8. Bölüm | Güven

40 10 75
                                    

{Güven bazen kalbin anahtarı bazen de o kalbin önündeki en büyük engeldir.}

Hep inandığımız insanlar mı güven kırar? Yoksa güvendiğimiz insanları tanıyamadığımızı anladığımız anlar mı? Hep kırgınlıklarımız mı can yakar? Yoksa kırılmadığımızı düşünüp kalpsiz yerine konulmak mı? Belkide ikisidir içimizde bir yerleri kanatan. Yaşanmışlıklar ve yaşanılacaklar...

Dora'nın anlatımıyla

Arabayla attığı konuma gelmiştim. Orada beni bir araba ve birkaç adam karşılamıştı. İri yapılı bir adam karşıma geçip
"Arkanı dön. Gözünü kapatmamız emredildi." demişti.

Beni buradan alıp asıl konuma getireceklerdi. Adama ifadesizce bakıp elindeki siyah kumaşı aldım. Daha sonra gözlerimi bu kumaşla bağladım. Olduğum yerde durduğumda ayağımda bir cihaz hissettim. Sanırım bu dedektördü. Üzerimde sinyal yollayacak bir şey olup olmadığına bakıyorlardı.

"Arayın arayın kesin bulursunuz." deyip gülmüştüm. Arkamdan bir el öne doğru itip
"Yürü çok konuşma." demişti.
Bu dediğine sinirlenmiştim. Ama hepsine haddini bildirmenin yeri ve vakti vardı. Şimdilik ses çıkarmamıştım.

...

Arabayla olan uzun bir yolculuktan sonra şehirden ayrı bir yere geldiğimizi anlamak zor değildi. Daha sonra o adamın sesini duydum.

"Kumaşı çıkarın."demişti. Gözümdekini çıkarmışlardı. Etrafa baktığımda gözüm kamaşmamıştı. Çünkü çoktan akşam olmuş ve her yer karanlığa gömülmüştü. Etrafa baktığımda büyük bir dağ evinde olduğumuzu farkettim.

"Hoş geldin küçük kızım." deyip gülmüştü. Bu oydu. Uzun boylu ve iri bir vücut yapısı vardı. Gözlerimin rengini kimden aldığım belli oluyordu. Çünkü benimkinden bile daha belirgin açık kahve gözlere sahipti. Gözlerimi ondan almam bile iğrendiriyordu... şerefsiz. Şuan onu öldürmüyorsam tüm bunlar bebeğime kavuşmak içindi.

"Oğlum nerede! Onu görmek istiyorum. Hemen!"

"Hiç değişmemişsin, hala çok acelecisin."

"Sana bebeğimi görmek istediğimi söyledim!"

"Tabi bebeğin." deyip yeni çıkmış sakallarını ovmuştu. "Sahi kızım o adamla evlenirken aklın neredeydi? Daha iki çocuğuna hamile olduğunu yeni öğrenmişken onun yüzünden bir bebeğini kaybettin."

"Sen... Sen bunu nereden biliyorsun!?"

"Senin hakkında bildiğim daha çok şey var."

"Ne bildiğin umurumda değil. Bana bebeğimi ver!"

"Bana düşmanınmışım gibi davranıyorsun. Oysa farkında değil misin? O sözde ailem dediğin insanlar seni küçüklüğünden beri kandırıyor. Kandırmakla kalmıyor, seni bana düşman ediyorlar."

Kandırmak konusunda haklıydı. Ve ona düşman gözüyle baktığım konusundada.
"Vatan haini herkes gözümde düşmanımdır!"

"Öyle mi? Peki ya senden sözde görev bahanesiyle çocuğunu alan insanlar. Onlar düşmanın değil mi? Vatanı bahane ederek senin hayatını mahvetmişler."

Bu dediğine karşı gözlerim boşluğa dalmıştı. Çok geçmeden yanından geçip içeriye doğru giderken şunları söyledim.

"Benim hayatımı doğduğum gün senin gibi bir babam olması ve senin gibi biriyle evlenerek dünyanın hatasını yaparak sözde kim olduğunu bilmediğim annem mahvetti."

Daha sonra içeriye tamamen girmiş ve orada bebeğimi görmüştüm. Koşarak yanına gittim.

"Atalay seni çok özledim." deyip onu kucağıma aldıktan sonra kokusunu içime çektim. Daha 1 yaşına bile girmemişti. Onu çok özlemiştim. O adam "Adam dediğime bakmayın. Adamlıktan yoksun biriydi." karşıma geçip bebeğime gülümseyerek

KargaşaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin