28. Bölüm

35K 2K 336
                                    

Mavi Deniz'in alışıldık bölümlerine nazaran bu bölüm bir tık uzun oldu. Bundan sonra bu uzunlukta bölümler atarım umarım.

Sizleri seviyorum.

Oy ve yorum atmayı unutmayalım.

28. BÖLÜM

"Çok beklettim, özür dilerim."

Deniz yanıma otururken gülümsememi durdurmaya çalışıyordum. Yok ya ne beklemesi deyip ağzına düşmeyecektim. Biraz ciddiyet Mavi... Peki... Boğazımı temizleyerek oturuşumu düzelttim. Büküp katladığım peçeteyi parmaklarımın arasında çevirirken rahat bir şekilde arkama yaslanıp dudak büktüm.

"Biraz bekledim." dedim. Kol saatime bakarak "Tam tamına otuz sekiz dakika kırk sekiz saniye."

Deniz duraksayarak başını bana çevirdi. "Hadi ya!" dedi ne diyeceğini bilemez, şaşkın bir tavırla. Kendini kötü mü hissetmişti? Aov, sanırım utanmıştı biraz. Yanakları da kızarıyordu. Çok mu abarttım? Aman, abarttıysam abarttım. Biraz sert çıkışmak mesafeyi korur.

"Ama sıkıntı yok. Sonuçta bilerek gecikmedin ya!"

"Öyle mi?" dedi mahcup tavrından sıyrılmadan.

"Evet, öyle."

Gülümseyerek bana etkileyici bir şekilde baktı. Mavi gözleri gözlerime dalıp gidince kızarmaya başlayan şimdi bendim.

"Ne içersin?" dedi bir süre sonra.

Dakikalardır bizi gözleyen garson bunu duymuş gibi Deniz'in arkasından bize doğru yaklaşmaya başladı. İster istemez ona ters bir bakış attım. Azıcık daha bekleseydi ya! Deniz bana o kadar tatlı bakıyordu ki...

"Beklediğiniz arkadaşınız geldi sanırsam?"

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Deniz nazik bir şekilde başını salladı. "Evet, geldim."

Adam siparişleri alırken de adama çok nazik davranmadığını fark ettim. Arada bana kayıyordu gözü bir de. Beni mi kıskanıyordu? Aslında hiç öyle durmuyordu ama bir yanı bu konuda çok pis ketum olduğunu söylüyordu. Belki de ben öyle görmek istediğimden öyle görüyordum. Deniz'in beni kıskanmasını mı istiyordum? Kendime şaşırdım. Biraz ileri mi gidiyordum?

"Sade Türk kahvesi." Deniz siparişini verip bana baktı. Garsonun "Mavi Hanım siz?" demesine rahatsız olur gibi dikeldi.

"Ben de... Hım çilekli bir milkshake."

Garson yanımızdan gidince Deniz gülümseyerek başını salladı. "Biliyor musun çilekli milshake tam senlik bir içecek."

"Neden?" dedim şaşkınlıkla. Niye böyle demişti ki?

"Çileğe alerjim var." dedi gözlerimin içine bakarak. "Ama çilekli milhshake severim. Yıllardır öyle. Hatta bazen alerjimi bile umursamam."

"Muzlu içsen." dedim bir fikir belirterek.

"Olmaz." dedi kesinkes bir ses tonuyla. "Çilekli olduğunda seviyorum."

Çileği sevdiği kadar beni de sever miydi acaba?

"Hım." dedim başımı sallayarak. "Alerjin olmasa sana doğum gününde kilolarca alırdım."

Öylesine kurduğum cümleyle Deniz iyice keyiflendi. "Peki." dedi. "Alerjim olabilir ama sen yine de al."

Bu kadar keyiflenmesi beni şaşırttı. Başımı usulca salladım. "Bu sözünü hatırlatırım."

"Doğum günün ne zaman?" diye sordum.

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin