8* diamonds

97 24 23
                                    

(rihanna- diamonds)

🌬

"Yapabilirsin bunu." Korku dolu gözlerine bakarak tekrar konuştum, "Hadi, yanında ben varım. Birlikte başaracağız." Bir eli sağ elim tarafından sarmalanmıştı. Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.

Ve sokağa 4 yıl sonra ilk adımını attı.

"Evet, işte bu..."

Bir adım daha attığında artık tamamen sokaktaydı. "Hadi, aç gözlerini... Başardın." Göz kapaklarını yavaşça araladı ve büyükçe gülümsedi.

"Şimdi, parka." dedim ve elimde olan elini çekiştirirken parka doğru yol aldım. İlk başlarda tereddütle attı adımlarını, küçük küçük... Fakat sonradan alıştığını hissettim.

Elini bırakacakken elimi sıktı. "Hadi ama, bebek değilsin sen." dedim dalga geçercesine. Amacım tabii ki de dalga geçmek değildi, onu eğlendirmekti. "Utanmasan kucağıma bineceksin." Küçük bir gülümseme bahşetti bana.

"Tamam. 1 dakika..." dedi ve yavaşça elimi bıraktı. Derin bir nefes verdi. "İyiyim, hadi gidelim." dedi ve beni takip etmeye başladı.

O gün 4 yıl sonra ilk kez dışarı çıkmıştı. İlk kez ağlamamıştı, mutluluk gözyaşları hariç...

Parkın bankında oturuyorduk. "Efla..." dedi ve ona bakmamı sağladı. Gözlerimi karşı salıncakta sallanan çocuklardan çekip onun elalarına çıkardım. "Efendim?"

Vücudunun konumunu bana doğru çevirdi, benim tarafıma doğru olan bacağını kıvırıp bankın üstüne koydu. Ben de aynısını yaptım ve tam olarak ona doğru konumlandım.

"Teşekkür ederim. 4 yıl sonra ilk defa... İlk defa nefes aldığımı hissediyorum. Çok teşekkür ederim."

Dizini sarmalamış eline uzattım elimi ve tuttum. Sıcacıktı eli, gülümsedim. Bu çocuğun neden her şeyi sıcak Efla? Saçları, elleri, kolları, yanakları... "Rica ederim Buğra... Ama birlikte başardık, kendini de tebrik etmelisin." derken gülümsüyordum.

"Şarkı dinleyelim mi?" diye sordu bi' anda. Şaşırmıştım. "O-olur." dediğimde telefonunu çıkardı ve bir kaç saniye oyalandı, şarkı arıyordu. Biraz sonra şarkı çalmaya başladı. "Rihanna'nın şarkısı, 'diamonds' diye bir şarkı." diye mırıldandı. Anlamışçasına salladım başımı.

Güneş batmış, hatta akşam olmuştu. Parkta kimsecikler kalmamıştı. Umurumuzda değildi. Oturuyor, şarkı dinliyor ve yavaştan görünmeye başlayan yıldızları izliyorduk.

"Şarkıda ne diyor biliyor musun?" diye sordu gözlerini gözlerime çevirirken. Başımı sağa ve sola salladım. "Bilmiyorum, ne diyor ki?" Şarkıya odaklandım ve anlamaya çalıştım lakin anlayamamıştım. 13-14 yaşlarımdaki ingilizcem şarkıyı anlamaya yeterli değildi maalesef.

"Gözlerinin içindeki hayatı gördüm,"

Gözleri gözlerimdeydi, o lavaboda hissettiğim şeyi tekrar hissettim. Ne hissi bu Efla?

"Bu yüzden bu gece ışıldayalım."

Tebessüm ettim hemen.

"Sen ve ben..."

"Biz gökyüzündeki elmaslar kadar güzeliz."

Bakışlarımı saniyelik yıldızlara çevirdim. Tekrar elalarına indirdiğimde devam etti şarkının güzel sözlerine.

"Göz göze,"

"Hayat dolu..."

"Biz gökyüzündeki elmaslar kadar güzeliz."

elfida/yarı textingWhere stories live. Discover now