"Asena," kolumdan nazikçe tutarak beni kendine çevirdi. Gözleriyle karşı karşıya kaldığımda kolumda hissettiğim parmaklarının sıcaklığı bana enerji veriyordu.

"Barış , bunu sadece sen ve Ali biliyorsunuz. Diğerlerine açıklamayı zaten Ali yapacak sende ona uyarsın."Geri kalan herkes bambaşka bir hikaye bilecekti. Muhtemelen hepsi beni Ankara'da bilecekti

"Gidiyorsun?"  dediğinde sakince başımla onayladım.

"Uzun süreli olacağını düşünmüyorum. Sende Ali gibi iyi değilsin nutukları çekme lütfen." Enerjimin düşmeye değil yükselmeye ihtiyacı vardı. Ali'nin endişesini anlıyordum ama bunu bana bu kadar çok yansıtabiliyor olması modumu düşürüyordu.

"Çekmeyeceğim, iyi hissettiğini biliyorum. Bugün konuştuğumuz gibi hepimiz görev erleriyiz. Sadece, tek olacak olman endişelendiriyor." parmakları kolumdan ayrılmadı. Temasımızı kesmedi.

"Seninle konuştuğum andan beri iyi hissediyorum. Beni kayırmadan ve eleştirmeden dinlediğin için sana çok teşekkür ederim. Hatta buraya geldiğimden beri de iyi hissediyorum çünkü kendimi sıcak bir ortamın kucağında buldum. Ben fiziken tek olacağım belki ama ruhen tam aksini hissedeceğim." dediğimde yüzüne ki sertlik yerini tebessüme bıraktığında kolumda ki parmakları hareketlendi.

Bir süre sonra tek olmayacaktım zaten ama fazla detay veremeyecektim. Elim kolum bir noktada bağlanıyordu. Tim komutanı olmasa ertesi gün uyandığında beni bambaşka bir yerde bilecekti. Şimdi ise en azından biliyordu gideceğimi. Ve benim cümlemde ona anlatmak istediğim bambaşka bir şeydi. Ona karşı net olmasada oluşan duygularımın farkındalığı benim yanımda olacak. Bana karşı bakışları benim aklımda olacak.

"İyilik bulaşıcıdır Asena. Bu belki başka durumlar için kullandı ama ben bizim içinde geçerli olacağını düşünüyorum. Birbirimize karşı belki farkında olarak belki olmadan bunu başardık. Konuşacak çok şey var, bu sıcaklığı soğutmadan gelmeye bak." dediğinde başımla onayladım. Sarılmak istiyordum ama bunu yaparsam şu an bana da ona da iyi gelmeyecek gibi hissettim.

"Hazırlanmam gerek." dediğimde gözleri seçebildiğim kadarıyla yüzümde dolandı. Karanlıkta dahi seçebiliyor olmam cılız ışıklar sayesindeydi.

"Dikkatli ol." dediğinde kolumdaki elini yavaşça çekti. Gözüm bir an uzaklan eline kaydı. Temasımız kesilmiş bir soğukluk esmişti.

"Sende dikkatli ol." başını hareket ettirdiğinde bir kaç derin nefes aldım.

Gitme vaktim gelmişti.



Saat 06.04

Kayalıkların arasında dinleniyorum. Sınırı geçeli yaklaşık iki saat yirmi dakika oldu. Plan doğrultusunda saatleri dahi aksatmadan ilerlemeye devam etmeye çalışıyorum. Uzun zaman sonra tekrar yalnızlığımı hissetmek, farklı hissettirmeye başladı.

08.45

Köye geldim. Bir anda gelen görev olduğu için pek dinç değildim. Ve bu saate kadar sadece bir kaç kez dinlenebilmiştim.

Köyde adımlarım ilerlerken benim Türk Askeri olduğumu hissetmemeleri için uğraşıyordum. Terör yandaşçısı bir köy değildi ama burada yaşayanların hepside buranın yerlisi değil. Her adımımda gözleri üzerime topluyordum.Akıllarında 'kim bu?' sorusu dolanıyordu.

Dağların AsenasıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang