4.7

1.2K 153 132
                                    

Hazır kapının önündeyken bana sormadan kendinden emin bir şekilde kilitledi ve adımladı, " Buranın kameraları uzun süredir çalışmıyor. "

Beni denemediğini biliyordum. O kumara kendi bedenini yatıracak son insandı. O halde neden, hayır, nasıl kabul etmişti?

" Ben onu cezalandıracağım ve sizde arzuladığınız gibi beni. Buyrun, sizi bekliyorum. "

Sen sevgilim olmaya devam etseydin bu kolaydı. Bilmiyorum. Seni zaten eski sevgilim olarak gördüğümü kim söyledi ki?

Yinede bu kolay değil. Sen en zayıf noktamdan beni vurduktan hemen sonra pansuman ister misin diye soruyorsun, Lalisa.

" Sen ciddisin , Lalisa? "

" Lütfen bana Bayan Lalisa diye seslenin. Hala şirket binasının içindeyiz. Ve evet ciddiyim , Bay Jungkook. "

Yüzünde zaten şakacı bir tavır yoktu, " Eğer obje bulmakta sorun yaşıyorsanız kutularda ipler var... Tabii sizin kemeriniz de "

Gözleri alta kayınca kendi gözlerimi kapattım, sanki onu durduracakmış gibi.

" Bunun şirkette yasak olduğunu biliyorsunuz. Özellikle kıdemlilerin statülerinden faydalanıp- "

" Oh, biliyorum. Ama haklıydınız, size karşı geldim. "

Bana yaklaştıkça uzunlamasına olan masaya oturur buldum kendimi, parmak ucları göğsüme değdi, " Lütfen beni hak ettiğim gibi cezalandırın efendim . "

Elini yakaladım , ne kadar sıcak ve titrek olduğunu hissedebiliyordum. Dudakları ve gözleri ayrı konuşuyordu ama birinin tedirgin olup olmayacağını, özellikle o sen iken, nasıl anlamayacağımı sanabilirsin... İnanamıyorum.

Bu öz güvenli tavırlarına ne kadar daha devam edeceğini görmek için sınırlarını sınamak istiyorum ama kıyamıyorum.

" Senin cezan o yeni stajyer konusunda bana bir daha karşı gelmemen olacak. Yani bu demek oluyor ki onu ben cezalandıracağım. Şimdi gidebilirsin, benim güzel asistanım. "

Elini elimden kurtardı. O bile bunu benden beklemiyordu. En az benim kadar şaşırmıştı reddime. Ama sana nasıl kıyabilirdim ki? Sırf sen izin veriyorsun diye seni kullanamazdım. Tam bunları sesli söyleyecekken o yavaş adımlarla kapıya gitti, çıkmadan önce saygı niyetiyle eğildi ve çıktı.

İsteseydim son bir kez ondan hevesimi alabilirdim. Ama sorunda burda başlıyor. İstediğim şey heves değil. Onun ellerinin titrekliğine laf ederken benimkilerin titremeye başladığını görmemişim bile. Derin bir nefes alıp şu tozlu, toplanma odasının boş duvarına dalıyorum...

***

(Manobal.L.) Bacaklarım her an yere düşmeme izin verecek gibiydi. Aceleyle tuvalete gitmiş ve sırtımı soğuk duvara yaslamıştım. Aklımdan neler geçiyordu öyle? Bir anlık dudaklarımdan döküldü ve devam etmeye zorladım kendimi. Adım kadar emindim en azından beni öpeceğine. Öpmedi. Beni öpmedi. Şansı vardı ama beni öpmedi.

Öpmedi mi öpemedi mi?

İstemediğinden mi yoksa-- ihtimalleri neden ben düşünüyorum? Onun kendi problemi.

Aklımı başımdan aldı hain herif. Stajyeri unuttum. Kendimi toplamalı ve şu hatayı telafi etmeliyim. Olabildiğince barışcıl ve çabuk.

***

- Jeon J. -

Tanrıçam : Bay Jungkook, bu saatte rahatsız ediyorum. Bir şey söylemem gerekiyor.

bay Jeon | Liskook TextingUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum