23. BÖLÜM: "UMUT"

Começar do início
                                    

Ne diyecektim? İbrahim'in geri dönebilmesi için senin ölmen gerekiyor mu? Bulduğumuz adam benim için ölecek değildi ya.

"Mahinev, söyleyecek misin, artık?" diye sordu gözlerini yüzümden bir an olsun çekmeden. Gözlerindeki siyah iğneleri derime batırıyordu ve her bir iğnenin ucunda gerçekleri öğrenmek isteyen ve öğrenemezse beni zehirlemekten çekinmeyeceğini beyan eden metinler vardı. Kenara sıkıştığımı hissettim.

"Söyleyecek hiçbir şeyi yok," dedi Efken dümdüz bir sesle. Kafalarımız anında sesin geldiği yöne dönerken, Efken'in mutfak kapısını açmış, pervaza yaslanıp, kollarını birbirine bağlamış bir şekilde bizi izlediğini gördüm. Saçları dağınık görünüyordu. "Şu kızı sıkıştırmaktan vazgeçin ve saçma sapan düşüncelerinizi kendinize saklayın. Onun yanında ben varken ona hiçbir şey olmaz. Bu kadar takılmayın."

Güven duygusunun pençik pençik yayıldığı vücudum anında gevşerken, Yaren'in, Efken'e ters ters baktığını görebiliyordum ama bu bakışmadan ileri gitmedi. Yaren bu kez sessiz kalmıştı.

"Medusa," dedi Efken düz bir sesle. "İşimiz var. Hazırlan, bir banyo yapayım, çıkacağız."

Efken cevabımı bile beklemeden gözden kaybolduğunda Yaren kahvesini karıştırıyordu ama üstümde dolaşan gözlerinin ağırlığını hissedebiliyordum. Bir süre sessizce Efken'in izlerini bıraktığı kapıya baktım ve ardından gözlerimi Yaren'e çevirdim.

"Seni gerçekten seviyorum," dedi Yaren gözlerini kupanın içindeki kahveye düşürürken. "Senin iyiliğini istiyorum. Yemin ederim."

"Bende seni seviyorum," dediğimde burukça gülümsedi ama gözleri hâlâ siyah kupanın içinde köpüklenin koyu renkteki kahvedeydi. "Benim iyiliğimi istediğini biliyorum ve bu gerçekten iyi hissettiriyor, Yaren. Benim hiç arkadaşım olmadı. Yani arkadaşlık bağı nedir pek bilmiyordum ama yanındayken yavaş yavaş öğrenmeye başladığımı hissediyorum. Ve ben Efken'e güveniyorum. Biliyorum, nereden geliyor bu güven diyorsun ama bunun cevabını inan bende bilmiyorum. Sadece... Sence de o çok güvenilir değil mi?"

Bu kez gözlerimin içine bakarak gülümsediğinde içimin ısındığını hissettim. "Biraz önce ne söyleyecektin hâlâ merak ediyorum aslında," diye mırıldandı. "Ama sormayacağım. Yalnızca... Eğer taşıyamayacak duruma gelirsen, senin için burada olacağım. Seni dinleyeceğim ve sanırım omzumda ağlamana izin vereceğim. Sümüğünü siyah tişörtlerime silebilirsin. Ve inan bana siyah tişörtlerimi İbrahim'e bile değişmem."

Evin olduğu ormanlık alanın aksine kar tanesi bile olmayan bir otobana çıktığımızda geceyi çağıran bir mavilik gökyüzünü etkisi altına almıştı. Arabanın ön camında hemen altımızdan akıp giden beyaz şeritli, siyah yolu izlerken bedenim sıcak ama düşüncelerim buz gibiydi. Efken'in sıcak arabaya dağılan tatlı ve kavurucu kokusu ciğerlerime dolarken, kendimi ona bakmamak için zor tutuyordum.

Üstümde uyandığımda giydiğim siyah bol kazak vardı ama altıma Efken'in zoruyla dar paça bir kot pantolon giymiştim. Gözlerim hızla hareket eden yolun beyaz şeritlerini incelerken beynimde yankılanan ses Efken'e aitti. "Medusa, gitme," dedi defalarca kez beynimin içinde. Ona bunun sebebini sormak istiyordum ama sorabilecek gücü kendimde bulamıyordum. Beni tersleyebilir, ya da duymak istemeyeceğim bir şey söyleyebilirdi. Efken biraz dengesizdi ama özünde iyi bir adam olduğunu düşünüyordum. Evet, yıkım getiren katilden bahsediyordum. O bana göre iyi bir adamdı.

"Konuşmayacak mısın?" diye sorduğunda sesinin sert kadife tonunu duyunca kanımın ters yönde akmaya başladığını düşündüm. Bu hissin başka bir açıklaması olamazdı sanırım. Omzumun üstünden ona baktığımda güzelliğiyle çarpıştım. Siyah balıkçı yaka bir kazak giymişti ve üstünde deri ceketi vardı. Deri ceketinden gelen keskin koku bile yetmiyordu onun kokusunu bastırmaya. Altında her zaman olduğu gibi siyah ama bu kez biraz daha dar görünümlü bir kot vardı. Kot pantolonunun ön cebinden telefonunun çıkıntısını görebiliyordum.

İÇİNDE BİR SENOnde histórias criam vida. Descubra agora