba, ben geldim...
Nasılsınız, iyisinizdir umarım.
Yks sonuçlarınız nasıl, umarım hakkınızda hayırlı olan yerlere gidersiniz sınava giren bebeklerimm.

Oy ve yorum atmayı unutmayın.

İyi okumalar...

64. BÖLÜM

Diğer gün gözlerimden uyku akarak uyandım. Dün gece Deniz'le saatlerce sahilde oturmuş, gün doğmaya yakın ayrılmıştık. Eve gelir gelmez kendimi yatağa atmıştım. Deniz'in doğum gününe davetli olmazsak daha uyuyabilirdim de. Kızlar gece evde olmadığımı bildiğinden sıkıntı yoktu ama Beyazıt biraz garipsemişti.

"Sen bu saate kadar uyumazsın. Bana laf edersin hatta." diyerek beni uyandırmıştı. Birkaç saat sonra da hazırlanıp Beyazıt'ın kiraladığı arabayla Deniz'lerin evinin yolunu tutmuştuk.

"Bu arabada bir sıkıntı var bence." dedi Beyazıt. Deniz'lerin evine yaklaşmıştık. Esneyerek başımı ona çevirdim. "Ne sıkıntısı?" diye mırıldanarak sordum. Bence bir sorun yoktu zira. Dün kullandığımdan biliyordum.

"Dün eve gelmeden depoyu doldurmuştum ama bak şu ibre tam göstermiyor gibi."

Gözlerim büyürken çaktırmamaya çalışarak başımı salladım. "Olabilir yani." diye mırıldandım sonra. Ne diyebilirdim ki, dün arabanı kaçırıp Deniz'i gezdirdim falan mı diyeydim. Bu düşündüğüm şeyle gülmek istesem de kendimi zor tutup arkadan gözlerini kısmış imayla bakan kızlara göz kırparak önüme döndüm.

"Abla bu Deniz hediyemi beğenir değil mi?" dedi köşeyi dönerken. Bir an dikkatimi sola dönüşte yolu geniş alması çekti ama bunu sonra sormayı kafama not ederek, "Beğenir beğenir." diyerek başımı salladım.

Beyazıt Deniz'e kaliteli bir tişört, ben seçmiştim bu hediyeyi de, Kızlar da Deniz'in hoşlanacağını düşündüğümüz kitaplardan almışlardı. Bense... Ben de lacivert renginde kol saati almıştım. Beğenip beğenmeyeceği konusunda biraz tereddütteydim. Bir tık pahalı bir markanın saati olduğu için belki istemezdi ama benim içimden gelmişti. 

Evin önüne geldiğimizde Beyazıt arabayı boş bir yere park etti ve dördümüz de arabadan indik. Kızlar arkadan gelirken Beyazıt'a yaklaşıp, "Ne olursun bir saçmalık yapma tamam mı ablam? Derya annenin haberi yok...Dediğim gibi bir süre..."

"Evet abla, dediğin gibi abla... Yüzüncü söyleyişin. Anladık."

"Anladığını biliyorum zaten Beyazıt'çığım. Deniz'i sinir falan da etme. Şimdi o yükselir falan, annesi de fark eder sonra."

Oflayarak başını salladı. Bana dik dik baktıktan sonra "Sinir etmem!" dedi sert bir şekilde. "Deniz'i." Sonra adımlarını hızlandırarak önden yürümeye başladı. 

Adımlarım yavaşladı ve bu hırçın haline bir anlam veremeyerek öylece durdum. "Ne alaka şimdi ya!" diye mırıldandım. Bu trip de neydi ki şimdi?

"Seni kıskanıyor bence." dedi Zeynep. Birce de Zeynep'i onaylar gibi mırıldandı. 

Zeynep'in söylediğine şaşırdım. Beyazıt az ilerimizde apartmanın girişine doğru ilerlerken kızlara baktım. "Ne kıskanması?" diye mırıldandım. Ne diyeceğimi bilemiyordum sanki. "Neden ki?"

Birce gülümseyerek Beyazıt'a sonra da bana baktı. "Deniz'e sorduğu soruyu hatırlıyor musun Beyazıt'ın." dedi. 

Başımı sallayarak, "Deniz'in benimle evlenmek isteyip istemediğini sormuştu." dedim. "Ne alakası var ki kıskanmasıyla bu sorunun..." diye sormuştum ki Birce'nin gülümsemesi büyüyünce ne demek istediğini anladım sanki. "Evlenmemi mi istemiyor yoksa?" dedim.

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin