chai talks - liskook

23;

Önceki bölümün son kısımlarını değiştirdim birazcık hem fici de unutmuşsunuzdur bir bakın derimm

Komşunun internetinden çala çala yazdım bu yüzden hepiniz yorum yapıp oy veriyorsunuz 🔫

-

Jungkook'un anlatımından:

Dün Lalisa'yla gittiğimiz kruvasancının ardından otele dönüş yolunda bildirimlerim hiç susmamıştı.

Hepsi planlama departmanında çalışan Yeonjun'dandı.

Sadece planlama, pazarlama ve yönetim departmanındaki kişilerin olduğu şirket haberleri diye bir sohbet grubu vardı. Gerçekten de feci dedikodu döndürüyorlardı. Bende ceo olduğum için önemli gelişmelerden haberimin olması gerektiğini düşünmüştüm, bu yüzden de Yeonjun'la küçük bir anlaşma yapmak zorunda kalmıştım.

Bana uzun zamandır yönetimde çalışmak istediğini söylemişti, sonuç olarak o bana dönen dedikoduları atacaktı bende onu yönetime geçirecektim. Nasıl terfi almadan 3 yıldır bizim şirketteydi bilmiyordum ama hak ettiğine de emindim.

Şirket haberlerinde konuşulan son konuşmalar açıkçası beni hem şaşırtmış hemde fazlasıyla sinirlendirmişti. Onları uyarmama rağmen ve o kadar açıklama bile yapmama rağmen hâlâ fikirlerini değiştirmemeleri çok sinir bozucuydu.

Uyarımı dinlemeyen kişiler dışında birde Mingyu meselesi vardı. Lalisa hakkında söylediği şeyleri okuyunca kendimi sinirden kasmadan edememiştim.

Mingyu ve Lalisa şuana kadar hiç aynı departmanda bile çalışmamışlardı, binaları bile farklıydı.

Yeonjun'a Mingyu meselesini sorduğumda hemen açıklamıştı. Dediğine göre Lalisa ne kadar benim ve kendisinin haberi olmasa da şirketteki erkekler arasında oldukça popülermiş. O bunu dedikten sonra çıkıyor olma ihtimâlimizin herkese neden bu kadar battığını da az çok anlamıştım.

Kore'ye dönmemize son 2 gün kalmıştı. Ne kadar Paris'in havasını ve hissettirdiği hisleri sevsem de Kore'nin yeri çok daha ayrıydı.

Buraya geldiğim günden beri babam ne mesaj atıyor, ne de arıyordu. Ona yazdığım mesajlara da bakmıyordu. Paris'e geldiğimde aramızda bir sorun yoktu, ondan neden böyle davrandığını pek anlamıyordum.

-

Çalan zilin sesiyle kafamı kapıya doğru çevirdim. Saat akşam 10 sularıydı, davet ettiğim birisi de yoktu. Kim gelmiş olabilirdi ki?

Merakla hemen kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtım. Lalisa gelmişti, gelmesini beklemediğim için şaşırmıştım.

"Lalisa?" Yüzüme bakmıyordu. Biraz gerilmiş gibi duruyordu ve gerginliğini atmak istercesine de elleriyle oynuyordu.

Lalisa kendini konuşmak için hazır hissetmiş olmalı ki sonunda konuşmaya başlamıştı. "Şey... Rahatsız etmek istemezdim ama acil olduğu için gelmek zorunda kaldım."

"Bir sorun mu var?"

"Aslında evet. Mikrodalgada yemeğimi unutmuşum, yangın çıkmadan söndürdüm tabii ki ama yine de duvarlar dumandan dolayı kömür gibi oldu. Bu saatte ne yapacağımı bilemediğimden de yanına geldim."

"Müsaitsen bakabilir miyim?"

"Tabii." diyerek odasına doğru ilerledi ve oda kartıyla kapıyı açtı. Bende onu takip ederek içeri girdim.

