25

1.4K 206 64
                                    

"Neden suratın asık?" seyirciler rahatsız olmasın diye Yeonjun'un kulağına fısıldadığında, Yeonjun bakışlarını ona çevirdi. "Değil." cevabını verip hemen ardından yeniden filme döndü. Salonun çocuklarla dolu oluşu ve hepsinin filme sanki çok önemli bir şeymiş gibi odaklanmış oluşuna gülecekken kendisinin de onlardan biri olduğunu fark edince gülemedi. Alt tarafı diş perisiyle ilgili bir film izliyorlardı ancak nedense film onu içine çekmişti. Sua bile arada sıkılıp homurdanıyorken, Yeonjun pür dikkat nefes almadan filmi izliyordu. "Bu peri ne salak ya." kendi kendine söylenmek isterken sesi beklediğinden yüksek çıktığında salondan yargılayan fısıltılar yükseldi ve utanıp kafasını Soobin'in omzuna gömdü.

Soobin'in kendisine güldüğünü biliyordu. "Gülme." diye fısıldadı yüzünü gömdüğü için boğuk çıkan sesiyle. "Bir oda dolusu çocuktan linç yemen komik geldi üzgünüm." Yeonjun'un yüzünü az da olsa görebiliyordu. Yanağına düşen saçları geriye çekti ve bunu yapmasıyla Yeonjun kafasını kaldırıp Soobin'e baktı. Yüzleri birbirine yakın olduğundan çok kısa bir anlığına Soobin'in dudaklarına inen bakışları yeniden gözlerine çıktı ve iç çekti.

"Yanlış bir şey mi yaptım?" Soobin'in sorusuyla kaşları çatıldı. "Hayır, o nereden çıktı?"
"Kafeden çıktığımızdan beri suratın asıktı. Fark etmeden yanlış bir şey mi yaptım?" gülümsedi. Bir yandan da Soobin'in ilgili ve endişeli hali yüzünden ağlayacak gibi hissediyordu. "Hayır bir şey yapmadın." Soobin bu dediğiyle ikna olmuş gibi görünmüyordu. "Bakma öyle gerçekten bir şey yapmadın."

Soobin göz ucuyla Sua'yı kontrol edip yeniden Yeonjun'a döndü. "Minjee'ye sinir oldum sadece." Yeonjun'un bir anda söylediği şeyle gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Neden? Ben yokken bir şey mi yaptı?"
"Omzunu okşadı."
"Geri çekildim ama."
"Olsun okşadı sonuç olarak. Kıskandım ben onu."

Şaşkın ifadesi silindi ve yerini koca bir gülümseme aldı. "Ne gülüyorsun?"
"Hiç." Yeonjun koluna vurunca gülümsemesi daha da büyüdü. "Ne vuruyorsun?"
"Hiç."
"Kopyacı."
"Film izliyorum sus."

Soobin gülümseyerek başını salladı ve kafasını koltuğa yaslayıp filmi izlemeye başladı. Bir yanında Sua, bir yanında Yeonjun olduğundan ikisini de farklı aralıklarla kontrol ediyordu. Sua'ya baktı. Filme bakmak yerine o da ona bakıyordu. "Sıkıldın mı?"
"Biraz."

Sua bu sefer de Yeonjun'a baktı. "O filmi benden daha çok sevdi galiba." Soobin de Yeonjun'a baktı ve güldü. "Öyle görünüyor."

**

"Poşetleri bana ver öyle daha rahat olursun." elini Yeonjun'a uzattığında Yeonjun poşetleri geri çekti. "Ben tutarım sorun değil."
"Şu ikisini ver en azından ağır olmasın."
"Ne inatçısın ya."
"Ver hadi."

Gözlerini devirdi ve iki poşeti Soobin'e uzattı. "Yeonjun sen de gösterime gelecek misin?" Sua limonatasını içerken aralarından yürüyordu. İkisinin de bakışları Sua'ya döndü. "Gelmemi ister misin?" Sua kafasını sallayınca Yeonjun gülümsedi. "Minjee için sorun olmaz mı?" bu kez Soobin'e baktı. "Neden olsun?" Soobin'in sorusuna verebilecek çok fazla cevabı olsa da en basitini seçti. "Belki tanımadığı birinin kızının gösterisine gelmesini istemez."
"Ben seni tanıyorum sonuçta."

Güldü. "Tanıdığın için mutlu musun bari?" Öylesine Soobin'le uğraşmak için söylediği şey Soobin'i ciddileştirirken "Fazlasıyla." dedi ve bakışları derinleştiğinde Yeonjun heyecanını gizlemeye çalışarak gülümsedi. "Baba bu akşam Beomgyu'ya gidebilir miyiz?"
"Ama önce Yeonjun'u evine bırakmamız lazım kızım."
"Sorun değil önce Sua'yı bırakabiliriz. Zaten seninle konuşmak istiyordum."

clementine • yeonbinWhere stories live. Discover now