19* waste

82 22 69
                                    

(kwllswxtch- waste)

Karakolu görmemle adımlarım yavaşladı, derin bir nefes aldım.

Biraz sonra büyük, yarım daire şeklindeki merdivenleri tırmanıp karakola adımladım.

Bir adam hemen bana doğru geldi ve "Buyurun?" dedi sorarcasına.

"Ben sevgilimin yanına gelmiştim de." dedim. Sevgilim...

"Sevgilinizin ismini öğrenebilir miyim?" diye sordu bu sefer de.

"Buğra Alaca..." dediğimde başını salladı ve arkasını dönüp gitmeden önce, orada bulunan bir koltuğu gösterdi ve "Siz şuraya oturun, ben size haber vereceğim." dedi.

Gösterdiği yere geçip oturdum ve beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra adam geri geldi, "Bu gece burada kalacakmış." dedi.

"Niçin kalacakmış peki? Şikayet ne? Ve ayrıca, onu görebilir miyim?" diye sorularımı art arda sıraladığımda "Adam yaralama." dedi ilk soruma yanıt olarak.

Tahmin ettiğim gibi...

"Görebilirsiniz, beni takip edin." dediğinde peşinden gittim.

Ve en sonunda parmaklıklar arkasındaki Buğra'nın sıkıntılı yüz ifadesini gördüm. Beni gördüğü an ayağa kalkıp bana doğru geldi. "Efla..."

"Buğra Alaca, tutuklusunuz." dedim alayla karışık üzüntüyle.

"Ya... Öyle miymişim?"

"Öyleymişsiniz." dedim hemen.

"Neden tutukluymuşum peki?" diye sorduğunda, "Adam yaralamaktan..." dedim düz bir sesle.

"Cık cık cık, yanlış."

"Neden tutuklanmışsın?" diye sordum.

"Bir meleğin ruhunu çaldım."

Ellerimi parmaklıkları kavrayan parmaklarına götürdüm ve avucumu elime yasladım. "Öyle mi yapmışsın?" diye sordum kısık sesimle.

"Evet, tam olarak öyle yapmışım." dedi gülümseyerek.

"Neden yaptın peki bunu?" diye sorduğumda "Ödeşmek istedim." dedi.

"Nasıl yani?" diye sordum.

"O da benim ruhumu çaldı çünkü... Ben de ödeştim."

Gülümsedim. "Yanağını yaklaştırsana." dedim bir anlık dürtüyle.

Ne yapacağımı hemen anlayıp, "Dudaklarımı yaklaştırsam?" diye sordu. Dudaklarında asılı kalan müzip sırıtışla bakıyordu bana.

"O da olur." dediğimde dudaklarını iki parmaklık arasına yaklaştırdı, küçük bir öpücük kondurdum.

"Hadi, şimdi yanak." dediğimde "Sapık mısın Efla? Öptün ya zaten." dedi.

"Ya ama... Yanağını öpesim vardı benim." dedim, yaramaz bir çocuk gibi olduğuma o kadar emindim ki.

Ben karanfil kokusunu içime çekerken yanağını yaklaştırdı. "Peki peki, al öp." dediğinde hemen dudaklarımı yanağına bastırdım.

Dudaklarım pürüssüz tenine işledi.

"Oh." dedi ben dudaklarımı geri çekerken, "Mis gibi." diye ekledi.

Telefonum çalmaya başladığında elimi cebime attım ve telefonumu çıkarttım.

Annem arıyordu, aramayı yanıtladım. "Alo, anne?" dedim sorar gibi.

"Kızım Esma gelmiş, kapıdaymış. Ben onun yanına gidiyorum şimdi." dedi.

elfida/yarı textingNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