Kolumu yüzüme siper ederek mutfağı inceledim. Gerçekten de söndürülmesine rağmen hâlâ ortalık yanık kokuyordu ve duvarlar simsiyahtı. Mutfak arkada kaldığından, tüm pencereler ne kadar açılırsa açılsın bir şey değişmiyordu.

"Mikrodalga ve duvarlar ne kadar tutar?" İlk soracağı sorunun bu olacağını tahmin etmemiştim. Daha çok 'Nerede kalacağım?' tarzı bir soru bekliyordum.

"Bunları düşünmene gerek yok. Şirketle beraber geldiğin için, hepsini ben karşılayacağım. Şimdilik sana bir oda bulsak yeter."

"Ah öyle mi? Peki, odayı nasıl bulacağız? Bildiğim kadarıyla danışma akşam 8'den sonra kapalı oluyor."

"Otel müdürüyle konuşup hâlletmeye çalışacağım, eğer bulamazsak da benim odamda kalırsın. Sizin odalarınızdan daha büyük olduğundan sıkıntı yaşamazsın ama senin kararın yani."

"Önce otel müdürüyle konuş sen, eğer oda yoksa seninle kalırım."

"Tamam, arıyorum o zaman."

Otel müdürü, onu ard arda 2 kez aramama rağmen açmamıştı. Lalisa benden olumlu yanıt beklerken iç çekerek ona baktım. "Açmıyor."

"Mesaj atıp sorsak olmaz mı? Belki işi falan vardır."

"Bu saatte ne gibi bir işi olabilir bilmiyorum ama uyuyor sanırım, yoksa açardı. Sen önemli eşyalarını topla, bende misafir odasını hazırlayayım yarın yine müdürle konuşurum."

"Tamam, öyle yapalım." O bunu dedikten sonra hemen odama gidip kapımı kapatmıştım.

Kullanmadığım misafir odam hariç her yer çok dağınıktı ve o içeri girdiği zaman kesinlikle benim o dağınıklığımı görmemeliydi.

Normalde bu kadar dağınık bir insan değildim, hâttâ aksine aşırı titiz biriydim sadece son günlerde ortalığı toplamaya pek zaman bulamamıştım.

Dipli bucaklı her yeri toplayacak kadar vaktim olmadığından hızlıca tüm çöpleri çöpe atıp, koltuktaki kıyafetlerimi de yatak odamdaki yatağıma fırlatmıştım.

5 dakikada tüm dağınık görüntüyü ortadan kaldırdığımda, derin bir nefes verdim. O sırada da mükemmel bir zamanlamayla zil çalmıştı.

-

Lalisa:
Bana verdigin tarif yuzunden basima gelmeyen kalmadi
Of

Lalisa:
10 dakika mikrodalgada isit demistin bende o sirada dizi izleyeyim demistim unutmusum
Yanik kokusu gelmese anlamicaktim

Lalisa:
Mutfaga bi gittim mikrodalganin ustunden ates cikiyo
Hemen sondurdum ama o atesin dumani tavani falan her yeri mahvetmis
Oyle lanet bi duman ki temizlenmiyo bile

Lalisa:
Duramadim kactim ordan hemen jungkook un yanina gittim

Lalisa:
Kredi kartimin limiti doldugu icin cok tutar diye korkuyodum ama hepsini o odicekmis sirketle geldigim icin:)

Lalisa:
Muduru aradik oda bulmak icin o serro otel muduru de acmadi
Ondan jungkook da kalicam oda bulana kadar

Lalisa:
Asiri buyuk birde kral daire gibi bir sey belki ondan da buyuktur o derece

Lalisa:
Yoongi de kaldigin icin gormuyosun galiba mesajlarimi ama gorunce feels gecirceksin

Lalisa:
Neyse misafir odasini verdi bana ama oda benim otel odasiyla ayni buyuklukte yani sen dusun

Lalisa:
Banyosu falan vardi yatak da buyuktu cok rahat uyucam bugun

Lalisa:
Cok uykum geldi mesajlarima da bakmiyosun gidiyorum ben

-

Lütfen sadece okuma listesine ekleyip yorum yapmayın oy vermek zor değil 🙃

Umarım beğenmişsinizdir💞💞