6

1.3K 194 52
                                    

inan bilmiyorum

soobin: beomgyu
benim müsterim bugün kacta geliyodu

beomgyu: 20 dakika falan sonra gelmesi lazım
ve sen hala ise gelmedin
patronları isten kovabilme özelligi getirilsin

jungsu: öyle bi sey olsa soobinin yüzüncü kez isten kovulusunu kutlardık artık burada

soobin: hic sevgi saygı kalmamıs
bu arada dolapta limonata var mı

beomgyu: var

taehyun: dı...
az önce ictim

soobin: suanın canı cekmis de
yolda gelirken alırım o zaman ben tamam

jungsu: bazen sadece sua olmak istiyorum

beomgyu: bazen dedigi 7/24

jungsu: abartma
7/23 falan

taehyun: soobin ben alırım istiyosan
sen gecikme

soobin: yok yok sorun degil
on dakikalık yolumuz kaldı zaten
nereden alıcagımı düsünüyorum sadece

jungsu: yeonjundan alsana

soobin: ney

jungsu: ne ney.
mal herif
adamın kafesi yok mu
onda limonata olmicak da bende mi olucak amk

beomgyu: lan cok mantıklı
git yeonjundan al
🙂

soobin: basladı yine bu

beomgyu: hicbi sey yapmadım.

soobin: neyse tamam
yeonjundan alırım
mantıklı
sagol jungsu

jungsu: ne demek canım
her zaman 🙂

soobin: 🧍🏼‍♂️
cıkıyorum
görüsürüz on yirmi dakikaya

**

"Sua acele etme." Sua'nın açık bıraktığı araba kapısını arkasından kapatırken, arabayı kilitledi ve anahtarı parmaklarında çevire çevire kızının peşinden kafeye girdi. İlk günkünden daha da kalabalıktı ve içerideki gürültü yüzünden müzik bile zar zor duyuluyordu. Gözlerini Sua'dan çekmeden arkasından ilerledi. Kasaya ulaştıklarında Jooyeon bir Soobin'e bir de Soobin'in elini tutan Sua'ya baktı ve gülümseyip "Bir dakika." diyerek yanlarından ayrılıp içeri geçti. Jooyeon'un gözden kayboluşunun üzerinden neredeyse bir dakika kadar geçtikten hemen sonra görüş açısına giren tanıdık bedenle gülümsedi.

"Ufaklığı da getirmişsin." Sua'yı daha iyi görebilmek için tezgahın üzerinden eğilirken gülümsedi. "Hoşgeldin ufaklık."
"Saçların çok güzelmiş." Sua konuyu tamamen başka bir yere taşırken Yeonjun Soobin'e bakıp güldü. "Öyle mi? Teşekkür ederim senin saçların da çok güzel." Sua kendinden emin edasıyla örülü saçlarını savurdu ve Soobin'e baktı. "Babam ördü."
"Babanı tebrik ediyorum."
"Baba bak köpek! Gidip sevebilir miyim?" Sua hevesle Soobin'in elini çekiştirirken Soobin kafasını salladı ve Sua bu anı beklediğinden hızla köpeğin yanına koştu.

"Aynısından mı yapayım?" Yeonjun'un sorusuyla afallarken ağzından kaçan "Ha?" sorusuna Yeonjun güldü ve arkasında kalan kahve makinesini işaret etti. "Kahveyi diyorum?"
"Bugün kahve almayacağım da onun yerine limonata rica etsem?"
"Ufaklık için mi?" çenesinin ucuyla kenarda köpekle oynayan Sua'yı işaret edince Soobin "Evet." diyerek yanıtladı. "Adı ne bu arada?"
"Sua."
"Saçlarını çok şirin örmüşsün."

Yandan aldığı büyük plastik bardağa limonata doldurdu ve Soobin'e uzattı. "Denedim diyelim."
"Güzel olmuş inan bana. Bu arada sen saçını mı kestirdin?" Fark edilmeyecek kadar az kestiğinden Yeonjun'un fark etmesine şaşırdı. "Çok az bir şey kestim."
"Kendin mi kestin?"
"Evet niye?"
"El işlerinde başarılısın."

Söylediği şey söylemek istediği şeyden daha farklı bir şeyler ima ediyormuş gibi hissettiğinden, şaşkınlıkla gözleri büyüdü ve kendini düzeltmek için uygun kelimeler ararken Soobin kahkaha atmaya başladı. "Öyle değil!" dedi çaresizce. "Anladım anladım." Yeonjun'u onaylıyor olsa da gülmeye devam ediyordu. "Çok fesatsın."
"Herkes el işlerinde başarılı olduğumu söyler zaten." dedi imayla. Yeonjun gözlerini devirdi. "Herkesin söylediğine inanmam kendim görmek istiyorum."

Soobin'in gülüşü şaşkınlığı yüzünden yarıda kesilirken, Yeonjun yutkundu ve gülmeye başladı. "Şakaydı."
"Limonata limonata limonata." Sua zıplaya zıplaya Soobin'in yanına geri döndüğünde elinden tuttu ve Soobin'in dikkatini kendisine vermesini sağladı. "Gitmiyor muyuz?"
"Gidiyoruz."
"Al bakalım ufaklık."

Yeonjun limonatayı Sua'ya uzattı. "Teşekkür ederim sarı adam."
"Rica ederim tavşan kız."

Sua limonatasını içmeye koyulurken Soobin ödemeyi tamamlayıp son kez Yeonjun'a döndü. "Saçların bugün güzel gözüküyor." Yeonjun alınmış gibi yaparak "Ha diğer günler kötü mü gözüküyor yani?" dediğinde Soobin güldü. "Hayır ama bugün daha güzel gibi."
"İyi saç ve kötü saç günlerine inan."

Soobin'in gülümsemesi yüzünden yanağının içini ısırıyordu. "Sonra görüşürüz?" dedi Sua'nın elini tutarken. "Görüşürüz."

Sua ve Soobin kafeden çıkarken arkasından onları izledi. Ne zaman Soobin'e bu kadar düştüğünü bilmiyordu. Tek bildiği her hareketinde kontrolsüz bir biçimde ona çekildiğiydi ve bu onu korkutmaya başlamıştı.

"Abayı yakmış gibi gözüküyorsun." dedi Jooyeon arkasından fısıldarken. "Abayı boşver evim yanmasın o bana yeter."

















___________

gecenin bu saatinde bölüm mü atılır dediginizi duyar gibiyim ama attık artık cok gec 🙏 iyi geceler demeye geldim zaten bölüm bahane

💌 iyi geceler ve tatlı rüyalarrr kocaman sarıldık ve öpüldünüz <3

clementine • yeonbinWhere stories live. Discover now