Bölüm 8

172 17 8
                                    

—HUZUR—


Burnuma dolan o eşsiz kokuyu iyice ciğerlerime çektim.Kokuya daha fazla yaklaşmak için başımın altındaki yastığa iyice sarıldım.Bu koku nereden geliyordu bilmiyorum ama çok hoşuma gittiği kesindi.Bende tarifi olmayan duygular uyandırıyordu.Yastığı biraz daha sıkıp burnuma iyice dayarken,tek gözümü açtım.Tanrımm!! Yataktan hızlıca doğruldum.Burası benim odam değildi.Zaten yatağın benim yatağıma göre daha büyük olmasından anlamalıydım.Hızla gözümü odada dolaştırırken onu farkettim.Tekli koltukta rahatsız olduğu her halinden belli bir şekilde uyuyordu.Ahh benim yüzümden olmalı ! Dün gece en son onun kollarında ağlıyordum ama sonrası yoktu.Yataktan ses çıkarmamaya özen göstererek ayağa kalktım.Ve çıplak ayaklarımla ses çıkarmadan yanına gittim.İki kaşının ortasında belirgin bir çizgi vardı.Sıkıntılı bir yüz ifadesiyle uyuyordu.Belli ki bir yerleri tutulmuştu.Hangi cesaretle bilmiyorum ama o iki kaşının arasındaki çizgiyi yok etmek isteyerek üzerine doğru uzandım.Tam elimi kaşlarının arsına değdirecektim ki odada yüksek sesle bir melodi yankılanmaya başladı.Ben daha doğrulamadan gözlerini açtığında,önce gözlerinde bir şaşkınlık belirdi.Ardından dudağının kenarına muzip bir gülümseme yerleştirip koltuğun yanındaki komidinden telefonu aldı.Hızlıca doğrulup beklemeye başladım.Ne diyecektim şimdi adama ! Üstelik bulunduğum pozisyon çok yanlış anlaşılabilecek bir pozisyondu.Ahh aptal kafam ! Şuan odadan kaçmak istiyordum ama açıklama yapmam da gerekiyordu.Hala yüzüme doğru bakarken ısrarla çala telefon yüzünden bakışlarını benden ayırıp telefona baktı.Hızlı bir hareketle açıp kulağına götürdü.

''Anne kötü bir şey mi oldu ? ''

Hemen telefona kulak kesildim.Büşra Hanıma kötü bir şey olmamıştı inşallah.

''..........................................''

''Ha.Yok sultanım olur mu öyle şey ! İşleri baya bir boşlamışım da onları yoluna sokmaya çalışıyordum.Şimdi bir de sen arayınca korktum.''

''.........................................''

''Tamam benim için cimcimeyi mıncır...Hadi sultanım görüşürüz.''

Telefonu cebine attıktan sonra bakışları yine beni buldu.

''Büşra Hanıma bir şey mi olmuş ? ''

''Yok.İyiymiş.Bir sorun yok.''

''Anladım.Sevindim bir anda telefon gelince bir şey oldu sandım.''

''Telefonun çalmasına çok üzüldün herhalde...''

Yüzüne yine o bilindik ifadesini takıp imalı imalı sırıtmaya başladığında o pozisyonu yanlış anladığını anlamıştım.Gerçi ne kadar yanlış anlayabilirdi ki ! Zaten yapmak üzere olduğum şey yanlıştı.Aslında o telefona dua etmeliydim.Aksi halde geri dönüşü olmayan yollara girebilirdim.

''Şey ben sizi uyandıracaktım.Koltukta çok rahatsız duruyordunuz.Tam o sırada telefon çaldı zaten.''

Yüzünde 'sen bunları benim külahıma anlat' ifadesiyle beni bir süzdü.Ahh kesin yanlış anlamıştı işte.Aptal kafam,aptal kafam....

''Ben kahvaltı hazırlayım Burak Bey izninizle..''

Bir şey diyecek oldu sonra diyeceklerini yutup başını salladı.Canıma minnet...Hızlı adımlarla odasından çıktım.Merdivenlerden inerken mutfak kapısından çıkan Hafize Anneyle göz göze geldim.Sorgulayan bakışlarla bana bakıyordu.Buyrun cenaze namazına.Kadına ne diyecektim şimdi.Hiçbir şey olmamış gibi davranmak en iyisiydi herhalde.

''Günaydın Hafize Anne.''

''Günaydın kızım.Uyandırmak için odana geldim ama yoktun.''

Üzgünüm Hafize Anne ama sana yalan söylemek zorundayım.

Geceden Doğan Düşler #Wattys2015Where stories live. Discover now