Bölüm 6

176 19 6
                                    


-SENEM-


Şuan kalp atışlarım asansörün içerisinde yankı yapıyordu resmen.Birileri duyacak diye ödüm patlıyordu ama yine de kendimi bir türlü sakinleştiremiyordum.Hala üzerime doğru eğiliyordu ve iyice sıcaklamaya başlamıştım.Sahi kaç kişiydik şu lanet asansörün içinde de bu kadar sıcak olmuştu burası.Zaten bir türlü inenemiştik de kafeteryaya.Alt tarafı kaç kat inecektik ki ! Bir an sonra yüzünü çevirip boynumun o tarafa doğru eğilmeye başladığında artık heyecan bende tavan yapmıştı.Şu an dışarıdan nasıl duruyorduk bilmiyorum ama çok normal bir görüntü olmasa gerekti.Yakıcı nefesini kulağımın dibinde hissederken,o buğulu sesi kulaklarımı doldurdu.

''Yüzünün bu kadar kızarması umarım bulunduğumuz durumdan dolayı değildir.''

NE !!!!! Hemen ellerimi göğsüne koyup onu biraz ileri ittim.Tanrı aşkına dalga mı geçiyordu bu herif !! Kaşlarımı çatıp yüzüne bakmak için kafamı kaldırdım.Çok kısa bir kız sayılmazdım ama yine de benden uzundu işte.Gözlerine doğru baktığım da karanlık bir kuyuda kaybolmuş gibi hissediyordum.Nasıl bu kadar karanlık bakabilirdi ki bir insan ? Üstelik dudağının kenarında muzip bir gülümseme peydah olmuştu.Bir cevap vermemi beklercesine yüzüme bakıyordu.Ne diyebilirdim ki ! Bir an beni öpeceğini sandım mı ? Yoksa beni öpmeni istedim mi ? Off inanmıyorum ! Gerçekten beni öpmesini istemiştim.Çok dolgun dudakları yoktu ama ince de değillerdi.Ve ben o dudakların tadını merak etmiştim işte.Daha önce kimseyle öpüşmemiştim.Hatta böyle bir düşüncem dahi olmamıştı ama bu adamın beni öpmesini istemiştim.Neler oluyordu bana böyle.Daha doğru düzgün tanışmamıştık bile.Bir adını bir de işini bildiğim bir adamı böyle öpmek istemek çılgıncaydı.Ve ben kafayı yiyordum sanırım.Ortam biraz ferahlamaya başladığında o karanlık gözlerden çektim gözlerimi.Asansör çoktan boşalmış hatta birileri biniyordu.Ve ben farkına bile varmamıştım.Ne vardı sanki kendini bu kadar kaptıracak.Adamı önümden yavaşça itip asansörden dışarı çıktım ve rastgele yürümeye başladım.Ahhhh ! Ne taraftaydı şu lanet kafeterya...

''Kafeteryaya oradan gidemezsin beni takip et. ''

Arkamdan seslendiğinde bir kez daha rezil olduğumu anladım.Adam şuan kesin içinden benimle dalga geçiyordu.Geri dönüp baktığımda yavaş yavaş tersi istikamete yürüdüğünü gördüm.Bende yavaş hareketlerle peşinden gitmeye başladım.Yanında yürümeye yüzüm yoktu o yüzden 1 metre kadar arkasından gidiyordum.Bir yerden dönünce karşımıza onlarca masa çıktı.Burak abi ileride Kemalle birlikte oturuyordu.Yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı.Anlaşılan hoş bir şey konuşmuyorlardı.Bir an gidip gitmemekte tereddüt ettim,özel olabilirdi sonuçta.Ama Mehmet hiç takmadan oraya doğru yürüyünce el mecbur bende onu takip ettim.Burak abi bizim geldiğimiz görünce konuşmayı kesti ve bize döndü.Mehmet'e doğru dönüp sormaya başladı.

''Ne oldu muayene de ? Bir şey çıktı mı ? ''

''Aslında evet.Elle muayene de bir kitle tespit ettim.Bu yüzden mamografi çekildi.Belki Kemal de bakma ister diye sonuçlarına bakmadım henüz.''dedi.

''Anladım.Kemal hadi yukarı çıkalım da şu sonuçlara bakıp bir şey söyleyin artık.Kendi kendimi yemekten bir hal oldum burada.''

Bir an başım önüme düştü.Ölecektim sonuçta.Niye bu kadar uğraşıyordu ki Burak abi.Benim için çok endişelendiğini de anlıyordum ama bazı şeyleri değiştiremezdim işte.Annem kanserden ölmüştü ve bende çok yakında onun yanına gidecektim.Bu kadar basitti.Aslında çok basit bir şeymiş gibi söylüyordum ama korkudan yüreğim ağzımda atıyordu.Kendimi yardıma muhtaç yavru bir köpek gibi hissediyordum.Aciz ve kimsesiz hissediyordum.Ve elimden gelen hiçbir şey yoktu.Ölmek için çok küçüktüm belki.Belki korkuyordum ama bu zamana kadar yaşadıklarım yüzünden şuan yaşamaktan daha çok korkuyordum.Belki de bu yüzdendi bu kabulleniş.Yaşarsam ne görecektim ki ! Bu zamana kadar hayat bana ne verdi ki bundan sonra verecekti.Zaten yaşasam bile geleceğim belli değil miydi ? Hafize anne gibi bir evde çalışarak hayatımı geçirecektim.Gocunduğumdan değildi ama ömrümün sonuna kadar da bir eve tıkılı kalmak istemiyordum.Başkalarının çocuklarını büyütürken,başka insanların aşklarına,evliliklerini imrenirken her gece odama gidip de yatağa yalnız yatmak istemiyordum.Ve bu gidişle olacağı da buydu.Bir eğitimim yoktu.Ya da gerçek aşkımla karşılaşabileceğim bir arkadaş ortamım.Ben sabah erkenden kalkar işlerimi yapardım.Sonra bana izin verdikleri saatte de yatağa girerdim.Son 5 yılım böyle geçmişti.Sanırım bazı şeylerin farkına şimdi varıyordum.Ben aslında yaşamak istemiyordum.Ben tedavi olmak da istemiyordum.Biraz sonra bana kanser olduğumu söylemelerini de istemiyordum.Başımı kaldırıp da gitmek istediğimi söyleyeceğim sırada artık kafeterya da olmadığımızı farkettim.Sahi ne zaman Kemal'in odasına çıkmıştık ki biz ! Ben bu sandalyeye ne zaman oturmuştum.Buraya geldiğimin farkında olamayacak kadar mı düşünüyordum ben.Burak abiye döndüğümde sabırsız bir şekilde bir yere baktığını farkettim.Baktığı yöne kafamı çevirdiğimde,Kemal ve Mehmet'in fısır fısır bir şey konuştuklarını gördüm.Bir ara Mehmet dönüp bana baktı.Ardında Kemal'e dönüp tekrar bir şeyler söyledi.Her ne konuştular bilmiyorum ama Kemal başını salladı ve gelip koltuğuna oturdu.

Geceden Doğan Düşler #Wattys2015Where stories live. Discover now