21.Bölüm

21 1 0
                                    

Bu kısmı okuyun lütfen!

Başladığım kurgu bir umutla başladım ve ilerlemesini istiyorum. Kendi çapımda birşeyler yapmaya çalışıyorum ama etkileşim çok az. Lütfen okuyarak, oy ve yorum yaparak desteğinizi esirgemeyin. İlk yazdığım zamanki heyecan şimdide olsun lütfen. Bundan itibaren ki bölümlerin olayları bir tık artıyor belki daha çok sarar. Lütfen bir kişinin bunca şeyi yazarken birşeyler çabaladığını hatırlayarak okuyun ve destekleyin.
İyi okumalar dilerim.💟
______________________________________

~Bölüm Başı~

"KERİM YAVAŞLA BİRAZ!"

Kerim arabayı son sürat sürüyordu. Bense hala olanların yaşandığına inanamıyordum.

Kabus gerçekliğini koruyordu.

Telefonda duyduğumuz sesler, delicesine koşup kendimizi arabaya atmamız ve şuanda hastaneye yetişme çabamız... Cevaplarını bilmediğimiz bir sınavın içindeydik sanki.

O duyduğum sesler beynimden vurulmuşa döndü. Kafamın içinde yankı yapıyordu durmaksızın. Bilincimi kaybedecekmişim gibiyim ama birşeyler buna engel oluyordu.

Yollar sanki bizimle oyun oynuyordu. Yollar uzadıkça göğüs kafesim daha çok sıkışıyordu.

Canımdan çok sevdiğim insanın canı ile sınanıyordum.

Elimi göğsümün ortasına koydum. Gözyaşlarım firar ederken nefes alış verişlerimi toparlamaya çalışıyordum. Ama imkansızdı.

Belki de bu olanlar bir işarettir. Umudumu kaybetmemem için bir mesaj olabilirdi. Kafam da bu düşünceler dolanıp dururken, kafamı çevirdiğimde hastaneyi gördüm.
Şükürler olsun.

Kerime döndüm. Arabayı park etmek zaman kaybıydı şu durumda.

"Kerim arabayı park etmek için boş yer bulmak çok zaman alır. Sen beni burda bırak. En azından birimiz yanına yetişmiş olur."

Kerim sadece başını sallamakla yetindi ve arabayı durdurdu. Kerim için çok daha zor bir durumdu. Öz ikizinin yaşam mücadelesine şahitlik ediyordu.

Arabayı durdurur durdurmaz aceleyle kendimi dışarı attım. Kerim'in aniden durması arkadan gelen araçlarında aniden durmasına da sebep olmuştu. Bas bas kornaya basıyorlardı.

Kerim daha fazla durmayıp arabayı çalıştırınca bende hiç vakit kaybetmeden hastaneye doğru koşmaya başladım.

Hastaneye yaklaşınca giriş kapışını aramaya koyuldum. Sağıma, soluma, arkama, önüme baktım ama bulamamıştım. Sakin kalmam gerektiğini kendime tekrar hatırlatınca aramaya devam ettim.
Hastanenin diğer tarafına koşacağım sırada siren sesleri duymaya başladım. Seslerin olduğu tarafa başımı hemen çevirdiğimde bir ambulansın yanaştığını gördüm.

O tarafa doğru koşmaya başladım. Koştukça kalbim daha çok sıkışıyordu. Kerem'i ne vaziyette göreceğimi düşünmek çok korkutuyordu.

Koşmaya devam ediyordum. Ambulansın içinden iki görevli hızlıca çıkmışlardı. Bende daha çok yaklaşıyordum. Görevliler hiç vakit kaybetmeden arka kapıyı açtıklarında artık varmış sayılırdım. Hızımı daha çok arttırmamla görevlilerin sedyeyle, sedyeye yatan yaralıyı indirmeleri aniden olduğum yerde durmama sebep olmuşlardı.

Olduğum yerde kalakalmıştım. Kaldığım yerde gördüklerimin yaşanması ihtimalini sorguluyordum.
Sedyenin üstünde yatanın Kerem olmasını beklerken Alp'in olmasının nedenini anlamaya çalışıyordum.

Kalbim Artık BiliyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin