Bölüm 40

1.5K 84 142
                                    

Günlerdir beni mahfeden sabah bulantıları ile uğraşıyorum.
Her sabah yatağımdan bulantı ile fırlayıp içim dışıma çıkana kadar kusuyorum ve sonrasında göz yaşlarına boğuluyorum çünkü her seferinde aklımda beliren tek görüntü Boran'ın saçlarımı toplama şekli, sırtımı sıvazlaması, beni çöktüğüm klozetin dibinden kaldırıp elimi yüzümü yıkayıp, kucağına alarak yatağa taşıması.
Ben her sabah onunla uyanıp onunla uyuyorum, hayali bir an olsun gözümün önünde geçmiyor, sesini duymak için çıldırıyorum.
Yüzüne gülüşüne öyle muhtacım ki ,Allah'a durmadan bana güç vermesi için yalvarıyorum.
Bugün tam on gün oldu ,koskocaman on gün dile kolay ,şimdi on günde neymiş Efnan diyeceksiniz,ama işte seven için bu on asır gibi bir şey.
Kalbim çok ağrıyor.
Günlerdir evden çıkmıyorum, Nedret bey ile zaten mutfağı dolduracak her şeyi almıştık,benim de iştahım hiç yok, sırf bebeğim için yemek yiyorum ,onu da yediğim gibi geri çıkarıyorum.
Burası çok sessiz ,özellikle ilk günlerde yanlız uyumak beni korkutmuyordu desem yalan olurdu .
Sonra alıştım, zaten insan oğlu neye alışmıyor ki .
Bir tek Boran onsuz olmaya alışabileceğimi hiç sanmıyorum.
Geceleri evin bahçesindeki masaya oturup demir korkulukların arkasında denizi izliyorum .
Doktor bana çok fazla kendini yorma dediği icin fazla hareket etmemeye dikkat ediyorum
Biraz daha zaman geçince sahilde yürüyüşlere başlamayı düşünüyordum.
Sahilin gölgeliklerinde gündüz oturan ve sürekli bir şeyler ile uğraşan kadınlar, koşturan çocuklar görüyorum.
Henüz tatilciler tam gelmedigi için etraf biraz sessiz.
Nazife Hatun yazın buraları gör kızım iğne atsan yere düşmez diyor .
Yıllardır burada kalıyormuş eşini iş kazasında kaybetmiş, iki çocuğu ile yıllardır buraya yerleşmiş ve burada çalışıyor.
Nedret bey eşinin doktoruymus.
Eşi öldükten sonra iki çocuğu ile yanliz kalan kadına önce küçük işler bulmuş, sonra da bu sitede görevli ihtiyacı olduğunu öğrenince onu siteye yerleştirip yıllarca yardım etmiş.
Şuan iki çocuğunun da eğitimine yardımcı oluyor ve kendilerine burs veriyor.
Biz neyiz ki diyor onun böyle hayatına dokunduğu o kadar insan varki dedi Nazife hatun ,söylediklerinde nedense şaşırmadım çünkü onunla dışarıda iken gördüğü saygı ve hürmeti gördüm.
Benim de hayatıma dokundu birde ,her gün Nazife hatunu arayıp beni kontrol ettiriyor ,o yanıma gelince tekrar arayıp beni soruyor ,sürekli telkinlerde bulunuyor.
Doktor Asya doğru söylemişti, dokunduğu hayatın şansı diye, öğrendiklerim sözlerinin doğruluğunu ispatlar nitelikte.
Nazife Hatun'un oğlu Selim Nedret bey gibi olabilmek için tıp okumaya karar vermiş ve başarmış.
Nazlı ara ara yanıma geliyor ve akşamları ders çalışıyoruz.
Günler burada böyle sessiz sakin geçiyor.
Şimdi de yine bahçe de oturmuş düşüncelere boğulmuş bir sekilde akşam güneşini izliyorum.
Sınava dört gün kaldı .
Sınava girmeyi çok isterken ,nasıl gireceğimi de düşünüyordum.
Ayrıca Elif ,Barış'a geçen gün geldiğinde ondan bahsetmiş ve onunla Boran'ın haberi olmadan nasıl iletişim kurabilirim diye konuşmuştum.
Günlerdir söz verdiğim halde ona haber verememiştim.
Kız meraktan ve üzüntüden ölmüştür.
Ama Boran'ın şuan kimden şüphelendiğini bilmediğim için ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum.
Öylece düşünürken bahçenin yakınına bir araba yaklaştı,ve kapının önünde park etti .
Kapı açıldı ve siyah araçtan güneş gözlükleri gözünde gayet havalı bir şekilde Barış indi.
Gözlüğünü gözünden çıkarmadan bana el salladı yerimden kalktım, Barış arabanın arkasına doğru ilerledi bagajı açtı biraz oyalandıktan sonra elinde bir sürü poşetle bahçeye doğru adımladı.
Bu on gün içinde buraya ikinci gelişiydi.

Bahçenin kapısını açtım " Hosgeldiniz Barış Bey " dedim.

" Hoş gördük küçük hanım "dedi elindeki poşetlere yardım etmek için uzandım kendini geri çekip " Gerek yok ben taşırım"dedi kapıdan içeriye girdi .

" Ne aldın yine ,daha geçen sefer getirdiklerin dolapta duruyor ,çürüyüp gidecek herşey " dedim.

Beni dinlemeden evin açık olan kapısından içeriye girdi .
Peşinden ayaklarımı sürüye sürüye yürüdüm ve mutfağa geçen Barış'ın yanına gittim.

ALABORAWhere stories live. Discover now