Ellerini bedenimin üzerinde gezdirmeye başladığında gözlerimi kapatarak kendimi sadece o ellerin değdiği ve yangınını bıraktığı yerleri hissetmeye adadım.

Bu gecenin devamını bilmiyorudum, yarını bilmiyor hatta bir saniye sonrasını dahi kestiremiyorken sanki zamanın akışı durmuş gibi, saat, dakika hatta saniye kavramı, gündüz ve gece, gelecekle geçmiş bütün kavramlar bende yerini kaybettiğinde bacağımın iç kısmında hissettiğim soğuk parmaklar ile dudaklarım kıvrılıp arasından bir kıkırtı kaçtığında Aziz'de gerginlikten kurtulmuş gibi derin bir nefes vermişti.

Kollarımı boynuna dolayıp boyun girintisine sakladım yüzümü. Elleri hâlâ üzerimde geziniyor benimde gerginliğimi atmaya çabalıyordu.

"Çok güzelsin." kısık sesiyle kulağıma fısıldayarak söylediği cümle ile geri çekildim.

"Aziz, takılmadan konuştun." dedim onun dediği cümleye değilde nasıl konuştuğuna takılırken. Sevincime bakıp dudaklarını kıvırdı.

"Gü-zelsin de-dim." benim dediğimin tam tersini söylediğinde gülümeseyerek bakışlarımı indirip tekrar gözlerine baktım.

"Sende yakışıklısın."

"Ey-vallah." gülüşüm genişlediğinde elini göğsünün üzerine koymasıyla seslice güldüm.

"Bu-gün oyun oy-narken ak-lından neler ge-çiyordu?" yavaşça dudaklarımı içe kıvırdığında elleriyle belimden tutup kendine daha çok çektiğinde gülümsemeye devam ettim.

"Hiçbir şey Aziz, hiçbir şey." dedim paniklemeyle gözlerimi büyütüp aklıma gelen düşüncem ile ama kafasını hafif geriye yatırıp güldüğünde adem elması ortaya çıkmıştı.

Omuzlarındaki elimi adem elmasının üzerine getirdiğimde parmaklarım ile bastırmadan dokunduğum anda yutkunmasıyla hareket ettiğinde gözlerine çevirdim gözlerimi.

"Sen ma-sum bir kız de-ğilsin." dedi bakışlarımı kast ettiğinde dediği kelimeden farklı manalar çıkarıp aklıma düşünceler dolduğunda dudaklarına yaklaşıp öpmeden değmesine izin verdim.

"Senin gibi bir adamla evliyken nasıl masum düşüncelerim olsun ki?" dudaklarına indirdiğim bakışlarımı gözlerine çevirdiğimde ani yaptığım yakınlaşmadan ve dediğim cümleden ötürü şaşırmış gibiydi.

"Benim gi-bi bir a-dam?" dudağımın kenarını kıvırıp biraz daha yaklaştım dudaklarına.

"Her kızın dilediği gibi biri olan bir adam. Ah!" eliyle kalçama vurup, vurduğu yeri okşamaya başlamıştı. Ani sarsılmam ile dudaklarına yapıştığımda çoktan derin bir öpüşmenin içerisine hapsetmişti beni.

Teslim olduğum adamın kollarında gözlerimi istemsizce kapatıp kendimi tamamen bıraktığımda Aziz'in yavaş ama yönlendiriciliği ile nefessiz bir şekilde öpüşmeye devam ediyorduk.

"Ben her kı-zın ha-yalini kur-duğu bir a-dam değil-im." geri çekilip gözlerini kapatarak kafasını yatak başlığına dayadı.

"O ne demek Aziz?"

"Ben a-ciz, sü-rekli yük o-lan bi-riyim." parmaklarımı konuşmasını bitirmesine kalmadan dudaklarının üzerine kapatarak konuşmasını kestim.

"Sen çok güçlü, bana ve kimseye yük olmayan birisin." histerik bir gülüş sunduğunda adem almasına dudaklarımı bastırıp geri çekildim.

"Ben ya-rım bir a-damım, ku-surlarım var."

"Ne olmuş varsa? Benimde çok kusurum var, mesela hiç anne olamayacağım. Sana hiç bir zaman babalık duygusunu tattıramayacağım. Benim kusurlarım var ama bu yaşamama engel değilki." kaşlarını çatıp doğrulduğunda gözlerimi  içine bakıyordu.

BERDELDonde viven las historias. Descúbrelo ahora