1.3

2.7K 229 94
                                    

" Hangi birini duymak istersin? Telefonda mesaj olarak söylediklerini mi , arayıp söylediklerini mi yoksa şirkette yüzüme söylediklerini mi? "

Jungkook'ta daha önce görmediğim bir ifade görmüştüm. Sinirliydi . Elindeki kahveyi masama bıraktı. Normalde sinirlense bile umursamaz olduğunu hatta böyle davrandığı için patronumun çok kez onunla kavga ettiğini biliyordum. Şimdi ise çok farklı biriydi.

" Bana sadece şirkette olanları söylemişti... "

Hepsini anlatmaktan tam vazgeçmiştim ki yaşananları hatırlarken içimde bir kıvılcım oluştu . Masama oturur gibi yaslandım. Tamamını anlatmayı düşünmüyordum ama madem o kadın beni ona kötüleyip kendini haklı çıkarmaya çalışıyordu bende dilime gelenlerin hepsini -gerçekleri- söylemeye başladım.


" Kendisi sürttüğüm adamın babasının eşiymiş. " gülümsedim, " Sürttüğüm adam senmişsin. Haberler sağolsun. Yakında postalanacakmışım . Ah birde benim bir sekreter bozuntusu olduğumu , kovulduğumu , pis eşyalarımı toplayıp çöplüğüme dönmemi söyledi... Ne yalan söyliyeyim karşılık verdim. "

Beni bu kadar ciddiye alacağını düşünmediğim adam duyduklarını sindirirken gözlerini bir saniye olsun gözlerimden ayırmadı.

" Sen ne dedin , Lalisa? "

" Bana ima ettiği lakabın onun ünvanı olduğunu. "

O kadının bana tokat attığını söylememe gerek varmıydı bilmiyordum ama Jungkook ellerini yaslandığım masamın iki yanımda kalan iki ucuna yerleştirdi. Dürüst olup olmadığımı mı öğrenmeye çalışacaktı yoksa benim gibi içgüdüsel olarak mı yaklaşıyordu bilmiyordum.

Tam tokat olayını söyleyecektim ki Jungkook'un elini yavaşça yüz hizama getirmesiyle gözlerimi kapattım. Onunki kadar nazik bir dokunuşla babam bile yanağımı okşamamıştı... Doğru ya babam benim yanağımı hiç okşamamıştı bile . O metres, Seo-yeon bana tokat attığı zaman kendimi geri savunabilmiş olmama rağmen bu salak olay üzerimde bir iz bırakmıştı ve Jungkook'tan ürkmüştüm. Aynısını Jungkook'tan bekleyecek kadar aciz miydim cidden?

" Korkuttum mu? "

Gözündende hiçbir şey kaçmasın... " Yok... "

" Bu yönünü seviyorum. "

Gözlerimi açtıktan sonra kıpraştırdım , neyden bahsediyordu böyle " N-Ne yönümü? "

" Başka kimseye ihtiyacın olmayışını "

Diğer kızlar gibi Jungkook'un büyüsüne girmeden önce elini tuttum ve yüzümden çektim.

" Göründüğüm kadar güçlü değilim. "

Az önce yaptığın o kısa yumuşak okşamaya muhtaç olacak kadar güçsüzüm belkide . Yinede inkar edecek kadar güçlüsün. Belki.

Kahveyi aldı , " Teşekkür ederim " kaşlarını kaldırdı ve başını samimi bir gülümsemeyle eğdi . Az önce gördüğüm o sinirli adamdan eser kalmamıştı.

Tribimi hatırlattığı için başımı sallamakla yetindim, " İyi günler , Bay Jeon "

" İyi günler nazik asistanım. "

Odamı terk edişini izledim ve çıktığı anda sırtımı sandalyeme yasladım . " Ooof " kahveyi alıp temkinli temkinli bir yudum aldım. Sıcaklığı işte şimdi tam kıvamındaydı. Gözlerimi kapatıp kendime biraz gevşemek için izin verdim.

bay Jeon | Liskook TextingWhere stories live. Discover now