2. Bölüm -Ezilmeye Başlamak-

Start from the beginning
                                    

"Fatih'e ben dedim kaçalım diye ama sonucunda berdel olacağını bilmiyordum. Daha sonra o gece seni Zahit abime vereceklerdi ama sen şey olunca... ama merak etme abimle ben gittikten sonra ilgilenen olacak yardımcısı var sadece bu odadan pek çıkmazsın o kadar-"

"Sen ne anlatıyorsun ya, hm? Ne anlatıyorsun? Ben burda yaşarken nefes alamayacağım bir hayata mahkum edilmişken sen ne anlatıyorsun?" sözlerini sert sözlerle keserken dudaklarını yalayıp suratıma bakmadan karşımdan kalkarak tekrar yatakta yatan adamın yanına oturdu.

Göz yaşlarım yeniden akmaya başladığında sessizce ağlamaya başladım. Başımdaki tülü tamamen çıkarttığımda elimden yere düştü. Sessiz çığlıklarımı kimseye duyurmazken oturduğum yerde iyice küçüldüm.

"Ben abimin yemeğini yedirdim, karşı oda benim bir şey ihtiyacın olursa gel." elindeki tepsiyle bir dışarıya çıkıp kapıyı kapattığında ayağa kalkarak pencereyi açtım. Nefes alamıyordum.

Ne kadar durdum orda öylece bilmiyordum ama  etrafta davul sesi kesilmiş kalabalık dağılmıştı. Havaya çöken koyu mavilik ise akşam olduğunu gösteriyordu.

Yavaşça durduğum yerde hareketlenip oturduğum pencere kenarından ayağa kalktım. Yorgun bakışlarımı odada gezdirdikten sonra sonunda bir kez bile bakmadığım adama baktım. Kafası hafif yan şekilde yatağa düşmüş bana bakıyordu. Ne zamandır bana bakıyordu bilmiyordum.

Gözlerimi gözlerinden çekmezken kafamı eğip koltuğa oturdum. Üzerimdeki bakışlar artık rahatsız edici dururken odanın köşesindeki bavulum çarptı gözüme. Bu lanet olası gelinlikten bir an önce kurtulmak hevesiyle hemen yerimden kalkarak bavulun başında oturdum.

İçerisinden rahat bir gündelik elbiselerimden birini çıkarıp ayağa kalktığımda yüzümde oluşan ufak mutlulukla adım atacakken yine aynı bakışlarla karşılaştım. Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu.

Onunla konuşmayacaktım, sonuçta ben sadece hizmetçiydim.

Söylediğim şeye kendim sinirlenirken odanın içeridindeki banyoya ilerleyip üzerimdekini parçalayarak çıkardım.

Kendime ait elbisemi giyip saçlarımı özenle bağlayıp odaya geçtim. Girdiğim gibi kapı çaldığında kaşlarımı çatarak anında kapıyı açtım.

Zelal ve başka bir adam kapının önünde dururken adam kafasını eğmiş bakmıyordu bana.

"Müsait misin?" Zelal'in sorusuyla kafamı salladığımda adama bakıp tekrar bana döndü.

"Bu Ömer, Aziz abimin kişisel yardımcısı, abimin üzerini değiştirmek için geldi. Hadi gel, şurda oturalım. O da işini halletsin." elini bana doğru uzatıp hafifçe bileğime dokunduğunda kolumu çekip kafamı sallayarak gösterdiği hemen odamın karşısında bulunan uzun oturacak sedirlere baktım.

Ben oturduğumda o da yanıma gelmişti.

"Abim hakkında bilgi vereyim diye de geldim. Abim bildiğin gibi yatağa mahkum aslında, lise son sınıftayken bu hale geldi. Boynundan aşağısı tutmuyor, aynı zamanda da konuşamıyor arada zorlanarak boğazından ses çıkarıyor, gece duyarsan falan korkma." dinleyip dinlemediğimi anlamak için bana döndüğünde onun konuşurkenki yan profilini incelerken yakalanmıştım.

"Onunla soru cevap şeklinde anlaşabilirsin, zekasında problemi yok eğer sorduğun soruya evet cevabını verecekse gözlerini yukarı ve aşağıya oynatır. Eğer hayır derse sağa ve sola oynatır."

"Peki dümdüz bakıyorsa?" ilk defa düz sesle konuştuğumdan dolayı biraz şaşkınlıkla bakıp gülümsedi.

"O zaman ya sana bir şeyler söylemek istiyor, ya da inceliyordur." kafamı salladıktan sonra sustum. Bugün hep bana bakmıştı ve bunu inceliyor olarak düşünmek istiyordum. Eğer bir şey söylemek için bakıyorsa ve ona bakmadan önüme döndüysem bu içime yük kalırdı.

BERDELWhere stories live. Discover now