23. Bölüm -Acı-

En başından başla
                                    

"Ne? Anne ola-mayaca-ğım ne demek?" sorduğu sorunun ardından sertçe yutkundum. Bilmiyordu... şimdi söylemiştim ve devamını getirmeliydim.

"Ben kısırım, o yüzden anne olamayacağım."

"Te-davi?"

"Burada tedavi olabileceğim bir hastane yok, yani kapsamlı bir hastane." sesi düşen adama cevap verirken alt dudağımın iç kısmındaki etleri ısırıyordum. Sesinin tonu düşmüş, durgunlaşmıştı...

"Bu iyi ha-bermiş." dedi benim yüzüme uzun uzun baktıktan sonra. Nedensizce dolan gözlerimi ona çevirdiğimde dudağının kenarını kıvırmış düz kaşları ile bana bakıyordu.

"Neresi iyi haber?" titreyen sesime lanetler okumaya başladım içimden.

"Sonsuza ka-dar tek bir bebe-ğe baka-cağım." Belimden tutup bir anda kucağına çektiğinde çoktan gözümden bir damla yaş süzülmüştü bile.

"Ağ-lama." kolunu bükmesinden dolayı canı acısada parmağıyla yanağımdan çeneme doğru süzülen yaşı silmişti. Onun gülüşü daha çok canımı yaktığında kafamı titreyen dudaklarımı görmemesi için boyun girintisine soktum.

"Sü-müklü-sün sen."

"Aziz." sinirle konuşmama omuzlarını titreterek güldüğünde doğrulup elimin tersiyle gözlerimi silip kuruyan ve dişlediğim dudaklarımı serbest bıraktım.

"Sen çok bak-tın tadı-na, biraz da ben ba-kayım." dediğinde dudaklarımı dişlememi fark etmesinden dolayı istemsizce gülüp beni kendine çekmesine izin vermiştim. Gözlerimi kapattığım anda dudaklarımdaki yumuşaklık ile ürperti gelip geçmişti üzerimden.

Kapalı gözlerimin ardından çok renksiz bir ışık yanıp sönmeye başladığında duran dudakları ile geri çekilip Aziz'in yüzüne yansıyan mavi kırmızı ışığa baktım.

Bakışlarımı aynı Aziz gibi pencereye çevirdiğimde yoğun gelen ışık ile kaşlarımı çattım.

"Noluyor?" yavaş şekilde Aziz'in üzerinden çekilirken ayağa kalkıp pencereye yaklaştım. Bahçemizdeki iki polis arabası ve birde normal araç ile bakışlarımı korku ile Aziz'e çevirdim.

"Ömer!" Fatih abimin sesini salondan duyulduğumda dolabı açıp üzerime ilk bulduğum pantolonu ve siyah bir tişörtü geçirdikten sonra Aziz'e bakmadan kapının kilitini açtım. Aynı anda diğer kapıdan Ömer çıktığında çatık kaşları ile salona ilerledi.

"Su-na yardım et." kapının önünde adım atacakken Aziz'in seslenmesi ile panikle oraya dönüp hemen yanındaki arabaya ulaşmaya çalışan adama arabayı verdiğimde gövdesinden tutup zorlukla oturttup bacaklarınıda zorlukla koyup emniyet kemerlerini bağlarken kapının çalınmasıyla açılma sesi aynı anda gelmişti, Aziz'in diğer ayağına geçtim.

"Buyrun."

"Aziz Ahkanoğlu burda mı?" bakışlarım olduğu yerde kaldığında titreyen ellerime bakıp kemeri zorlukla taktım.

"Akli dengesi yerinde olmadığına dair raporu bulunan Aziz Ahkanoğlu'nu, bakımı üstlenilen babası Hakan Ahkanoğlun'a teslim edilmek üzere almaya geldik. Suna Ahkanoğlu ve Ömer Ahkanoğlu'nun kaçırdığı ihbarı var, siz misiniz?"

Duyduklarımı sindirmeye dahi çalışmadan sıkışan göğüs kafesim ile dolu gözlerimi Aziz'e çevirdim. Benim dönmem ile kapıdaki gözlerini bana çevirdiğinde kafamı iki yana salladım.

"Hayır Aziz." aniden ayağa kalkıp kapıyı sertçe kapatmamla üç kez kilitleyerek kapıya sırtımı dayadım.

"Aziz almasınlar seni." sol gözümden damla süzüldüğünde adım seslerini duyuyordum.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin