6.0

820 79 111
                                    

(Manobal.L) Daha önce hiç hissetmediğim bu öfkemi şimdi, şu an, burada, kimden çıkaracaktım? Ne kadar sinirlendiğimi bildiği için ellerimden tuttu ama ben dayanamayıp uzaklaştım.

Nasıl olur? Nasıl fark etmem? Nasıl olurda böyle bir şeye cüret eder?

" O kafayı yemiş! Ama yok, hayır, o sarı saçları elimde kalsa bile pişmaniyeyi pişman etmeden durmayacağım. Beni tutmayacaksın, duydun mu?! "

Ben çok çabaladım ama Jungkook sonunda beni yakalayıp gözlerine bakmamı sağladı, " Bu haşmetini bana saklayabilirsin, güzelim."

" Jungkook. Dalga geçer gibi bir halim mi var? "

" Yok ama olmalı. Onun gibi rezil biri için değmez. "

" Hayır! Değip değmemekle alakası yok. O-- " telefon çaldı.

Hangimizin telefonu olduğu zil sesinden belli oluyordu. Arayan kişiyi bana gösterdi ve aramasını cevapladı. Yaklaştım, " Hemen otoparka gel, Jeon Jungkook. " ve arama sonlandırıldı.

" Babam her zamanki gibi çok nazik. "

Topuğumu stres veya öfkenin arasında bir yere vurdum, " Yani... Anlatmış mıdır dersin? "

" Anlatmadıysa anlatırız. "

***

Elbette ' gel ' demesine rağmen beni de Jungkook ile görmeyi bekliyordu Bay Jeon. Seo-yeon ile yanyana durmuşlardı ve o karaktersizin tek yaptığı yeri izlemekti. Topuklarımın sesini duyunca başını kaldırdı ve bana üstün sandığı bakışlarını yolladı.

" Onun dedikleri doğru mu? " sordu Bay Jeon.

Sessiz otoparkta yalnızca bizim sesimiz yankı yapıyordu, " Bilemiyorum. Neler dediğine bağlı. Ne dedi bu sefer? "

Bay Jeon derin bir iç çekti ve çok da bakmak istemediği sevgilisinin yüzüne baktı, bir saniyelik bir mide bulantısıyla. " Zorla yapılan hiçbir şey yokmuş. "

" Öyle miymiş? Hmm. "

Ben orada olmasaydım Jungkook'un söyleyeceği çok şey varmış gibi hissettim.

Seo-yeon utanmadan ağzını açtı, " Bu kadının önünde mi konuşacağız aile meselelerini yani?? "

" Aile meselelerini konuşacaksak gidecek kişi sen olmaz mısın, Seo~Yeon? " dedim gözhapsine alarak onu.

Bay Jeon onun daha fazla konuşmasına izin vermedi. Son zamanlarda onu pek görmediğim için yeni olup olmadığını bilmediğim bastonunu yere vurdu, " Bana yapılan bu saygısızlığı ne hakla sindirir kendini aileden sayarsın Seo-yeon? Jeonlar adını seninle kirletir miyim ben? " Bunu derken özellikle Jungkook'a bakmıştı. Hangisine söylüyordu bu sözleri belli olmuyordu. " Nasıl gidiyorsan git buradan. Bir daha ne gözüme gözük ne adını duyayım. "

Seo-yeon ucuz kurtulmuşcasına sessiz kaldı. Komutu aldığı gibi itliğini yaptı ve gitmeye kalkıştı.

" Seo-yeon. " seslendim.

Jungkook başta beni durdurmak ister gibi olduysa da sadece denedi de durduramadı~ gibi yaptı. İçten içe Seo-yeon'a attığım bu tokadın bizim zaferimizi simgelediğini biliyordum.

Sakin kalmaya çalıştım.

Gerçekten.

Denedim ama ısrar ettin.

Lütfen Lalisa hayatımı bitir, dedin.

" Seni uyarmıştım, Seo-yeon. " fısıldadım. Üstüne basarak tekrarladım kendimi; " Seni. UYarMışTım. "

bay Jeon | Liskook TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora